Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3232 E. 2024/427 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi ve miktarı ile yoksulluk nafakasına karar verilip verilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların evliliklerinde cinsel birlikteliğin gerçekleşmemesi hususunda erkeğin adli tıp kurumuna sevk edildiği halde gitmediği, bağımsız konut temin etmediği, tarafların karşılıklı hakaretlerde bulunduğu ve bu duruma göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1786 E., 2022/2068 K.

DAVA TARİHİ : 24.09.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Lüleburgaz Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/789 E., 2022/496 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile sair yönler incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Görevli İlk Derece Mahkemesince kesinleşen yönlerden karar verilmesine yer olmadığına, kusur tespitine ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının diğer erkeğin tüm istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; 2018 yılında evlenen tarafların çocuklarının olmadığını, kadının evlilik birliğinin yükümlülüklerine uygun davranmadığını, müvekkilini maddî-manevî yalnız bıraktığını, kadının işini bahane ederek Lüleburgaz'a taşınmadığını, ev ve eşya bakmak için gelmediğini, başına buyruk hayat yaşadığını, eşinin yanında olmadığını, müvekkilinin annesinin cenazesine gelmediğini, taraflar arasında cinsel birlikteliğin yaşanmadığını, gerçek bir evliliğin kurulamadığını, düğünde takılan ziynetlerin tümünü aldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin müvekkilinin işini nakledeceği sözüne rağmen kandırdığını, yaşayabileceği bir ev açmadığını, müvekkilini küçük düşürdüğünü, hakaretlerde bulunduğunu, tarafların erkekten kaynaklı cinsel sorunlar yaşadıklarını, taraflar arasında cinsel birlikteliğin yaşanmadığını, çeyiz eşyalarının annesinin evinden dahi alınmadığını, kayınvalidenin vefatında cenazeye gitmelerine rağmen müvekkiline iyi davranmadıklarını iddia ederek asıl davanın reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, 300.000,00 TL manevî tazminata, evlilik sebebiyle uğradığı ve yaptığı harcamalar nedeniyle 20.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

Lüleburgaz 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin(Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 14/02/2020 tarih ve 2018/535 Esas, 2020/76 Karar sayılı kararı ile her iki tarafında cinsel ilişkinin gerçekleşmemesi konusunda birbirlerini suçladıkları, dosya kapsamı ile cinsel ilişkinin hangi taraftan kaynaklı nedenlerle gerçekleşmediğinin tespit edilemediği, dolayısıyla bu durumun herhangi bir tarafa kusur olarak yüklenemeyeceği, cinsel ilişkinin gerçekleşmemesi haricinde tarafların her ikisinin kendi ailesini üstün tutmak istemesi, tarafların bir araya gelme adına çaba sarf etmedikleri, üstlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmedikleri, ortak yaşam için her iki tarafında çalışma koşullarını bahane ederek yeterli özeni göstermediği, fiili birlikteliğin gerçekleşmediği, taraflarca itiraz edilmeyen sosyal medya uygulamasındaki mesajlaşma içeriklerinden de görüleceği üzere tarafların karşılıklı olarak birbirlerine ağır söylemlerde bulundukları her iki tarafın da evlilikten beklenecek saygı ve hoşgörüyü birbirlerine karşı göstermedikleri, tarafların bu tutumlarının da karşılıklı olarak evlilik birliğinin devamının taraflardan beklenemeyeceği noktaya getirdiği değerlendirilmekle tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu oldukları, kadının tazminat taleplerinin 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince reddine karar verilmesi gerektiği, kadının düzenli geliri olduğundan boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1. Lüleburgaz 1. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili kusur belirlemesi, davalı-karşı davacı kadın vekili ise kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin 22.10.2021 tarih ve 2020/946 Esas, 2021/1569 Karar sayılı kararı ile karardan sonra mahkemenin yargı çevresinde aile mahkemesi kurulduğu, davanın görevli ve yetkili aile mahkemesine devredilmek üzere hükmü kaldırılması gerektiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kararın boşanma ve fer'ileri açısından kesinleşen kısımları hariç olmak üzere istinafa konu, kusur belirlemesi, kadının reddolunan yoksulluk nafakası, maddî-manevî tazminat istemlerine ilişkin hükümlerinin kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

1.Lüleburgaz 1. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 24.06.2022 tarih ve 2021/789 Esas, 2022/496 Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiştir.

