Logo

2. Hukuk Dairesi2023/334 E. 2023/2870 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmışsa kusurun kimde olduğu, boşanma ve fer'ileri hususunda verilen kararın doğru olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, uygulanması gereken hukuk kuralları ve verilen gerekçeler değerlendirilerek, usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2533 E., 2022/3319 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/633 E., 2022/408 K.

Taraflar arasındaki karşılık boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarına kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve karşı dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin bağımsız konut açmadığını, evlendikten sonra erkeğin ailesi ile yaşadıklarını, davalı erkeğin, kardeşlerinin hakaretlerine, tehditlerine ve fiziksel şiddetlerine tepkisiz kaldığını müdahale etmediğini, evlerinin yanında ahır bulunduğunu, ahırdaki hayvanların bakımını, temizliği, herşeyi ile müvekkilinin ilgilendiğini ve hasta kayınvalidesine baktığını, davalı erkeğin, müvekkiline yardım etmediğini, müvekkil yardım istediğinde erkek tarafından dövüldüğünü hakaretlere uğradığını, aylarca küstüğünü, ortak çocuğu aynı evin içerisinde müvekkiline göstermediğini, müvekkilinin özel ihtiyaçlarını karşılamadığını hatta harçlık dahi vermediğini, cinsel şiddet uyguladığını, yıllarca müvekkiline çocuklarının gözü önünde işkence uyguladığını, en son olayda, erkek ile oğlu arasında tartışma çıktığını, müvekkilinin araya girdiğini, erkeğin, müvekkilini dövdüğünü, daha sonra müvekkilini arabaya bindirerek müvekkilinin kendi ailesinin yanına gitmesi için köyüne götürürken yolun ortasında arabadan indirdiğini, müvekkilinin köyüne yürüyerek gittiğini, daha sonra müvekkiline haber gönderdiğini eğer gelmezse müvekkilinden boşanacağını ve çocukların hiçbirini müvekkiline göstermeyeceğini söyleyerek tehdit ettiğini, müvekkilinin eve dönmek zorunda kaldığını, ancak daha sonra yine şiddet uyguladığını, müvekkilinin ... Kadın Sığınma Evine gitmek zorunda kaldığını beyan ederek tarafların evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müvekkili yararına 1.500,00 TL tedbir- yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî, 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davacı kadına düğünde takılan 5 tane 22 ayar bilezik, 1 altın saat, 1 altın set takımı ( bir tane 22 ayar kolye, 22 ayar bilezik , 22 ayar yüzük , 22 ayar küpe ) 2 tane alyans yüzük, 25 tane çeyrek altının bedeli olan şimdik 5.000,00 TL'nin erkekten alınarak müvekkiline verilmesine, mal rejimi tasfiyesine ilişkin talepleri yönünden karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap ve Karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin annesinin üç sene önce vefat ettiğini, kadının dava dilekçesindeki vakıaların ya gerçek dışı ya da çok eskiye dair olaylar olduğunu ve evlilik birlikteliğinin devam ettiğini, davacı kadının evine ve çocuklarına karşı ilgisinin azaldığını, kadının kendi isteği ile köyüne gitmek istediğini, müvekkilinin , kadını köyüne götürüp teslim ettiğini, ertesi gün müvekkilinin abisinin kadını köyünden ortak eve getirdiğini, kadının ertesi gün tekrar evini terk ederek kadın sığınma evine gittiğini, kadının telefonuyla ilgilenmekten eşi ve çocuğuna zaman ayırmadığını beyan ederek asıl davanın reddi ile evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin evlendikleri tarihten itibaren eşine bağımsız konut temin etmediği ve ailesi ile birlikte yaşamak mecburiyetinde bıraktığı, kadının bu durumda evden ayrılmakta haklı sebepleri olduğu, erkeğin buna rağmen evden ayrılmak isteyen kadını ikna etmek yerine köy ortasında yolda bıraktığı, aile müdahalesine sessiz kaldığı, kadının çarşıya ve komşuya gitmesine izin vermediği, ev içinde ve ev dışında yapılması gereken birçok sorumluluğu kadına yüklediği, kadının ise evini ve ailesini ihmal edecek boyutta olmasa dahi 3. kişilerin dikkatini çekecek şekilde telefonla ilgilendiği evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde davalı-davacı erkeğin ağır, kadının ise hafif kusurlu olduğu gerekçesiyle, her iki davanın kabulü ile, 4721 sayılı kanunun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ayrı yaşama döneminde çocukların baba yanında yaşadıkları, çocukların alıştıkları düzenin korunması gerektiği, sosyal inceleme raporu ve çocuğun üstün yararı gereğince ortak çocukların velâyetinin babalarına verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, ... kadının boşanmakla yoksul duruma düşeceğinden kadın yararına 300,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan ve mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın tazminat isteyebileceğinden kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, evlilik birlikteliğinin çekilmez hale gelmesinde ... kadının kusurlu olduğunu, kadının davasının ferîleri ile birlikte reddi gerektiği ve kusur tespiti yönünden mahkeme kararının hatalı olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, evlilik birlikteliğinin çekilmez hale gelmesinde erkeğin kusurlu olduğunu, erkeğin davasının reddi gerektiği ve tazminatlar ve nafakaların az olduğunu beyan ederek mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kadının dinlenilen tanık beyanlarına göre ağır kusurlu olduğunu beyan ederek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davası hakkında verilen davanın kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına boşanmanın fer'îsi niteliğindeki tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.