"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/328 E., 2023/31 K.
DAVA TARİHİ : 28.08.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kızıltepe Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/240 E., 2021/500 K.
Taraflar arasındaki davacı erkek vekili tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının erkeğe ve erkeğin ailesine karşı aşağılayıcı, onur kırıcı sözler sarfettiğini, sosyal medyadan başka erkeklerle görüşme ve yazışmalarının ortaya çıktığını, erkeğin iş yerinden izin alarak Mardin Kızıltepe’de bulunan ailesinin yanına geldiği süreçte ortak konuttaki eşyaların bir kısmını satarak çocuğu da yanına alarak ortak konuttan ayrıldığını, erkeğin kayıp ihbarı üzerine kadının kolluk kuvvetlerince bulunduğunu, tarafların biraraya gelerek bir süre Kızıltepe’de birlikte yaşadıklarını, kadının erkeğin haberi olmasızın Manisa ili Saruhan ilçesinde bulunan ailesinin yanına gittiğini, 2020 senesinin Ağustos ayında çocuğu yanına alarak baba evinden de ayrıldığını, çocuğu baba ile görüştürmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi davalı kadına 13.10.2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı kadın tarafından süresi içinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının ortak çocuk ile ilgilenmediği, yabancı erkeklerle yazıştığı ve çıplak resimlerini gönderdiği, yaklaşık 2 yıldan bu yana ortak konutu terk ederek nereye gittiğinin belli olmadığı, erkeğe hakaret ve küfür ettiği, aile birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu; davalı annenin yaşam biçimi, ortak konutu terk ederek nereye gittiği hususunun belli olmaması, ortak çocuğun velâyetinin tedbiren davacı babaya verilmesine rağmen ortak çocuğu baba ile görüştürmemesi, ortak çocuğun velâyetinin davacı babaya verilmesinin çocuğun yüksek menfaatine olacağı gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; boşanma hükmünü istinaf etmediğini belirterek, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, velâyet düzenlemesinin çocuğun yüksek yararına olmadığını, çocuk yararına 1.000,00 TL tebir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, velâyet ve nafaka yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkek dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı, ancak 29.03.2021 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında usulüne uygun şekilde ihtarat yapılarak tanık bildirmesi için tarafına verilen kesin süre içerisinde tanıklarını bildirmediği, süresinde bildirilmeyen tanıklar dinlense bile beyanları hükme esas alınamayacağı, davalı kadına yüklenecek kusurlu bir davranış ispatlanamadığı, erkeğin karara karşı istinaf yasa yoluna başvurmadığı, kadının ise istinaf dilekçesinde boşanma kararına yönelik istinaf isteminin bulunmadığı yönündeki açık beyanı karşısında boşanma hükmü istinaf edilmediğinden kesinleştiği, bu nedenle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, boşanma kararının eleştirisi ile yetinilmesinin gerektiği; toplanan delillerden; ortak çocuk 29.10.2015 doğumlu ... ın ayrı yaşam süresince anne yanında kaldığı, anne ile görüşülerek düzenlenen denetime elverişli sosyal inceleme raporunda; çocuğun yüksek yararı öncelikli tutularak, yaşı ve gelişimsel gereksinimleri ile mevcut durumunun korunması ve çocuğun velâyete ilişkin düşünceleri de göz önüne alındığında velâyetinin anne Berivan Tanış'a verilmesinin çocuğun menfaatine olacağının mütalaa edildiği, velâyetin anneye verilmesi halinde çocuğun bedensel ve ruhsal gelişiminin olumsuz etkileneceğine dair dosya içerisinde bir delil bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince davalı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;velâyet düzenlemesinin hatalı olduğunu, dosya içinde kadının kötü hayat sürdüğünün ispatlandığını, çocuğu babaya göstermediğini, velâyetin kötü kullanılması nedeniyle ceza dosyasının olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının velâyet yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında velâyet düzenlemesinin ortak çocuğun yüksek yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 335 inci, 336 ncı 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 352 inci madde, 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.