"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2588 E., 2022/2812 K.
DAVA TARİHİ : 15.02.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/914 E., 2022/162 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadının manevî tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin asker olarak görev yaptığını, tayini’nin Malatya’ya çıktığını, kadının öğretmen olması ve bakanlıklar arası anlaşma nedeniyle kolayca tayin aldırabilecekken, boşanırsa tekrar İzmir’e dönemeyeceğini söyleyerek tayin talebinde bulunmadığını, birlikte yaşamaktan kaçındığını, ailesini istemediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi davalı kadına 01.04.2019 tarihinde bizzat tebliği edilmiş, kadın tarafından süresi içinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 11.11.2020 tarih ve 2019/365 Esas - 2020/597 Karar sayılı kararı ile tarafların uzun süreden beri ayrı yaşadıkları, bu durumun her iki tarafın beyanı ve tanık beyanları ile de sabit olduğu, evlilik birliğinin sona ermesinde davalının tam kusurlu olduğu, taraflar arasında evlilik birliğini temelinden sarsacak ve yeniden bir araya gelmelerini imkansız hale getirecek geçimsizlik bulunduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili savunma haklarının kısıtlandığını, tanıklarının dinlenilmemesinin hatalı olduğunu, manevî tazminat talebi hakkında karar verilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 10.11.2021tarih ve 2021/226 Esas, 2021/2647 Karar sayılı kararı ile davalı kadın vekilinin 18.12.2019 tarihli dilekçesinde manevî tazminat talebinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesince davalı kadının söz konusu dilekçesinde talep ettiği manevî tazminat talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, davacının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların uzun süreden beri ayrı yaşadıkları, bu durumun her iki tarafın beyanı ve tanık beyanları ile de sabit olduğu,evlilik birliğinin sona ermesinde davalının tam kusurlu olduğu, taraflar arasında evlilik birliğini temelinden sarsacak ve yeniden bir araya gelmelerini imkansız hale getirecek geçimsizlik bulunduğu; davacı erkegin kusursuz, davalı kadın ise tam kusurlu olduğu, davacı erkek tarafından davalı kadının kişilik haklarına saldırı yapıldığı hususunun da ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; savunma haklarının kısıtlandığını, tanıklarının dinlenilmemesinin hatalı olduğunu, manevî tazminat talebi hakkında karar verilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davalının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, davacının ispatlanmış bir kusurunun olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, delillerin değerlendirilmesinde, kanunun olaya uygulanmasında, gerekçede ve kusur belirlemesinde hata edilmediği, davanın kabulüne dair kararın doğru olduğu dava dilekçesinin 01.04.2019 tarihinde 6100 sayılı Kanun’un 122 nci maddesindeki ihtaratı içerecek şekilde davalıya bizzat tebliğ edildiği, davalı kadın vekilinin süresi dışında 18.12.2019 tarihinde cevap dilekçesini sunduğu, bu nedenle ortada usulünce talep edilen manevî tazminat talebi olmadığı, bu istek hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verileceği yerde, kesin hüküm oluşturacak şekilde davalının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmediği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadının manevî tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına; kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; ilişkin boşanma davasının kamu düzeninden sayıldığını, bu nedenle cevap dilekçesi süresinde sayılmamasının ve buna bağlı olarak sunulan ve dinlenmesine karar verilen tanık listesindeki tanıklarının dinlenmesinden bilahare vazgeçilmesinin hatalı olduğunu sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmesine karşın süresinde sunulmayan cevap dilekçesinin hükme esas alınıp alınmayacağı ile, süresinde sunulmayan dilekçeye karşın ön inceleme duruşmasında tanık bildirmesi için verilen sürenin hüküm doğurup doğurmayacağı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi,174 üncü maddenin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun’un 128 inci madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.