"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/58 E., 2023/196 K.
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/696 E., 2022/480 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; İlk Derece Mahkemesi kararının davalı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların uzun süredir fiilen ayrı olduğunu, kadının evden ayrılmadan önce iki adet ineği sattığını, başka bir kişi ile gayrimeşru ilişki yaşadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; eşinin çocuklara, evine bakmadığını, kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, evi terk edenin eşi olduğunu, maddî destek sağlamadığını belirterek davanın reddini, aksi takdirde haklarını ve nafakalarının ölene kadar ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı kadın; 07.10.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında kendi yararına aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı erkek tanıkları ... ve ...'ın davalının inekleri habersizce sattığı şeklindeki beyanına karşın, davalı kadın tanığı ...'in ineklerin davacı tarafından satıldığı şeklindeki beyanı birlikte değerlendirildiğinde, tanık beyanları arasındaki çelişkinin mevcut dosya durumuna göre giderilemediği, beyanına üstünlük sağlanacak tanığın tespit edilemediği anlaşılarak bu vakıanın dosya kapsamında ispat edilemediği, davalı kadının gayri ahlaki bir yaşamı bulunduğu şeklinde köyde söylentilerin çıktığı, tanık ...'inde davalı kadın ile söyletisi çıkan ...'ü Trabzonda beraber gezerken gördüğü, ...'in karısının iki üç kez davacı erkeğin evine geldiği ve "karına sahip çık, yuvamı yıkmasın" diyerek olay çıkardığı anlaşılarak davalı kadının güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, davacı erkeğin ise; eşine fiziksel şiddet uyguladığı, maddî destek olmadığı, eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz davrandığı, sabit görülen eylemler nedeniyle evliliğin çekilmez hale gelmesinde davacı erkeğin daha fazla kusurlu olduğu, davalı kadının ise az kusurlu olduğu, davalı kadının dilekçeler aşamasında miktar belirterek yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talebinde bulunmadığı, ön inceleme duruşmasında 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminat talebinde bulunduğu, karşı tarafın da açık muvafakatinin bulunmadığı, davalının nafaka ve tazminat talep tarihi itibariyle davanın genişletilmesi, değiştirilmesi yasağının başladığı gerekçeleriyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî- manevî tazminatlar ve davacı erkeğin kabul edilen tüm talepleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından; davalı kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden usulünce yapılmış ıslah veya karşı tarafın açık muvafakati bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, dolayısıyla kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu belirtilerek davalı kadının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî- manevî tazminatlar ve davacı erkeğin kabul edilen tüm talepleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkeğin açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğini devamına imkan vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurunun kimden kaynaklandığı, kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat istemlerinin usul kurallarına uygun talep edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 31 inci maddesi, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 6100 sayılı Kanun'un 31 inci maddesine göre; "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddî veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." Hakimin davayı aydınlatma ödevi olarak ifade edilen bu düzenleme ile doğru hüküm verilebilmesi ve maddî gerçeğin bulunabilmesi amaçlanmıştır. Hakim davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde ileri sürülen taleplerin ve gösterilen delillerin somutlaştırılmasını sağlayarak, tarafların hem ispat hakkını koruyacak hem de taleplerine uygun şekilde karar verecektir.
3.Davalı kadın süresinde verdiği cevap dilekçesinde, boşanmanın reddini istemiş, boşanma kararı verilmesi halinde ise "haklarının ve nafakalarının ödenmesine" karar verilmesini talep etmiş; ön inceleme duruşmasında ise; 6100 sayılı Kanun'un 31 inci maddesi gereğince, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde duruşma hakiminin davalı kadına sorması üzerine, davalı kadın tarafından aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminat talep ettiğini beyan etmiş, buna mukabil davacı herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Davalı kadının ön inceleme duruşmasında talep ettiği tazminatlar ve yoksulluk nafakası boşanmanın fer'isi niteliğinde olduğundan bu taleplerin değerlendirilmesi için 492 sayılı Harçlar Kanunu'na göre nispi harç ödenmesine de gerek bulunmamaktadır. Bu durumda; davalı kadının ilk cevap layihasında boşanmaya karar verildiği takdirde bundan kaynaklanan tüm haklarını talep ettiğine yönelik beyanı; 6100 sayılı Kanun'un 31 inci maddesi gereğince hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında alınan beyan olup kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata ilişkin talepleri, savunmanın genişletilmesi, değiştirilmesi yasağı kapsamında sayılamaz. Hal böyle iken kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken bu talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talebi yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talebi yönlerinden BOZULMASINA,
3.Davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.12.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
MUHALEFET ŞERHİ
6100 sayılı HMK’nun 31. maddesinde "Hakimin davayı aydınlatma ödevi" başlığı altında; "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddî veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." düzenlemesine yer verilmiştir. Madde amacının hükümet gerekçesinden, mukayeseli hukuktaki gelişim sonucunda, hâkimin taraflara sorular sorma, işaret ve müzakere etme ödevi anlaşılmaktadır. Bu sayede hâkim, olayın ve hukuki uyuşmazlığın olgusal ve hukuki boyutlarını gerekli olduğu ölçüde taraflarla birlikte ele alabilecek, tarafların zamanında uyuşmazlığın çözümü için önemli vakıaların tamamı hakkında açıklama yapmalarını, özellikle ileri sürülen vakıalardaki eksiklikleri tamamlamalarını, delilleri ikame etmelerini ve gerekli talepleri ileri sürmelerini sağlayabilecektir.
HMK’nın “İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi” başlıklı 141. maddesi “(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.” şeklinde düzenleme altına alınmıştır.
Kadın eşin cevap dilekçesinde maddî ve manevî tazminat talebi niteliğinde bir açıklaması bulunmadığı sadece "haklarımı istiyorum" şeklinde ifade kullandığı, davacı erkek vekilinin ve davalı kadının katıldığı 07.10.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında ise "200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata" karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Yukarıda açıkça anlatıldığı üzere; 6100 sayılı Kanun'un 31 inci maddesi ile hâkimin maddî anlamda davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiştir. Başka bir ifadeyle bu maddeye dayanarak hâkim ancak ileri sürülmüş olan vakıa ve/veya talebe yönelik eksiklikler yönünden taraflardan tamamlama isteyebilecektir. Yoksa somut olayda olduğu gibi taraflarca ileri sürülmeyen talepler hakkında açıklayıcı beyanda bulunmasını istemesi imkânsızdır. Bu hale göre davalı kadının talebi olmayan bir konuda açıklama yapması ve tazminat taleplerinin ön inceleme aşamasında ileri sürülmüş olması savunmanın değiştirilmesi veya genişletilmesi niteliğindedir. Mahkemece bu gerekçe ile kadının tazminat talepleri hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi yerinde olup bu yönden hükmün onanması kanaatinde olduğundan sayın heyetin kadın yararına maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği yönündeki bozma kararına katılmıyorum.
...