"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2636 E., 2022/1776 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/352 E., 2019/1296 K.
Taraflar arasındaki tasarruf yetkisinin sınırlanması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların1991 tarihinde evlendiklerini, davalının 6 Şubat 1995 tarihinde evlilik yolu ile Fransız vatandaşlığını kazandığını, tarafların bu evliliklerinden 3 ortak çocuklarının bulunduğunu, tarafların evliliğinin 05 Ocak 2015 tarihili Lorient Asliye Hukuk Mahkemesi Aile işleri hakimliği tarafından verilen uzlaşmazlık kararı ile sona erdiğini, davalının Uzlaşmazlık Kararı'nda hükmedilen nafakayı ödemediğini, davalının kendi adına kayıtlı olan taşınmazı satacağı yönünde tehditler savurduğunu, davanın neticelenmeine kadar taşınmaz üzerindeki tasarrufların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 199 uncu maddesi uyarınca sınırlandırılması için tespit ile birlikte ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile tasarruf yetkisinin kalıcı olarak sınırlandırılmasını, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ olunmuş, davalı davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesinin uygulanabilmesi için ailenin ekonomik varlığının tehlikeye düşmesi yahut eşin evlilik birliğinden doğan yükümlülüğün yerine getirilmemiş olması, ayrıca bu hususlardan birinin gerçekleştiğine dair mahkemede yeterli vicdani kanaatin oluşması, bu konuda ispat vasıtalarının sunulması gerektiğini, davacının bu koşulları gerçekleştirecek yeterli ispat vasıtasını sunamadığını, dosyaya sunulan yabancı mahkeme kararının tek başına bu durumun ispatı için yeterli bulunmadığını belirterek ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ön inceleme duruşmasının 14.03.2019 tarihinde yapıldığını, davacı vekiline delillerini bildirmesi tanık listesini sunması için 2 hafta süre verilerek tanıklardan ikisinin duruşmaya çağrılmasına karar verildiğini, davacı vekilinin süresinde tanık listesini sunduğunu, bir sonraki 19.09.2019 tarihli duruşmada davacı vekili tanıklarını bir sonraki celse hazır edeceğini belirttiğinden duruşmanın ertelendiğini, sonraki celse 08.11.2019 tarihinde davacı vekilinin tanık listesinde ismi bulunmayan ... K.'nın tanık olarak dinlenilmesini talep ettiğini, İlk Derece Mahkemesince talebin reddedildiğini, tanık listesi için kesin süre verildiği ve dinlenme gününün belirlendiği hallerde, liste verilmemiş olsa dahi, taraf, o duruşmada hazır bulundurursa tanıkların dinlenebileceğini ancak somut olayda davacının tanık listesi sunduğunu, tahkikat duruşmasında tanıklarını hazır etmediğini, bir sonraki celse tanıklarının yurt dışında olduğunu, bir başka tanık dinletmek istediklerini belirttiğini, iddialarını ispata elverişli başkaca delil de sunmadığını, hal böyle olunca dosyaya iddialarını ispata elverişli hiçbir delil sunamayan davacının davasının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını belirterek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, başvuruda bulunan davacı eşten yakın veya çok ciddi bir tehlikeyi kanıtlamasının beklenmemesi gerektiğini, bu konuda inandırıcı kanıtların getirilmesinin yeterli olduğunu, hakimin muhtemel bir tehlikenin varlığına inanmasının yerinde olacağını, zararın doğması gerekmediğini, önemli olanın ailenin ekonomik varlığının ya da eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan mali bir yükümülüğünü yerine getirmesinin tehlikeye düşmüş olması olduğunu, boşanma davası ile mümkün hale gelecek mal rejimi tasfiyesi ve talep edilebilecek tazminat ve yoksulluk nafakasının güvence altına alınmasını sağlamak amacıyla da maddenin uygulanabileceğini, Mahkemenin, davalı tarafça yerine getirilmeyen söz konusu mali yükümlülüğü dikkate almadığını, bu hususta yeterince araştırma yapmadığını, eksik araştırma neticesinde hatalı olarak vicdani kanaat oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini, tarafların Türkiye'de halen evli olduğunu, duruşmada hazır edilen tanığın dinlenmediğini belirterek hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin tasarruf yetkisinin sınırlanması şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü maddeleri, 240 ıncı vd. maddeleri 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.