Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2744 E. 2024/254 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur oranının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, davacı kadını evden çıkmaya zorlaması, ailesinin müdahalelerine engel olmaması ve bağımsız bir konut sağlayamaması gibi hususlar nazara alınarak davalı erkeğin ağır kusurlu, davacı kadının ise az kusurlu olduğunun kabulüyle; İlk Derece Mahkemesinin kusur belirlemesi ve kadının maddi-manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/203 E., 2023/204 K.

DAVA TARİHİ : 09.06.2021

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/432 E., 2022/1077 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının evlilik birliği içerisinde müvekkiline kötü davrandığını, hakaretler ettiğini, tarafların evlendikten sonra erkeğin ailesi ile birlikte yaşamaya başladıkları, erkeğin ayrı bir ev tutmadığını, davalının annesinin evliliğin başından itibaren müvekkiline baskı uyguladığını, telefonunu elinden almaya çalıştığını, davalının annesinin psikolojik ve duygusal şiddette bulunduğunu, davalının annesinin davranışlarına sessiz kaldığını, davalının Tip 1 diyabet ve ülser hastası olduğunu, bu sebeple yılda yaklaşık 20-30 gün yatılı olarak, bunun dışında da düzenli olarak kontrollere giderek tedavisine devam ettiğini, davalının sağlık sorunlarından dolayı cinsel ilişkinin sağlıklı bir şekilde kurulamamasının da tarafların evliliklerine zarar verdiğini, erkeğin evlenmeden önce davalının hastalıklarından ve görmüş olduğu tedavilerden bahsetmediğini, bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili için aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı erkek vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının, müvekkiline yönelik ilgisiz tavırlar sergilediğini, tedavisinde yanında olmadığını, hakaret ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, evi terkettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı- davacı erkeğin evlilik birliği için bağımsız konut sağlamadığı, düzenli bir çalışmasının bulunmadığı ve bu şekilde kök ailesinden maddî ve manevî olarak bağımsızlığı sağlamadığı, ailesinin müdahalesine izin verdiği buna karşılık davacı- davalı kadının da davalı- davacı erkeğin hastalığı sebebiyle hastahanede yattığı dönemde yanında olmadığı, gerekli özeni göstermediği, davalı- davacı erkek için "sen hastaydın bile bile aldım ama seni çekmek zorunda mıyım" şeklinde sözler söylediği, geçimsizlikte her iki tarafında eşit kusurlu bulunduğu, bu nedenle dava ve karşı davanın kabulüne 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 250,00 TL tedbir, 500,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin diyabet hastası olduğunu, tedavi gördüğünü, taraflar arasında cinsel birlikteliğin yaşandığını, sadece çocuk sahibi olmakta problem yaşandığını, müvekkilinin ilaçlarını kullandığını, davacı- davalı kadının müvekkilinin hastalığını evlenmeden önce bildiğini beyan ederek kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davalı erkeğin diyabet hastası olması nedeniyle cinsel birlikteliğin sağlıklı bir şekilde kurulamadığını ve çocuk sahibi olmalarında sorun yarattığını, müvekkilinin bu durumdan haberinin olmadığını, müvekkilinin tek bildiğinin şeker hastalığı olduğunu beyan ederek erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı ile reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin diyabet hastası olduğunu, tedavi gördüğünü, taraflar arasında cinsel birlikteliğin yaşandığını, sadece çocuk sahibi olmakta problem yaşandığını, müvekkilinin ilaçlarını kullandığını, davacı kadının müvekkilinin hastalığını evlenmeden önce bildiğini beyan ederek kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; davalı erkeğin diyabet hastası olması nedeniyle cinsel birlikteliğin sağlıklı bir şekilde kurulamadığını ve çocuk sahibi olmalarında sorun yarattığını, müvekkilinin bu durumdan haberinin olmadığını, müvekkilinin tek bildiğinin şeker hastalığı olduğunu beyan ederek erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, nafakaların miktarı ile reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tarafların boşanma davalarının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- davacı erkek vekilinin tüm; davacı- davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı- davacı erkeğin evlilik birliği içinde bağımsız konut sağlamadığı, düzenli bir çalışmasının bulunmadığı ve bu şekilde kök ailesinden maddî ve manevî olarak bağımsızlığı sağlamadığı, ailesinin müdahalesine izin verdiği buna karşılık davacı- davalı kadının da davalı- davacı erkeğin hastalığı sebebiyle hastahanede yattığı dönemde yanında olmadığı, gerekli özeni göstermediği, davalı- davacı için "sen hastaydın bile bile aldım ama seni çekmek zorunda mıyım" şeklinde sözler söylediğinden bahisle tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki boşanma davasının kabulüne, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, taraflarca istinaf edilmesi üzere Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının reddine karar verilmiş, bu karar karşı taraflarca temyiz yoluna başvurulmuştur. Dosyanın tetkikinden; tarafların evlenince Antalya’ya erkeğin ailesinin yanına yerleştikleri, erkeğin ailesinden harçlık aldığı, erkeğin annesinin sürekli kadına müdahale ettiği, erkeğin bu duruma sessiz kaldığı, en son yaşanan olayda kadının kapı dışarı edildiği, erkeğin annesinin kapıyı kitlediği, erkeğin buna sessiz kaldığı, kadının da daha sonra dayısının asker arkadaşının ailesinin evine ve oradan da ailesinin yanına Nevşehir’e döndüğü, bu haliyle kadının evden zorla gitmesinin istenildiği, ev kıyafetleriyle evden çıkmak zorunda kaldığı anlaşılmış olup erkeğe bu vakıaların kusur olarak yüklenmesi gerekmektedir. Bu hale göre tarafların Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışları birlikte değerlendirildiğinde boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı- davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Erkek ağır, kadın az kusurludur. Hal böyleyken hatalı değerlendirme ile tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı- davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davacı- davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilmesi yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilmesi yönlerinden BOZULMASINA,

3.... kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Rüveyda'ya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Cihat'a yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.