"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1196 E., 2022/1891 K.
DAVA TARİHİ : 11.09.2019 - 08.10.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/1070 E., 2021/566 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, kadının davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının başka bir erkek ile ilişkisi olduğunu, sadakatsiz olduğunu, uzun süre cinsel birliktelikten kaçındığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ev ve çocuklarla ilgilenmediğini, en ufak tartışmada ailesinin yanına gitmeyi alışkanlık haline getirdiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi uyarınca olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin telefonunun zorla elinden alındığını, ortak çocuk ...'un müdahalesi sonucu telefon şifresi, sosyal medya şifreleri kırılarak mesaj kayıtlarının elde edildiğini, müvekkilinin rızası olmadan yapılan paylaşımlar sebebiyle müvekkilinin erkek tarafından tehdit edildiğini, hukuka aykırı şekilde elde edilen kayıtların dosyaya sunulduğunu, erkeğin müvekkilinin hastane ve ameliyat sürecinde yanında olmadığını, müvekkilinin evlilik boyunca psikolojik, fiziksel ve ekonomik şiddet gördüğünü, erkeğin müvekkilini aşağıladığını, sürekli bağırdığını, müvekkilinin çalışmasına izin vermediği gibi en küçük ihtiyaçlarını dahi karşılamadığını, eş ve hayat arkadaşı olarak görmediğini, son iki yıldır cinsellikten kaçındığını, ilgi ve sevgi göstermediğini, zina iddiası ile suçlandığı tarihte ailesi ile birlikte şiddet uygulayıp aile konutundan kovduğunu, hakaretlere maruz kaldığını, müvekkilinin çocuklarıyla görüşmesine izin vermediğini iddia ederek tarafların tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesi uyarınca olmadığı takdirde anılan Kanun'un166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara artırım oranı belirlenmesine, müvekkili yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın eşin dava dışı ... Ş. isimli şahısla telefon ve internet üzerinden konuşmalarının olduğu, yine tanıklar da kadın eşin bu şahısla görüşmelerinin olduğunu, telefon ve internet görüşmelerini kadının ikrar ettiğine dair beyanlarda bulunduğu, telefon kayıtlarında kadın eşin başka numara ile sıklıkla görüşmelerde bulunması, tanıkların da aynı doğrultudaki ifadeleri kadının güven sarsıcı davranışta bulunduğu kanaatini oluşturduğu, kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunmasının kadına kusur olarak yüklendiği, kadının iddialarını ispat edemediği, boşanmada kadının tam kusurlu olduğu, taraflarla ve ortak çocuklarla görüşme yapılarak tanzim edilen raporların usul ve yasaya uygun olduğu, çocukların idrak yaşlarında olmaları sebebiyle çocukların görüşlerine yer verildiği, bu raporlara itibar edildiği, ortak çocuk ...'un karar tarihi itibariyle ergin olduğu, çocuklardan...'nin baba ile yaşamak istediğine ilişkin beyanları ile çocuk ... ...'un anne ile yaşamak istediğine ilişkin beyanları değerlendirilerek velâyetleri hakkında hüküm kurulduğu, kadının tam kusurlu olması nedeniyle tazminat taleplerinin reddine karar verildiği, erkeğin tazminat istemlerinin ise tarafların ekonomik sosyal durumları, boşanma nedeniyle erkeğin evlilikten beklenen menfaatlerinin zarara uğraması, kadına kusur olarak yüklenen fiillerin erkeğin kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olduğu nazara alınarak hüküm kurulduğu, kadının iştirak nafakasını sağlayabilecek bir gelirinin bulunmadığı, bu nedenle kadın aleyhinde iştirak nafakasına hükmedilmediği, ancak erkek eşin ekonomik sosyal durumu itibariyle ortak çocuk ... ... lehine iştirak nafakasına hükmedildiği, iştirak nafakasının miktarında tarafların ekonomik sosyal durumları ile ortak çocuğun giderleri, yaşı, bireysel ve sosyal ihtiyaçlarının değerlendirildiği gerekçesi ile kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...'un karar tarihi itibari ile ergin olması nedeni ile velâyeti hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk...'nin velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk ... ...'un velâyetinin anneye verilmesine, küçük... için tedbir ve iştirak nafakası takdirine yer olmadığına, küçük ... ... için karar tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına ara karar ile hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşşinceye kadar devamına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkek yararına 10.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, ortak çocuk ... ...'un velâyet düzenlemesi, ... ... için hüküm altına alınan tedbir ve iştirak nafakası yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenilen "güven sarsıcı davranışta bulunması" şeklindeki kusurun gerçekleştiği, buna karşılık Mahkemece her ne kadar erkeğin kusurunun ispatlanamadığı belirtilmiş ise de kadın tanığı olan ortak çocuk ... ile diğer ortak çocuk ... ...'un beyanlarından erkeğin, kadının güven sarsıcı davranışta bulunduğunu öğrenmesi üzerine tepki sınırlarını aşar şekilde ancak tahrik altında eşine tokat atmak suretiyle fiziksel şiddet uyguladığının sabit olduğu, erkeğin eşine tepki sınırlarını aşar şekilde ancak tahrik altında tokat atmak suretiyle fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmakta ise de fiziksel şiddetin süreklilik gösterdiğine ilişkin bir delilin bulunmadığı gözetildiğinde kadının pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebi ile boşanma isteminin reddinin doğru olduğu, boşanmaya sebep olan bu olaylarda erkeğin az, kadının ağır kusurlu olduğu, Mahkemenin asıl davayı kabulü doğru olmakla birlikte, kadının şiddetli geçimsizlik sebebine dayalı davasının reddi ile kadını tam kusurlu bulmasının hatalı olduğu, buna karşın ortak çocuk ... ...'un yaşı, velâyet hususundaki beyanı, ... ...'un velâyeti bakımından birbirini teyit eden sosyal inceleme raporları ve fiili durum dikkate alındığında velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında kadın ile velâyeti annesine verilen ortak çocuk ... ... yararına hükmedilen tedbir nafakaları ile iştirak nafakası miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren erkek yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek yararına manevî tazminat takdir edilmesinde, boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu anlaşılan kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat isteklerinin reddinde bir isabetsizlik görülmediği, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde erkek yararına takdir edilen manevî tazminatın çok olduğu gerekçesi ile erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, kadının davasının da 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci bentleri uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkek yararına 10.000,00 TL manevî tazminata, kadın vekilinin sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı karşı davacı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi kapsamında açılan davası, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesine dayalı boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın ve erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası kapsamında açılan boşanma davalarının kabulünün yerinde olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 162 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.