Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2581 E. 2023/6169 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk ve iştirak nafakasına uygulanacak artış oranının TÜFE mi yoksa ÜFE mi olması gerektiği noktasında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde nafakalara TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artış uygulanması gerektiği, ancak mahkemece TÜFE oranında artış hükmü kurulmasının hatalı olduğu gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltme yoluyla onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/42 E., 2023/29 K.

...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/277 E., 2022/870 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının sürekli ailesi ve üçüncü kişilerin etkisinde kaldığını, eşinin düşüncelerine önem vermediğini, ailesinin evliliğe olumsuz müdahalesine izin verdiğini, müvekkilini yalancılıkla suçladığını, sürekli olarak aşağıladığını, küfür ve hakaret ettiğini, uzun süre ailesi ile yaşamak zorunda bıraktığını, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldığını, müvekkilinin boşanma kararı alması üzerine davalın af dilediğini, bu şekilde evlendikten 12 yıl sonra ayrı bir konuta taşındıklarını, davalının devam eden süreçte de fiziksel şiddet uyguladığını, aşağıladığını, küfür ve hakaret ettiğini, davalı taraf her ne kadar ayrı bir konuta taşınsalar da ailesiyle aynı konutta yaşadıkları dönem gibi sürekli birlikte vakit geçirmek istediğini, ailesinin müvekkilini sevmediğini bilmesine rağmen müvekkilini de bu yönde zorladığını, müvekkilinin ise olumsuz karşılık verdiğinde fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını belirterek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, çocuklar yararına aylık 1000,00 TL tedbir ve iştirak, kendisi için aylık 1000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini nafakalara enflasyona (tüfe/üfe) oranında artış uygulanmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, 2008 yılında ayrı bir konutta yaşamaya başladıklarını, maddî imkanlarının elvermediği halde aile huzurunu korumak adına ayrı bir ev tutarak ekonomik durumunu da oldukça zorladığını, kadının şeker hastası olmasından olayı şahsına “sen yarım adamsın, şerefsizsin, başka adamlara bak, sen adam değilsin” diyerek hakaretlerde bulunduğunu, 3 çocuk sahibi bir aile olduklarını, özellikle çocuklarından ...'ın bedensel engelli olduğunu ve davacının boşanmak için mahkemeye başvurmasında çevresinin etkisinde kaldığını düşündüğünü, özellikle abilerinin etkisinde kaldığını hatta davacı eşinin “abilerimle kötü olmak istemiyorum, onlar derse o şekilde davranırım., onlar ne derse o” şeklinde ifadelerinden de anlaşıldığını, eşiyle boşanmalarını gerektirecek ve evlilik birliklerinin temelden sarsacak bir durumun olmadığını, eşinin çevresinin etkisiyle bu şekilde beyanda bulunduğuna inandığını, belirterek davanın ve feri taleplerin reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evde sürekli bir kavga olduğu, ağız münakaşası yaşandığı, erkeğin evin ihtiyaçlarını giderdiği tarafların evlilik birliğinin bozulmasında eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, 12.08.2011 doğumlu ...'nın velâyetinin davacı annesine verilmesine ve ortak çocuk ile babası arasında kişisel ilişki tesisine kadın için takdir edilen 750,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aynı miktarda yoksulluk nafakası olarak devamına, bu nafakanın yılık TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında arttırılmasına, çocuk için takdir edilen 400,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aynı miktarda iştirak nafakası olarak devamına, bu nafakanın yılık TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında arttırılmasına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanık beyanları ile davalı erkeğin tam kusurlu olduğu halde delillerin yanlış değerlendirilmesi sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun söylenmesinin hatalı olduğunu, af bulunduğuna ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğunu, davalının, davacıyı affettiği gözetilmeksizin kadına kusur yüklendiğini, hükmedilen nafakaların az olduğunu, TÜFE uygulamasına karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek; kararı kusur belirlemesi, hükmolunan nafaka miktarları ve artış hükmü ile reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan tanık beyanlarından; davalı erkeğin kadına hakaret ettiği, ailesine gitmemesi yönünde baskı uyguladığı, birlik görevlerini gereği gibi yapmadığı, kadına izafe edilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma yüzünden beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları zarar gören, kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu diğer taraftan uygun bir maddî ve manevî tazminat isteyebileceği, takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarının günün ekonomik şartlarına tarafların ekonomik sosyal durumlarına, kadının ihtiyaçlarına göre düşük kaldığı, çocuk yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakasının az olduğu, İlk Derece Mahkemesince kadın ve çocuk için hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarına yıllık TÜFE oranında artışına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile; davacı kadın vekilinin kusur belirlemesine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, kusur gerekçesinin düzeltilmesine, değişen kusur durumu dikkate alınarak ilgili bentlerin hükümden çıkarılmasına, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, belirlenen nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen TÜFE oranında artırılmasına, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, belirlenen nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen TÜFE oranında artırılmasına, davacı vekilinin sair istinaf sebeplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili katılma yoluyla; davalının temyiz itirazlarının yerinde olmadığını kadının kusurunun bulunmadığını beyan ederek nafakalara Yargıtayın yerleşik uygulamaları gereği TÜFE değil ÜFE artış oranının uygulanması yönünden temyiz talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi kadın yararına hükmolunan tazminatlar ve nafaka miktarları yönünden temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminatların yasal şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise tazminatlar ve nafaka miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, nafakalara uygulanan artış hükmü noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Davacı kadın ve ortak çocuk yararına hükmolunan yoksulluk ve iştirak nafakası hakkında nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; nafakalara TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artış uygulanması gerekirken TÜFE oranında artış hükmü kurulması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (4) ve (5) numaralı bentlerinde yer alan “belirlenen nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen TÜFE oranında artırılmasına” ibaresinin çıkartılarak yerine “belirlenen nafakanın her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artırılmasına” ibaresinin yazılması suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...