"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1656 E., 2022/2069 K.
DAVACI- DAVALI : ... vekili Avukat ...
DAVALI- DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mudurnu Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/79 E., 2021/108 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın ... erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre kabul edilen yıllık yardım nafakasının miktarı toplam 7.200,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, davalı- davacı ve ailesinin müvekkilini aşağıladıklarını, hakaret ettiklerini 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, müvekkili lehine 20.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin müşterek konutu terkettiğini, evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, evin ve çocukların giderleriyle ilgilenmediğini, bu nedenle asıl davanın reddine, asıl davanın kabul edilmesi halinde; ortak çocukların velâyetinin kendisine verilmesini, müvekkili yararına faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî 60.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuk... yararına aylık 500,00 TL, ortak çocuk ... yararına aylık 200,00 TL iştirak nafakası ile kendisi için aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiş, davalı- davacı birleşen dava dilekçesi ile de; davacı- davalının sebep yokken evi terk ettiğini, aracılar marifetiyle yapılan girişimlere rağmen müşterek eve dönmediğini, evliliğin kendisine yüklediği maddî sorumlulukları yerine getirmediğini, birlikte yaşamaktan kaçındığını ortak çocuk...'in engelli olduğunu, müvekkilinin çalışmadığını, gelirinin bulunmadığını belirterek ortak çocuk... için aylık 300,00 TL, ortak çocuk ... için aylık 200,00 TL, müvekkili için aylık 300,00 TL nafakanın yasal faizi ile birlikte hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 03.10.2017 tarih ve 2015/278 Esas, 2017/325 Karar sayılı kararı ile; erkeğin boşanma davasının kabulü, kadının tedbir nafakası davasının kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili kusur oranlarının tayin ve tespitinde ilk derece mahkemesinin yanılgılı değerlendirmede bulunduğunu, kadının birleşen nafaka davasının kabulü,kadın yararına takdir edilen tazminatların ve nafakaların usul ve yasaya aykırı olduğunu, velâyet ve reddedilen tazminatların ilk derece mahkemesinin kararının talepleri doğrultusunda kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır.
2.Bölge Adiye Mahkemesinin 07.02.2020 tarih ve 2019/74 Esas, 2020/122 Karar sayılı kararı ile; ... erkek vekilinin istinaf talebinin kabulüne,asıl davada boşanma, harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine dair verilen hüküm istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, diğer istinaf nedenleri bu aşamada incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca, esası incelenmeksizin kaldırılmasına, davalı- davacı kadına ait taşınmazların tapu kayıtlarının getirtilmesi, tüm bu taşınmazların değerlerinin ve getirebileceği kira gelirinin tespiti yapılarak ulaşılacak sonuç uyarınca yeniden bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisinin doğru görülmediğinden 10.04.1992 tarihli 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması sebebine göre ... erkek vekilinin diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı- davalının içgüveysi olarak evlenmeyi kabul ettiği, tarafların bir arada yaşadıkları, ancak dosyaya yansıyan tanık beyanlarına göre davacının hiçbir neden göstermeden ortak konuttan ayrıldığı, yaklaşık 3-4 yıldır anne ve babası ile birlikte yaşadığı, çocukları ve eşi ile görüşmediği, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, taraflar arasında evlilik birliğinin şiddetli geçimsizlik nedeniyle temelinden bir daha bir araya gelmeleri beklenemeyecek derecede sarsıldığının sabit olduğu, davacı ve davalının karşılıklı olarak eşlerin birbirine göstermesi gereken sevgi saygısının kalmadığı, yaklaşık 3-4 yıldır ayrı yaşadıkları, her iki tarafın boşanmayı kabul ettiği değerlendirilerek boşanmalarına, davacı- davalının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocukların velâyetlerinin davalı- davacı anneye verilmesine, davacı- davalı baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk... yararına aylık 500,00 TL, ortak çocuk ... yararına aylık 200,00 TL iştirak nafakasına, davalı- davacı kadın yararına aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, davacı- davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile, ortak çocuk... yararına aylık 300,00 TL, ortak çocuk ... yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, davalı- davacı kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının kusurlu olduğunu,birleşen davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin tazminatları ve nafakaları ödeyemeyeceğini, velâyet ve tazminatların reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu beyanla, faize hükmedilmesi gerektiğini, kişisel ilişki, yargılama giderleri, vekâlet ücreti, birleşen nafaka davasının reddedilen kısmı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi isabetli ise de, ilk hükümde ortak çocuk... yararına aylık 200,00TL iştirak nafakasına hükmedildiği, bu karara karşı sadece erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, erkek lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu halde iş bu kararla ortak çocuk... için aylık 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığı, ortak