"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1119 E., 2022/2186 K.
DAVA TARİHİ : 27.12.2017
KARAR : Başvurunun kabulüyle yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/1062 E., 2020/158 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ... erkeğin istinaf talebinin esastan reddine, davalı-davacı kadın vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının birleşen davanın reddine yönelik kararının tümden kaldırılmasına, birleşen davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, erkeğe ve onun ailesine uzak, mesafeli olduğunu, sorumsuz davrandığını, evi terk ederek cemaat evine yerleştiğini, taraflar arasında defaetle boşanma davalarının açıldığı ve feragat ile sonuçlandığını, kadının ve ortak çocukları Ömer'in erkeği tehdit ve hakaret ettiğini, erkeği evden kovduğunu, oturduğu evin kilidini değiştirdiğini iddia ederek asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkek yararına 150.000,00 TL manevî, 100.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına ve çocuklara bakmadığını, ihtiyaçlarını karşılmadığını, erkeğin başka kadınla birlikte yaşadığını, kadına karşı tehdit ve hakaretten kesinleşmiş cezalarının bulunduğunu iddia ederek asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine, kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, asıl dava yönünden iddia edilen vakıalarının dosya kapsamından ispatlanamadığı, birleşen dava yönünden ise; davalı-birleşen davacı kadının davacı-birleşen davalı erkek aleyhine İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi'nin 2014/901 Esasa kayden açtığı zina nedenine dayalı boşanma davasından 19.01.2017 tarihli duruşmasında feragat ettiği, kadının feragat etmekle davacı-birleşen davalı erkeğin sadakatsiz davranışlarını ve ailesine, çocuklarına bakmamasına yönelik kusurlu hareketlerini affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı gerekçesi ile asıl davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, asıl davada erkek yararına talep edilen tazminatların reddi, çocukların velâyetinin anneye verilmesi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; birleşen davadaki iddiaların feragat beyanından sonraki olaylara dayandığını, bu nedenle birleşen davanın ve sair taleplerin reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanlarına göre, eşinin sözü üzerine kadının ortak konuta döndüğü sabit ise de kadının önceki boşanma davasından feragati sonrasında da erkeğin eve katkısının olmadığı, eşini tahrik eder şekilde konuştuğu, ailesiyle ilgilenmediği, ihtiyaçları karşılamadığı, ayrılık dönemlerinde arayıp sormadığı, bir kadınla yaşadığı, dolayısıyla kadının önceki davasından feragati sonrasında erkeğin süregelen belirtilen davranışlarının af veya hoşgörü kapsamında değerlendirilemeyeceğinden boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadın için ileri sürülen iddiaların dosya kapsamı ve tanık beyanlarına göre kanıtlanamadığı, ergin olmayan çocukların gözetilmesi gereken üstün yararları, bedensel, fikri ve ahlaki gelişimleri dikkate alınarak velâyetlerinin anneye verilmesi gerektiği, çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, kadının dava açılmakla ayrı yaşama hakkı bulunduğu, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu bulunan erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatleri ile kişilik haklarını ihlal ettiği anlaşılmakla ... erkeğin istinaf taleplerinin tümden reddine, davalı-davacı kadının birleşen davanın reddine yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi'nin birleşen davanın reddine yönelik kararın tümden kaldırılmasına, birleşen davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, çocuklar Yusuf Taha ve Aişe Büşra'nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, çocuklardan İbrahim ergin olduğundan bu çocuk hakkında velâyet hükmü konusunda karar verilmesine yer olmadığına, çocuk İbrahim yararına asıl dava tarihinden ergin olduğu tarihe kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası takdirine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, asıl davada erkek yararına talep edilen tazminatların reddi, çocukların velâyetinin anneye verilmesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tazminatlar ve nafakaların miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın reddi kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası şartlarının mevcut olup olmadığı, şartları mevcutsa tazminatların ve nafakaların miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesi ile tedbir ve iştirak nafakası şartlarının mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanunu) 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 314 üncü maddesi, 327 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 336 ıncı maddesi, 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Temyize konu davadan önce kadın tarafından 18.11.2014 tarihinde İstanbul Anadolu 20. Aile Mahkemesi'nin 2014/901 Esasına kayden açılan boşanma davasında kadının 19.01.2017 tarihinde feragat beyanı neticesinde davanın 19.01.2017 tarihinde feragat nedeniyle reddine karar verildiği, feragat beyanı ile kadının eşini affettiği, o tarihten sonra taraflar arasında yeni bir vakıa olduğunun ispatlanmadığı, dinlenen tanıkların sözlerinin geçmişse yönelik, soyut, sebep ve saiki açıklanmayan ve feragat beyanı öncesinde yaşanan vakıalara yönelik olduğu anlaşılmakla 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı olarak açılan davada ... erkeğin ve davalı-davacı kadının kusurları ispat olunamamıştır. Durum böyleyken Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı kadının davasının reddine karar verilmesi gerekirken; yetersiz gerekçeyle boşanma kararı verilmesi doğru değilse de; kadının davasında verilen boşanma hükmü erkek tarafından temyiz edilmediğinden bu husus bozma nedeni yapılmamış; yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle tarafların kusurları ispatlanamamış olup yoksulluk nafakasında kusur aranmayacağı ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceğinin anlaşılmış bulunmasına göre; kadın vekilinin tüm, erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki (1) numaralı paragrafta açıklandığı üzere, tarafların herhangi bir kusurlu davranışının ispat edilmediği anlaşılmıştır. Kusursuz yada az kusurlu eş kusurlu olan diğer eşten tazminat isteyebileceğine ve ... erkeğin kusurlu bir davranışı ispatlanamamış olduğuna göre davalı-davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca maddî ve manevî tazminata hükmedilme koşulları gerçekleşmemiştir. Hal böyle iken davalı-davacı kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddi gerekir iken hatalı kusur belirlemesi yapılması ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
4. 4721 sayılı Kanunun 314 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre; "Ana ve babaya ait olan haklar ve yükümlülükler evlât edinene geçer." velâyet hakkı, anne ve babaya ait haklardan olması nedeniyle evlat edinme işleminden sonra bu hak evlat edinene geçecektir. Tarafların nüfus kaydı incelendiğinde; 21.06.2013 doğumlu ortak çocuk Aişe Büşra'nın; temyize konu dava tarihinden önce 11.05.2017 tarihi itibariyle Ayşe isimli bir kişi tarafından evlat edinildiği anlaşılmıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında; ortak çocuk Aişe Büşra yönünden, velâyet ve iştirak nafakası şartları oluşmadığı, kaldı ki kadının bu çocukla ilgili talebinin de bulunmadığı dikkate alınarak ortak çocuk Aişe Büşra yönünden velâyet ve iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesi'nin kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile ortak çocuk Aişe Büşra'nın velâyet düzenlemesi ve iştirak nafakası yönlerinden BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı kadının tüm, ... erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Fatih'e iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Reyhan'a yükletilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.