Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1960 E. 2024/189 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerine konulan ipoteğin, davacı eşin okuma yazma bilmemesi ve rıza açıklamasının içeriğinden haberdar olmaması nedeniyle kaldırılıp kaldırılamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı eşin imzasını inkâr etmediği ve sahtelik iddiasında bulunmadığı, 6100 sayılı HMK'nın 206. ve 208. maddeleri ile 6098 sayılı TBK'nın 15. maddesi gözetildiğinde davacı eşin aile konutu niteliğindeki taşınmaza konulan ipotek işlemine rızası bulunduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesince verilen ipoteğin kaldırılması kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1191 E., 2022/1858 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ve eşi olan davalının, oğulları Murat Naci Karatoprak'ın 30.03.2016 ve 01.07.2016 tarihlerinde Türkiye İş Bankası A.Ş'nin İzmir Buca şubesinden kredi kullandığını, kullanılan kredinin teminatı olarak davalı eşe ait aile konutu şerhli taşınmaz üzerine müvekkilinin bilgisi ve muvafakati dışında imza attırılmak suretiyle davalının ve müvekkilinin kefaleti ile banka lehine ipotek tesis edildiğini, müvekkilinin krediden ve ipotekten haberinin olmadığını, eşinin kıymet takdiri için konuta gelineceğini haber vermesiyle durumdan haberdar olduğunu, davalı eşin kredilerin, kredi garanti fonu tarafından garanti edilmesi nedeniyle sorun çıkması halinde fondan ödeneceğini düşündüğü için sonuçlarını bilmeden ve müvekkiline haber vermeden böyle bir şey yaptığını belirttiğini, müvekkilinin okuma yazmasının olmadığını şimdiye kadar imzasını gerektirecek hukuki işlemde bulunmadığını, davalı eşi tarafından bankaya götürülerek işlem yapıldığını, eş ve görevliler tarafından açıklama yapılmadığını belirterek, aile konutu üzerine konan ipoteğin kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Türkiye İş Bankası A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Banka’nın Menderes Caddesi/İzmir Şubesi müşterilerinden olan Ege Yıldız Özel Eğitim Hizmetleri Ltd.şti’ne kullandırılan kredilerin ve doğmuş/doğacak borçlarının güvencesini oluşturmak üzere, mülkiyeti diğer davalı ...’a ait bulunan; “Edirne ili, Merkez ilçesi, Kavgaz mahallesinde kain, tapunun 1780 ada, 2 parsel sayısında kayıtlı F Blok 2.Kat 5 bağımsız bölüm numaralı mesken” vasıflı taşınmazın tapu kayıtları üzerine, müvekkili Banka lehine, 1.dereceden 165.000,00 TL bedelle ipotek tesis edildiğini, düzenlenen Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmelerini ...'ın müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine Ege Yıldız Özel Eğitim Hiz.Ltd.Şti’nin kredi hesapları kat edilerek tasfiye olunacak alacaklar hesabı’na aktarılmış ise de, Ege Yıldız Özel Eğitim Hiz.Ltd.Şti’nin 657 sayılı KHK ile kapatılarak ticaret sicil kaydının terkin edilmesi suretiyle tüzel kişiliği sonlandırıldığından, asıl kredi borçlusu ile taşınmaz maliki arasında zorunlu takip arkadaşlığı olmakla birlikte somut olayda tüzel kişiliği sona eren kredi müşterisinin takibe dahil edilemeyecek olması nedeniyle, yukarıda bahsi geçen ipoteğe dayanılarak yasal takip başlatılmasının mümkün olmadığını, İzmir 23.İcra Müdürlüğü’nün 2016/17617 Esas sayılı dosyasından ... hakkında haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını ve taşınmazın tapu kaydına haciz konulduğunu, haciz yoluyla ipotekli taşınmazın satılmasına ve müvekkil Bankanın alacağının tahsiline çalışıldığını, müvekkili banka aleyhine açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının, ipotek tesisine yazılı onay verdiğini, davacının okuma yazması olmadığı için yapılan işlemin yasal bağlayıcılığı olmadığının ileri sürüldüğünü, “rıza açıklaması” belgesi ile ipoteğe muvafakatinin açıkça belirli olduğunu, satışa hazırlık işlemleri haciz yoluyla başlatılan icra takibi üzerinden yürütüldüğü için öncelikle satışın önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı isteminin reddine, davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; eldeki davanın aile konutu olarak kullanıldığı iddia edilen Edirne ili, Merkez kavgaz mahallesi, 1780 Ada, 2 no'lu Parsel üzerinde mevcut, F Blok Kat:2 No:5'e kayıtlı taşınmazın Türkiye İş Bankası A.