çocuk... için aylık 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar vermek gerektiği,ortak çocuk ... yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarının ise davalı- davacının talebi ve usuli kazanılmış hak dikkate alındığında isabetli olduğunun anlaşıldığı, davalı- davacı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi isabetli ise de; İlk Derece Mahkemesinin 2015/278 Esas 2017/325 Karar sayılı ilk hükümde davalı- davacı kadın yararına aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, bu karara karşı sadece erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, erkek lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu halde iş bu kararla kadın lehine aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığı, davalı- davacı kadın lehine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği, İlk Derece Mahkemesinin davacı - davacı kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesi isabetli ise de, ilk derece mahkemesince verilen 2015/278 Esas, 2017/325 Karar sayılı ilk hükümde davalı- davacı kadın lehine 5.000,00 TL maddî tazminata hükmedildiği, bu karara karşı sadece erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, erkek lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu halde iş bu kararla kadın lehine 15.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı, davalı- davacı kadın lehine 5.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine karar vermek gerektiği ilk kararda maddî tazminata faize karar verilmediği, bu karara karşı da davalı- davacı kadın tarafından istinaf talebinde bulunulmadığından İlk Derece Mahkemesince maddî tazminata faize hükmedilmemesi isabetli olup davalı- davacının maddî tazminatın miktarına ve faize yönelik istinaf talebi yerinde görülmediği, davacı- davalı erkeğin manevî tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile manevî tazminat konusunda yeniden karar verilerek davalı- davacı kadının yasal şartları oluşmayan manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince de davacı- davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğunun anlaşıldığı, İlk Derece Mahkemesince davacı- davalı lehine hükmedilen yargılama giderlerinin gönderme kararından sonra davacı- davalı erkek tarafından yapıldığı ve davacı- davalı erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verildiği ve boşanma hükmünün istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmakla, boşanma davasında davacı- davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı- davacı kadından alınmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşıldığı, birleşen bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik yapılan istinaf incelemesinde; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen olaylara göre, davalı - davacı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu, davalı- davacı kadın ve yanında bulunan ortak çocuklar lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinin isabetli olduğu, ilk hükümde ortak çocuklar için asıl dava tarihinden karar tarihi olan 03.10.2017 kadar aylık 150,00'şer TL, karar tarihi olan 03.10.2017 tarihinden itibaren ise aylık 200,00'er TL tedbir nafakasına, kadın lehine ise birleşen dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, bu karara karşı sadece erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu, erkek lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu halde iş bu kararla ortak çocuk... için aylık 300,00 TL, ortak çocuk ... için 200,00 TL, kadın lehine ise aylık 250,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olmadığı, bu durumda davacı- davalı erkeğin, kadın ve ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ortak çocuklar lehine asıl dava tarihinden karar tarihi olan 03.10.2017 kadar aylık 150,00'şer TL, karar tarihi olan 03.10.2017 tarihinden itibaren ise aylık 200,00'er TL tedbir nafakasına, kadın lehine ise birleşen dava tarihinden itibaren aylık 200,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği, birleşen davanın kısmen reddi sebebiyle davacı- davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru görülmediği, davacı- davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin kararın, hüküm fıkrasından kaldırılmasına karar vermek gerektiği, sonuç olarak; davacı- davalı erkeğin, yoksulluk ve ortak çocuk... için hükmedilen iştirak nafakası ile maddî tazminatın miktarları, kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ile birleşen davada hükmedilen tedbir nafakasının miktarlarına yönelik, davalı- davacı kadının ise, birleşen davada davacı- davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretine yönelik istinaf taleplerinin 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birici fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi gereğince kabulüne, tarafların sair istinaf taleplerinin 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; kusur, kadın lehine hükmedilen maddî tazminatın miktarı, manevî tazminatın reddi,iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları, birleşen nafaka davasının reddedilen kısmı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174üncü maddesi, 175inci maddesi,
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı- davacı kadının tedbir nafakası miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı-davacı kadın vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine.
06.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
...