Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2717 E. 2023/4605 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yabancı mahkeme boşanma kararının tanınması ve tenfizi davasında yetki ve derdestlik itirazlarının reddi doğru mudur?

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların Türkiye'de sürekli ikametgahı bulunmaması nedeniyle İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğu, daha önce açılan davanın tanıma ve tenfiz talebiyle değiştirilmiş olması nedeniyle derdestlik şartlarının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin yetki ve derdestlik itirazlarını reddeden direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1920 E., 2022/2053 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/47 E., 2022/634 K.

Taraflar arasındaki yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Weilburg Aile Mahkemesinin 211 F 135/21 S numaralı dosyasındaki 08.10.2021 tarihinde kesinleşen boşanma kararı ile boşandıklarını, mahkemenin vermiş olduğu kesinleşmiş boşanma kararının, yetkili mahkeme tarafından apostil şerhli olarak tasdiklendiğini, kesinlemiş mahkeme kararı ve apostil şerhinin yeminli tercüman tarafından tercüme edildiğini, yine Weilburg Aile Mahkemesinin 211 F 310/21 EASO numaralı dosyasındaki 12.05.2021 tarihli velâyete ilişkin kararıyla, tarafların ortak çocukları Mehmet ve Burcu'nun davacı ...'de kalmalarına ve ortak velâyete karar verildiğini, davalının Almanya'daki boşanma ve velâyete ilişkin kararlara rağmen, Uşak 3. Aile Mahkemesi'nin 2021/425 Esas Sayılı dosyasında Türkiye'de boşanma davası açtığını, ortak çocukların velâyetinin davacıda olmasına rağmen ve Almanya'da boşanılmasına rağmen davalının Türkiye'de dava açarak boşanma, nafaka ve maddî ve manevî tazminat taleplerinde bulunduğunu, davalının taleplerinin hukuka ve kanuna aykırı olduğunu bu nedenle tanıma ve tenfiz davası açma zorunluluğu doğduğunu tüm bu nedenlerle Weilburg Aile Mahkemesi'nin 211 F 135/21 S numaralı dosyasındaki 08.10.2021 boşanma kararının tanınmasına, Weilburg Aile Mahkemesinin 211 F 310/21 EASO numaralı dosyasındaki 12.05.2021 tarihli velâyete ilişkin ilamının tenfizine, tanıma ve tenfiz kararının ilgili nüfus müdürlüğüne gönderilerek boşanma ve diğer işlemlerin nüfus kütüğünde kayda geçirilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tanıma ve tenfiz davasına konu Federal Alman Cumhuriyeti Mahkemesince verilen boşanma kararının 08.10.2021 tarihinde kesinleştiğini, bu tarihten önce 12.08.2021 tarihinde kendilerince Uşak 3. Aile Mahkemesi'nin 2021/425 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası ikame edildiğini, her ne kadar Türkiye'de boşanma davası ikame etmiş olsalar da Almanya'da verilen kararın kesinleşmesi üzere; henüz dilekçeler aşamasında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 141 inci maddesi gereği boşanma talebimizi değiştirerek davanın tanıma ve tenfiz davası olarak görülmesini talep ettiklerini, davacı tarafından ikame edilen davaya bu nedenlerden ötürü derdestlik itirazlarının bulunduklarını, yetki itirazında bulunduklarını ayrıca davanın derdestlik nedeniyle reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davacı taraf derdestlik itirazında bulunmuş ise de ilk davanın davacısının iş bu davanın davalısı olduğu, davanın konusu aynı ise de tarafların davalardaki konumlarının birbirlerinden farklı olduğu, davanın mahiyeti dikkate alındığında davacı erkeğin de tanıma tenfiz davası açmaya hakkı olduğu, aksi düşüncede davacının davalı kadının açtığı davayı beklemek zorunda kalacağı, bu nedenle derdestlik olmadığı kanaatine varıldığı ve itirazın reddine karar verildiği, 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun(5718 sayılı Kanun) 52 nci ve devamı maddelerde düzenlenen şartların gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ilişkin Weilburg Sulh Hukuk Mahkemesi- Aile Mahkemesi'nin 211 F 135/21 S sayılı 08/10/2021tarihli ve 08.10.2021 tarihinde kesinleşen kararının tanınmasına, ortak çocuklar 28.08.2006 HADAMAR/ALMANYA doğumlu Mehmet Ali ve 08.09.2010 LİMBURG/ALMANYA doğumlu Burcu'nun velâyet hakkına ilişkin Weilburg Sulh Hukuk Mahkemesi- Aile Mahkemesi'nin 211 F 310/21 EASO sayılı 12.05.2021 tarihli ve 07.09.2022 tarihinde kesinleşen kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yabancı mahkeme ilamının kesinleşmesi ile açtıkları davanın tanıma-tenfiz davası olarak görülmesi taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, derdestlik itirazları yönünden verilen kararın yerinde olmadığını belirterek davanın derdestlik nedeniyle reddine, İstanbul Mahkemelerinin yetkisiz olması nedeniyle yetkisizlik kararı ile dosyanın Uşak Mahkemelerine gönderilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Almanya vatandaşı olan tarafların Türkiye'de sürekli ikametgahı bulunmadığı, bu sebeple İstanbul Mahkemeleri'nin kanunun açık hükmü gereği yetkili olduğu, kadının Uşak 3. Aile Mahkemesi nezdinde açtığı 2021/425 Esas, 2022/175 Karar sayılı boşanma davasında 24.03.2022 tarihinde mahkemece yetkisizlik ile dosyanın İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, derdest davadan söz edebilmek için her iki davanın tarafları, konusu ve dayanılan maddî vakaların aynı olması gerektiği, davanın Weilburg Aile Mahkemesinin 211 F 135/21 S numaralı kararın tanınmasına ve tenfizine ilişkin olup, yetkisizlik kararı verilen Uşak 3. Aile Mahkemesinin 2021/425 Esas, 2022/175 Karar sayılı dosyası ile bu dava arasında derdestlikten söz edilemeyeceği gerekçesi ile davalının yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanma davasında verilen yetkisizlik kararı hakkında Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılarak gönderilmesi kararı verildiğini, tarafların sakin oldukları yerin Uşak olduğu, her iki tarafında Uşaklı olup taşınmazlarının burada bulunduğu, Türkiye'ye geldiklerinde burada kaldıklarını belirterek yetki itirazlarının reddinin hatalı olduğu, diğer yandan işbu davadan önce kendilerinin boşanma davası açtığını cevaba cevap dilekçelerinde taleplerini tanıma tenfiz olarak değiştirdiklerini bu halde tarafları konusu aynı olan davalar nedeniyle derdeslik itirazlarının değerlendirilmesi gerekirken verilen kararın hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi davasında yasaya uygun şekilde yetki itirazının ön sorun olarak incelenip incelenmediği, derdestlik itirazının reddi yasal şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

5718 sayılı Kanun'un 50 nci, 52 nci, 54 üncü ve 58 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.