"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3086 E., 2023/360 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/23 E., 2022/511 K.
Taraflar arasındaki değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının yaklaşık 27 yıldır ayrı yaşadıklarını, davalının 1992 yılında evi terk ettiğini, dava dilekçesinde ada-parsel numarası belirtilen taşınmazların evlilik birliği içinde davalı adına edinildiğini, davalı adına edinilen diğer mallarında tespit edilmesi gerektiğini belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mal rejiminin tasfiyesi ile evlilik birliği içinde katkı yapılarak kazanılan menkul para ve alacaklar ile taşınmazların tasfiye edilmesi ve şimdilik 1.000,00 TL belirsiz katkı payı, değer artış ve katılma alacağının dava tarihinden işleyecek faizi birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 14.09.2021 tarihli (8) nolu celsede; tarafların davalının zinası nedeniyle boşandığını, kararın henüz kesinleşmediğini belirterek; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 236 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca rapor alınmasını talep etmiştir.
3. Davacı kadın vekili 20.04.2022 tarihli dilekçesinde; talep miktarını toplam 476.153,33 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; taşınmazların bir kısmının müvekkiline miras kaldığını, bir kısmının kredi borcunun devam ettiğini, davacının katkısının olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 18.04.2022 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 236 ncı maddesinin ikinci fıkrasının zina yapan kişinin karşı taraftan alacak talebinde bulunması halinde uygulanabileceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, 837 ada 64 parsel 2 numaralı bağımsız bölümü ilişkin 203.951,56 TL katılma alacağının, 171 ada 30 parselde bulunan taşınmazdaki iyileştirmeden kaynaklı 68.250,00 TL değer artış payı alacağının karar tarihi olan 23.06.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacının fazlaya ilişkin istemlerinin reddine, 165 ada 2 parsel, 174 ada 12 parsel, 119 ada 1 parsel ve 171 ada 30 parselde bulunan arsa vasfındaki taşınmazlar ile 109 ada 4 parsel, 119 ada 3 parsel, 120 ada 4 parsel ve 122 ada 21 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin talebin işbu taşınmazların davalının kişisel malı olması nedeniyle katılma alacağı talebinin reddine, banka hesaplarından kaynaklı katılma alacağı talebinin de reddiyle davalı yararına ret miktarına göre belirlenen vekâlet ücretine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tarafların davalının zinası nedeniyle boşandığını, davalının artık değerdeki pay oranın tamamen kaldırılarak katılma alacağının hükmedilmesi gerektiğini, hakkaniyete göre oran belirleneceğinden ret edilen miktar yönünden davalı yararına vekâlet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflar boşanma davasından önce yaklaşık 27-28 yıldır fiilen ayrı yaşadıkları, tasfiye konusu 837 ada 64 parsel 2 numaralı bağımsız bölümün 2012 yılında davalı tarafından edinildiği, davanın ev hanımı olup gelire sahip olmadığı, davalının zinası nedeniyle evliliğin sona erdiği, davalının katılma alacağı tüm malların bedeli üzerinden % 50 oranın olmakla birlikte 4721 sayılı Kanun'un 236 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin süresi, tarafların emek ve çalışmalarının karşılaştırılması suretiyle davalının payından dosya kapsamı ve hakkaniyet gereği % 20 indirim yapılmasının uygun olduğu, buna göre kabule konu kısma ilişkin olarak davalıya % 40 oranında, davacıya ise % 60 oranında pay verilmesi gerektiği; 837 ada 64 parsel 2 numaralı bağımsız bölümde bulunan taşınmazın bilirkişi raporunda belirtilen değerinin 407.903,00 TL olduğu, bu bedel üzerinden davacının katılma alacağının % 60 olarak hesaplanması halinde 244.741,99 TL olacağı; diğer yönlerden dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği gerekçesiyle; davacı kadın vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 837 ada 64 parsel 2 numaralı bağımsız bölümü ilişkin 244.741,99 TL katılma alacağının, 171 ada 30 parselde bulunan taşınmazdaki iyileştirmeden kaynaklı 68.250,00 TL değer artış payı alacağının karar tarihi olan 23.06.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacının fazlaya ilişkin istemlerinin reddine, 165 ada 2 parsel, 174 ada 12 parsel, 119 ada 1 parsel ve 171 ada 30 parselde bulunan arsa vasfındaki taşınmazlar ile 109 ada 4 parsel, 119 ada 3 parsel, 120 ada 4 parsel ve 122 ada 21 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin işbu taşınmazların davalının kişisel malı olması nedeniyle katılma alacağı talebinin reddine, banka hesaplarından kaynaklı katılma alacağı talebinin de reddine, davalı yararına ret edilen miktara göre belirlenen vekâlet ücretine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; tarafların davalının zinası nedeniyle boşandığını, davalının artık değerdeki pay oranın tamamen kaldırılarak katılma alacağının hükmedilmesi gerektiğini, hakkaniyete göre oran belirleneceğinden ret edilen miktar yönünden davalı yararına vekâlet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 236 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca zina nedeniyle artık değerdeki pay oranının azaltılması/kaldırılmasının hangi şartlarda uygulanabileceği ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır. Dava, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesi; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.