Ş'ye ipotek olarak göstermesinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği hükümlerine aykırı olması sebebiyle ipoteğin iptali ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi işlenmesi istemli dava olduğu; davacının dava konusu taşınmaz üzerinde davalı banka yararına dilediği bedel üzerinden serbest dereceden yararlanmak koşuluyla ipotek kurulmasına 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince açık rıza gösterdiği ve imzasının aldığı, rıza beyanının geçerliliği için herhangi bir şekil şartı olmadığı, rıza beyanının işlemden önce, işlem sırasında ve yahut işlemden sonra yazılı veya sözlü olarak verilebileceği, işlem sırasında memur önünde verilen rızanın ispat kolaylığı bakımından tercih edilebileceği, ancak lehine ipotek tesis edilen bankanın rızaya ilişkin verilen imzanın sahteliğini araştırma yükümlülüğü olmadığı, kaldı ki yazılı muvafakatname ile değil, bizzat Bankada görevli memur huzurunda aydınlatılarak verilmiş olan rızada, davacının imzanın kendisine ait olmadığı gibi bir iddiası da dosyada mevcut olmadığı, davacının tek savunması olan okuma yazma bilmediği hususunda ise davacı tarafa ait resmi kurumlardan evraklar istendiği, Edirne il Merkez seçim kurulundan gelen evraklarda davacının imza atmak suretiyle oy kullandığı 24.06.2018 tarihli seçmen listesinden anlaşıldığı, davacının okuma yazma bilmediği iddialarının bu doğrultuda samimi olmadığı, günlük hayatında resmi işlemlerini imza karşılığında yaptığının tespit edildiği, davacının açık rızasının bulunmadığını, okuma yazma bilmediğini iddia ettiği dosyada davacıya 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesince verilmiş olan hakkın, sonrasında yükümlülüklerden kurtulmak ve borcu ifadan kaçınmak amacıyla lehine ipotek tesis edilen bankaya dava açarak kullanıldığına kanaat getirilerek, 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi gereğince hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korunması mümkün olmayacağı, dosyada dinlenen tanık beyanları ise dosyada tanıkla ispatı mümkün bir vakıa bulunmaması, ortada yazılı bir ipotek sözleşmesi bulunması bu belgedekinin aksini ispat eden tarafın iddiasını yine yazılı bir belge ile kanıtlaması gerektiğinden ve davacı kadının açıkça imzanın sahteliğine ilişkin bir iddiası da bulunmadığından değerlendirmeye alınmadığı, yukarıda sayılmaya çalışılan gerekçelerle davacının 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesine aykırılık sebebiye tesis edilmiş olan ipoteğin kaldırılmasına ve söz konusu taşınmaz üzerinde Aile Konutu şerhi işlenmesine ilişkin davasının 4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin ikinci fıkrası hükümlerince "Hakkın Kötüye Kullanılması" kapsamında olduğu kanaatine varılarak sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; okuma yazma bilmediğini, neye imza attığını bilmeden oğlunun isteği üzerine imza attığını, imzanın karalama şeklinde olduğunu, görevlilerce bilgi verilmediğini, seçmen listesindeki imzanın görevlilerin talebi sonucu atıldığını, tanık beyanları ile okuma yazma bilmediğinin ispatlandığını ileri sürerek reddedilen davası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda, Ege Yıldız Özel Eğitim Hizmetleri Ltd.şti’ne kullandırılan krediler için kefil olan davacının eşi davalı ...'ın adına kayıtlı Edirne ili, Merkez ilçesi, Kavgaz Mahallesi, 1780 Ada, 2 Parsel'de kayıtlı 5 no'lu bağımsız bölüm numaralı mesken nitelikli taşınmaz üzerine ipotek tesisi edildiği, davacı eşten "rıza açıklaması" belgesinin alındığı ancak tarih bulunmadığı, taşınmaz bilgilerinin mevcut olduğu borç ve miktarına ilişkin bilgilerin bulunmadığı anlaşılmakla, belirli olan işlem için verildiğini kabul etmenin mümkün olmadığı, İlk Derece Mahkemesince ipoteğin kaldırılması davasının reddinin isabetsiz olduğu, aile konutu şerhi işlenmesine ilişkin usulüne uygun açılmış bir dava ve talep bulunmadığı halde mevcut dava olduğu kabul edilerek, reddine karar verilmiş olmasının da isabetsiz olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile Edirne ili, Merkez ilçesi, Kavgaz mahallesinde kain, 1780 ada, 2 parselde kayıtlı F Blok 2.Kat 5 bağımsız bölüm üzerine, davalı banka lehine 15.03.2016 tarih 3818 yevmiye nolu ipotek senedi ile 1. derecede 165.000,00 TL bedelli tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin değerlendirmesinin hatalı olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmediği, bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebileceği, maddeye göre rızanın açık olması gerekli ve yeterli olduğu, dosyaya ibraz edilen ve davacı tarafça imzası da inkar edilmeyen rıza açıklaması yazısında açık bir şekilde hangi taşınmazın ipotek edileceğinin belirtildiği, Yasanın bu belgede tarih belirtilmesini aramadığı ki davacının da rıza açıklamasının ipoteğin tesis edilemeyeceği bir tarihte imzalandığına dair bir itirazı bulunmadığı, davacının tüm davasını okuma-yazma bilmediği ve imzaladığı rıza açıklamasının içeriğinden haberdar olmadığı iddiasına dayandırdığı, bu itibarla kötü niyetli bir şekilde açıldığı anlaşılan, samimiyetten son derece uzak iş bu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan aile konutu nedeniyle ipoteğin kaldırılması davasının kabulünün yasal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 206 ncı maddesinin birinci fıkrası, 208 inci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi, 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 15 inci maddesi,

3.Değerlendirme

1.Davacı tarafından davalı eşe ait taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılması talep edilmiş, bu talebe de davacının okuma yazma bilmediği, davalı banka şubesinde imzaladığı "eş rızası" yazısının içeriğinden haberdar olmadığı, bu sırada yanında iki tanığın bulundurulmamış olduğu iddiaları ile dava açılmış, İlk Derece Mahkemesince ipoteğin işlenmesine ilişkin davacı tarafından verilen geçerli bir eş rızası belgesi bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Bölge Adliye Mahkemesince eş rızasına ilişkin belgede tarih ile borca ve borcun miktarına ilişkin bilgilerin bulunmadığı, bu nedenle belirli bir işlem için verilmiş bir rızadan bahsedilemeyeceği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.

2.6100 sayılı Kanun'un "Yazı veya imza inkârı" başlıklı 208 inci maddesinin birinci fıkrasında; "Taraflardan biri, kendisi tarafından düzenlendiği iddia edilen bir belgedeki yazı veya imzayı inkâr etmek isterse, sahtelik iddiasında bulunmalıdır; aksi hâlde belge, aleyhine delil olarak kullanılır." hükmü bulunmaktadır. Yine aynı Kanun'un 206 ncı maddesinin kenar başlığı "İmza atamayanların durumu" şeklinde düzenlenmiş olup aynı maddenin birinci fıkrasında okuma yazma bilmediği için imza atamayanlar, ikinci fıkrasında ise okuma ve yazma bildiği halde imza atamayanların durumu düzenlenmiştir. İmza atabilenler için herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.

3.Somut uyuşmazlıkta, davacı malik olmayan eş, malik eş tarafından dava konusu taşınmaza ipotek konulması esnasında banka tarafından kendisinden imza alındığını ancak belgenin içeriğinden bilgi sahibi olmadığını, okuma yazma bilmediğini ve bu nedenle muvafakatnamedeki imzasının geçerli olmadığını iddia etmiş ise de kendi iddiasına göre okuma yazma bilmediği halde muvafakatnameyi imzalamış olduğundan, belgenin sahteliği de ileri sürülmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 206 ncı maddenin birinci maddesine dayanılamaz. Ayrıca 6098 sayılı Kanun'un 15 inci maddesinde imzanın borç altına girenin el yazısı ile atılmasının zorunlu olduğu belirtilmiş olup, davacı el yazısı ile imzasını atmış ve imzasını da inkâr etmemiştir. Hal böyle olunca, 6100 sayılı Kanun'un 206 ncı maddesi ve 208 inci maddesinin birinci fıkrası ile 6098 sayılı Kanun'un 15 inci maddesi gözetildiğinde davacı imzasını da inkâr etmemiş olduğundan davacı eşin aile konutu niteliğindeki taşınmaza konulan ipotek işlemine rızası bulunduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken davanın reddine karar verilecek yerde Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda paragraflarda belirtildiği üzere BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.