"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3761 E., 2023/221 K.
...
...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fatsa Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/21 E., 2022/51 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, kadının ziynet eşyası talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, birlik görevlerini yerine getirmediği, uyuşturucu kullandığı, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, ortak çocuğa sert ve kötü davrandığı, müvekkilini tehdit ettiğini, en son olarak " sen karımısın?, senden iğreniyorum, o...pusun" gibi sözler ile müvekkilinin onurunu kırdığını. fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL yardım nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, ziynet eşyası alacağı talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının açtığı davanın asılsız ve gerçek dışı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kadının sürekli tartışma çıkardığını, kök ailesinin evlilik birliğine müdahale ettiğini ve kadının bu duruma sessiz kaldığını, sürekli ailesi ile birlikte vakit geçirmek istediğini, müvekkiline iftira attığını, hiç kimseye haber vermeden çocuğu da yanına alarak kadın sığınma evine gittiğini, kadının; evlilik birliği içerisinde biriktirdikleri altınları ve 7.000,00 TL parayı alarak gittiğini, müvekkilinin kusuru olmadığını, kadının kusurlu ve kötü niyetli davranışları ile evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek asıl davanın reddine karar verilmesini, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, müvekkili lehine 20.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin , eşine sürekli hakaret ettiği, aşağılayıp küçük gördüğü, vurmaya çalıştığı, hatta darp ettiği, evin maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı; kadının ise, annesinin evliliğine müdahalesine ve kendisini doldurmasına ses çıkarmadığı evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır, kadın eşin ise hafif kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesinin çocuğun üstün yararına olacağı gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk...'ın velâyetinin babaya verilmesine, çocuk ile anne arasında " .... her ayın 1. ve 3. Haftaları Cuma akşam 19:00'dan Pazar Akşam saat:19:00'a kadar yatılı şekilde, dini bayramların ikinci ve üçüncü gününde, milli bayramların yarım günü öğleden sonra, birinci ve ikinici dönem ara tatillerinin ilk üç gününde, kış sömestr tatilinin 1. Haftasında Pazar saat: 09,00'dan gelecek hafta Pazar saat; 19,00'a kadar 1 hafta süre ile, yaz tatilinde ise 1 Temmuz saat: 09,00'dan ve 31 Temmuz saat: 19,00'a kadar 4 hafta süre ile çocukların öğrenim durumlarına engel olmamak kaydıyla kişisel ilişki tesisine " şeklinde kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, erkek eşin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Kadının ziynet eşyası alacağı talebine yönelik olarak ise;takıların erkek eşte olduğuna dair doğrudan delil sunulamadığı, bir kısım davacı tanıklarının duyuma dayalı ve kesinlik içermeyen beyanlarının olduğu, altınların akıbeti hakkında kesin bilgilerinin olmadığı, dinlenen davalı tanıklarınca ziynet eşyalarının polise giderken kadın eşin üzerinde görüldüğünün beyan edildiği ve ispat külfetinin davacı kadında olduğu ve kadının iddialarını ispatlayamadığı gerekçesi ile ziynet eşyası alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. ... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece ortak çocuğun velâyetinin babaya verildiğini, babanın velâyet hakkını kötüye kullandığını, çocuğu ile görüşmek için gittiğinde şiddete uğradığını ve ceza davası açıldığını, çocuğun annesi ile kaldığında babasının yanına gitmek istemediğini söylediğini, çocuğun babasının yanında kalıyor olması nedeniyle babasının baskısı ve yönlendirmesine açık olduğunu, velâyet davasının seyrini etkilemek için müvekkilinin kardeşi hakkında iftira attığını, davalı babanın uyuşturucu kullandığını bu durumun sabit olduğunu, çocuğun yaşı ve cinsiyeti gereği anne bakım ve şefkatine ihtiyacının olduğunu, ziynet eşyası alacağı talebinin reddine karar verilmesinin hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu beyan ederek velâyet ile ziynet eşyası alacağı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının tam kusurlu olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, çocuk ile anne arasında kurulan kişisel ilişkinin sosyal inceleme raporuna aykırı şekilde " yatılı" olarak kurulduğunu, annenin halen dayı ..... ile aynı evde yaşadığını, 7 yaşındaki küçüğün aynı suçun mağduru olacağı ve yeniden travmatize olacağını, kadın lehine hükmedilen tazminatların çok yüksek olduğunu beyan ederek kusur belirlemesi, kadının davası ve ferileri, kendi tazminat taleplerinin reddi, kişisel ilişki yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin değişen durum ve şartlara göre her zaman talep edilebileceği bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile, istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. ... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İstinaf kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ortak çocuk hakkındaki velâyet düzenlemesi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir
2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle;İstinaf kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ortak çocuk ile anne arasında kurulan kişisel ilişkinin şekli ve süresi yönünden temyiz kanun yoluna başvurarak kişisel ilişkinin yatısız olarak kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ortak çocuk ...'ın velâyetinin hangi tarafa verilmesinin üstün yararına olacağı, çocuk ile anne arasında kurulan kişisel ilişkinin "yatılı" olacak şekilde kurulmasının dosya kapsamına ve çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 Sayılı Kanun'un 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 330 uncu, 335 inci ve devamı maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesinin 4 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı -davalı kadın vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalı -davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; kişisel ilişki düzenlenirken, çocuğun üstün yararının yanında analık ve babalık duygularının tatmin edilmesine ve geliştirilmesine de özen gösterilmelidir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile tarafların 30.07.2015 doğumlu ortak çocuğu...'ın annesiyle kişisel ilişki kurmasının gelişimi açısından gerekli olduğu, çocuk ile anne arasında yatısız kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararına olacağı yönündeki üç kişilik heyet tarafından düzenlenen rapor ve ortak çocuğun beyanları dikkate alındığında, çocuk ile anne arasında şu aşamada yatısız olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde yatılı kişisel ilişki tesis edilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesinin bu yöne ilişkin esastan ret kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı- davalı kadın vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2.Davalı -davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının ise kabulü ile; temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki düzenlemesi yönünden ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin hükümden çıkarılarak yerine "Velâyeti babaya verilen ortak çocuk ... ile anne arasında her cumartesi günü sabah saat 10.00'dan akşam saat 18.00'e kadar, dini bayramların ikinci günü sabah saat 10.00'dan akşam saat 18.00'e kadar yatısız olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına” ibaresinin yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'ya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'a iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...