"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1653 E., 2022/1792 K.
...
...
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm
kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1000 E., 2021/213 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle ;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında görülen Ankara 1. Aile Mahkemesi'nin 2014/1637 Esas sayılı boşanma davasının reddedildiğini ve 05.10.2015 tarihinde kesinleştiğini, erkeğin evlilik birliği içinde çocuk olmaması nedeniyle müvekkiline fiziksel şiddet ve psikolojik baskı uyguladığını, müvekkilinin açtığı boşanma davası süresince erkeğin kadını evden attığını, ziynet eşyalarını ve kişisel eşyalarını teslim etmediğini, maddî destekte bulunmadığını, müvekkilinin sürekli erkeğin ve ailesinin tehdit ve hakaretlerine maruz kaldığını, başkalarının önünde rencide edildiğini, reddedilen davanın kesinleşmesinin üzerinden 3 yıl geçtiğini, tarafların ortak hayat kurmadığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadın tarafından açılan Ankara 1. Aile Mahkemesi'nin 2014/1637 Esas sayılı boşanma davasının reddedildiğini ve 05.10.2018 tarihinde kesinleştiğini, kadının açmış olduğu boşanma davasının reddedilmesi üzerine kadının, müvekkilinden habersiz olarak evi terk ettiğini, geçen 3 yıl içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığını, tarafların çocuk sahibi olamamaları nedeniyle kadının müvekkilini suçladığını, düşük yapmasından sonra oluşan öfke ve sinir sonucu müvekkilini yalnızken ya da ailesinin yanında küçük düşürüp aşağıladığını, "sağlıklı bir erkek olsaydın eğer bunlar başımıza gelmezdi, sen nasıl bir erkeksin, ben de kendimi bir adamla evlendim sanmıştım" gibi cinsiyetçi ve küçük düşürücü söylemlerde bulunduğunu, bu olaylardan sonra kadının boşanma davası açtığını, boşanma davasının reddedilmesinden sonra ziynet eşyalarını, otomobili ve kişisel eşyalarını alarak konutu habersiz terk ettiğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanmalarına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her iki davanın fiili ayrılık nedeniyle boşanma davası olduğu, daha önce açılıp reddedilen boşanma davasından sonra tarafların bir araya gelip ortak hayatı yeniden tesis etmedikleri, bu nedene 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasının şartlarının asıl ve birleşen dava yönünden gerçekleştiği, kadın tarafından tedbir ve yoksulluk nafakası talebinde bulunulmuş ise de, kadının çalışarak bir gelir elde ettiği, boşanma ile yoksuluğa düşmeyeceği, Ankara 1 Aile Mahkemesince yapılan yargılama sırasında verilen kesinleşmiş karar içeriğine göre kadının açtığı davanın ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verildiği, eldeki dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre erkeğin, kadını evden kovması nedeniyle tarafların ayrı yaşamaya başladıkları anlaşıldığından kadın yönünden manevî tazminat şartlarının oluştuğu, tarafların sosyal ekonomik durumu kusur durumları dikkate alınarak kadın yararına manevî tazminata hükmedildiği, erkeğin manevî tazminat talebinin ise reddedildiği gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, kadın yararına 15.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen manevî tazminat ile reddedilen manevî tazminat talebi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece erkeğin kadını evden kovduğu kabul edilerek kusur belirlemesi yapılmış ise de, tanık ... beyanının kadından duyduklarına dayalı olduğu, görgüye dayalı bilgi içermediği, bu nedenle hükme esas alınamayacağı, tanık ...'in beyanında geçen kovma olayının ise ne zaman gerçekleştiği hususunda açıklık bulunmadığı, reddedilen boşanma davasından önce ya da sonra mı olduğu hususunda netlik içermediği, soyut nitelikli olduğu, hükme esas alınmaya elverişli olmadığı, diğer tanıkların ise kovma iddiasına yönelik bilgilerinin bulunmadığı, buna göre reddedilen boşanma davasından sonra erkeğin kadını evden kovduğu yönündeki iddianın ispatlanamadığı, erkeğe "kadını evden kovma" kusurunun yüklenmesi yerinde olmadığı, öte yandan, kadının ret kararı ile sonuçlanan Ankara 1. Aile Mahkemesi'nin 2014/1637 Esas 2015/964 Karar sayılı boşanma davasını açarak fiili ayrılığa sebebiyet verdiği, bu nedenle tam kusurlu olduğu, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, erkeğin de kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir davranış kanıtlanamadığından erkek lehine de manevî tazminat koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile davalı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunun tespitine, kadının manevî tazminat talebinin reddine, davalı davacı erkek vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, reddedilen manevî tazminat talebi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...