2.Görevli ve yetkili İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile karşılıklı davalarda boşanma talepleri yönünden tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ...'in tanıklarının genel itibari ile, karşı taraf Banu'nun Küçükkuyu'da çalıştığını, tayininin uğraşlara rağmen Lüleburgaz'a alınamadığını, Banu'nun Lüleburgaz'a gelmediğini, kayınvalidesinin hastalık döneminde destek olmadığı, Kurban bayramında davalının ailesi ile birlikte Küçükkuyuya döndüğü sonrasında kayınvalidesi öldüğü zaman cenazeye gelip hemen ailesinin yanına döndüğü hususları yönünden beyanda bulundukları, tarafların her ikisinin kendi ailesini üstün tutmak istemesi, tarafların bir araya gelme adına çaba sarf etmedikleri, üstlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmedikleri, ortak yaşam için her iki tarafında çalışma koşullarını bahane ederek yeterli özeni göstermediği, fiili birlikteliğin gerçekleşmediği, taraflarca itiraz edilmeyen sosyal medya uygulamasında ki mesajlaşma içeriklerinden de görüleceği üzere tarafların karşılıklı olarak birbirlerine ağır söylemlerde bulundukları her iki tarafında evlilikten beklenecek saygı ve hoşgörüyü birbirlerine karşı göstermedikleri, ek olarak kadının, eşinin cinsel iktidarsızlığı yönündeki iddianın araştırılması kapsamında bu hususta toplanan tüm evraklarla birlikte davacı-karşı davalının Adli tıp kurumuna sevki için işlemler yapılarak randevu günü oluşturulduğı, davacı-karşı davalı erkeğe, belirlenen günde Mahkeme kaleminde hazır olması, olmadığı taktirde iddiayı kabul etmiş sayılacağı ihtar edildiği, davacı-karşı davalının duruşmada da gelmeyeceğini bildirdiği gibi randevu gününde de Mahkeme kaleminde hazır olmadığı, bu kapsamda erkeğin kadına cinsel şiddet uyguladığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, tarafların biraraya gelip aile olarak yaşamadan ayrıldıkları için kadının mevcut veya beklenen menfaatlerinin boşanma yüzünden zedelenmediği, maddî tazminat talebinin reddi gerektiği ancak kişilik hakları zarar gören kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, resmiyette kurulan evliliğin sona ermesiyle davalı-karşı davacı kadının yoksulluğa düşmesinden bahsedilemeyeceği gerekçesi ile Lüleburgaz 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/535 Esas, 2020/76 Karar sayılı kararı ile verilen ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi'nin 2020/946 Esas, 2021/1569 Karar sayılı ilamı ile kesinleşen hükümler yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı-karşı davacı kadının az kusurlu, davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespitine, kadının yoksulluk nafakası ve maddî tazminat isteminin reddine, kadın yararına 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi ve manevî tazminat yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve maddî tazminat taleplerinin reddi, manevî tazminat miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadın yararına hükmedilen manevî tazminat miktarının az olduğu, kadının maddî tazminat talebinin 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen maddî tazminat olup olmadığının anlaşılamadığı, bu hususun ilgili tarafa açıklattırılması gerektiği, İlk Derece Mahkemesi kararının istinafa konu diğer bölümlerinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile kadının istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bölümlerinin kaldırılmasına, kadın yararına 50.000,00 TL manevî tazminata, adına talep ettiği maddî tazminatın niteliğini açıklattırılıp, açıklamaya göre işlem yapılmak üzere maddî tazminat yönünden dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kadının diğer, erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... erkek vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi ve manevî tazminat yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, manevî tazminatın miktarı ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, karşılıklı boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesinde ve miktarlarında isabetsizlik olup olmadığı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle tarafların evli kaldıkları süre dikkate alındığında cinsel birlikteliğin gerçekleşmesi için gerekli makul süre geçmediğinden erkeğin kadına cinsel şiddet uyguladığının ve bu nedenle kusurlu olduğunun kabulünün hatalı olduğu, ancak erkeğin bağımsız aile konutu temin etmediğinin ve bu nedenle ortak yaşamın tam olarak kurulamadığının, tarafların birbirine karşılıklı hakaret ettiğinin, gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda yine de erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekilleri tarafından temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.