"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/149 E., 2022/1705 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/601 E., 2019/675 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; kadının eşiyle ilgilenmeyip sosyal medyada zaman geçirdiğini, aşırı alkol alıp küfürlü konuştuğunu, intihar tehdidinde bulunan şiddet eğilimli bir yapısı olduğunu, nikah öncesi ve düğün günü alkol alıp olaylar çıkardığını, erkeği çevresine karşı rencide ettiğini, eşine ve aileye küfür ve hakaretler ettiğini, E. isimli arkadaşı ile olan mesajlarında erkekle para için evlendiğini, eşini aldatacağını söylediğini, büyücülere gittiğini, hayatını yalan üstüne kurduğunu ve erkeği evden kovduğunu iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve erkek yararına düğünde takılan takı ve ev eşyaları nedeniyle 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin evi terk ettiğini, otuz iki aylık evliliğin yirmi dört ayının gemide geçtiğini, kadının eşini kırmamak için işinden ayrılarak gemide yaşamayı kabul ettiğini, şiddete meyilli olduğunu, bahsedilen mesajların kadına ait olmadığını, sürekli boşanmak istediğini söylediğini, kadının boşanmak istememesine rağmen ısrarla pazarlık yapmak istemesi nedeniyle kadının da boşanmak için talep ettiği miktarı söylediğini, kıskanç olduğunu, kadının eşyalarını karıştırdığını, alkol alıp hakaret ettiğini, çocuk sahibi olmak istemediğini, kadının ailesi ile sorun yaşadığını, kadının ailesi ve arkadaşlarının ortak konuta gelmesini istemediğini, eve gelmemeye başladığını, aldattığına dair ciddi şüpheler olduğunu ve maddî yardımda bulunmadan evi terk ettiğini iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 7.000,00 TL yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda alkol alıp eşine hakaret eden kadının tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı, boşanmaya neden olan olaylar sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan erkek eş yararına manevî tazminata hükmedilmesi ve tam kusurlu kadın eşin tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin gerektiği, erkeğin boşanmanın fer'îsi niteliğinde olmayan maddî tazminat ve ziynet alacağı talebi hakkında ara karar gereği yerine getirilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; kadının davasının, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 750,00 TL'ye düşürülmesine, erkek yararına 15.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin ziynet alacağı ve maddî tazminat davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının yirmi bir ay taraflarla birlikte aynı gemide olan tanığının beyanına itibar edilmeyerek erkeğin tek tanığının zaman açısından belirsizlik içeren beyanı ile kadına kusur atfedildiğini, erkeğin evi terk ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, eşine boşanmak için para teklif ettiğini, çocuk sahibi olmak istemediğini, tedbir nafakası miktarının düşürülmesinin ve fer'î taleplerinin reddedilmesinin doğru olmadığını belirterek; her iki dava yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında, erkeğin de evi terk ettiği ve kadını boşanmaya zorladığı, böylelikle kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu, erkeğin az da olsa kusurunun bulunması sebebiyle kadının davasının da kabulünün gerektiği ve sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının istinaf başvurusunun kusur belirlemesi ve kendi davasının reddi yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kusur belirlemesinin gerekçesinin düzeltilmesine ve kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin hiçbir kusurunun bulunmadığını, kadının iddia edilen kusurlarının ispatlandığını, kadının boşanmak için para talep ettiğini ve talep ettiği miktarları sürekli artırdığını, erkeğin kadının kovması üzerine evden ayrıldığını ve kararın bu nedenlerle usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü ve kusur belirlemesi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının ağır kusurlu olduğunun kabul edilemez olduğunu, erkeğin iddialarını ispatlayamadığını, yirmi bir ay taraflarla birlikte aynı gemide olan tanığının beyanına itibar edilmemesinin doğru olmadığını, kadının terk edildiğini, ekonomik şiddete uğradığını, erkeğin boşanmak için para pazarlığı yaptığını ve bu nedenlerle kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen manevî tazminat, reddedilen tazminat talepleri ve yoksulluk nafakası ile tedbir nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak her iki davanın ve erkeğin manevî tazminat talebinin kabulünün, kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası talebinin reddinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı, koşulları var ise erkek yararına hükmedilen manevî tazminatın ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.... erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; somut uyuşmazlıkta; Bölge Adliye Mahkemesince kadın eşin sürekli alkol alarak erkeğe hakaret ettiği ancak İlk Derece Mahkemesince erkek eşin kusurunun bulunmadığına hükmedilmişse de erkeğin de evi terk ettiği ve eşini boşanmaya zorladığı, böylelikle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir. Dosyanın tetkikinden, kadına yüklenen kusurlu davranışın gerçekleştiği ve kadının sürekli olarak alkol alıp eşine hakaret ettiği anlaşılmıştır. Kadının kusurlu davranışları karşısında boşanma davası açmak için evden ayrılan erkeğe evi terk ettiği kusurunun yüklenmesi ve taraflar arasındaki mesaj kayıtlarından eşi ile anlaşmalı olarak boşanmak için tekliflerde bulunduğu anlaşılan ve boşanmaya zorlayıcı bir davranışı olduğu ispat edilemeyen erkeğe "eşini boşanmaya zorladığı" kusurunun yüklenmesi doğru bulunmamıştır. Bu durumda, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda sürekli alkol alarak eşine hakaret eden kadın tam kusurlu olup tam kusurlu kadın eşin davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.... erkek vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadının boşanma davasının kabulü yönlerinden BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı kadının temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.