"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/334 E., 2023/102 K.
KARAR : Bozma ilamına uyularak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı erkek vekili dava dilekçesindeki anlatımında; bu evlilik tesis edilmeden ve boşanma davası açılmadan evvel müvekkilinin parasını vererek evlilik öncesi satın aldığı fatura dahilinde ispatı mümkün bulunan şahsi ev eşyalarının davalının uhdesinde kaldığını, halen bu eşyaların davalı yanca Aksaray iline götürüldüğünü öğrendiklerini, davalının sanki baba evinden getirmiş gibi bu eşyaları boşanma sonrasında teslim etmediğini, mülk edinmeyi tercih ettiğini, bu eşyalarının müvekkilinin şahsi malı olduğunu belirterek, eşyaların bedellerine has olmak üzere şimdilik 5.000,00 TL alacağın boşanma dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı erkek vekili 15.02.2016 havale tarihli ıslah dilekçesiyle; 5.000,00 TL üzerinden açmış oldukları davalarının dava değerini 3.960 TL arttırarak taleplerini 8.960,00 TL olarak ıslah etmişlerdir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesindeki anlatımında; davalı tarafın açmış olduğu haksız ve kötü niyetli davayı kabul etmediklerini, davacı yanın dava dilekçesinde miktar olarak 5.000,00 TL göstermiş olması ve alacak davası açmış olması nedeniyle tanık dinletilmesine muvafakatlarının olmadığını, eşyaların müvekkilinin uhdesinde kaldığının yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, yine davacı yanın sunmuş bulunduğu faturaları da kabul etmediklerini, faturaların davacının da belirtmiş olduğu üzere eşyaların alımına ilişkin olup bu eşyaların müvekkilinde olduğunu ispatlanmasının mümkün olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.03.2016 tarihli 2015/190 Esas, 2016/ 226 Karar sayılı kararı ile davacı taraf her ne kadar evlenmeden önce aldığını ve evlendikten sonra davalının yedinde kaldığı eşyalarının tekrar kendisine verilmediği bahisle kişisel eşyaların bedelinin tanzimi için dava açmış ise de; davacı tarafça sunulan faturaların davaya konu eşyalara ait olduğunun kesin olarak ispatlanamadığı, ayrıca her ne kadar davacı taraf tanıklarının eşyaların davalı tarafça götürüldüğünü beyan etmiş ise de bunun yanında davalı tanıklarının da evdeki eşyaların davacı tarafça götürüldüğü yönünde beyanda bulundukları gerekçesi ile davasını ispat edemeyen davacının davasının reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 13.02.2018 tarihli kararı ile davacı dosyaya ibraz etmiş olduğu 3 adet fatura suretine istinaden kişisel eşyalarının boşanma sonrasında davalı tarafta kaldığını iddia etmiş, davacı tanıkları da davacının iddiasını doğrular mahiyette beyanda bulunduğu ve davalı tarafça da davaya konu eşyaların kendisi tarafından alındığı yönünde bir savunmada bulunulmadığı, bu durumda davacı tanıklarının beyanı ve mevcut dosya kapsamı itibariyle eşyaların davalı tarafta kaldığı anlaşılmış ise de, davacının boşanma sonrasında davalı tarafta kaldığını iddia ettiği eşyaların nelerden ibaret olduğu bu hususta dava dilekçesinde açıklayıcı bir bilgi yer almayıp sadece Mahkemeye sunulan fatura suretlerine atıf yapıldığından açık ve net bir şekilde belirlenemediği, o halde mahkemece, yukarıdaki ilkeler gözetilerek, davacıya boşanma sonrasında davalıda kaldığını iddia ettiği şahsi eşyalarının nelerden ibaret olduğu açıklattırılıp; dosyaya sunulan fatura suretlerinin dava konusu eşyalara ait olup olmadığı dosyadaki delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen davacıya boşanma sonrası davalıda kaldığını iddia ettiği şahsi eşyaların nelerden ibaret olduğuna ilişkin beyan dilekçesi alındığı dosya bilirkişiye tevdii edildiği bilirkişi tarafından dava tarihi itibariyle piyasa değeri ve kullanılırlık değeri payı düşülerek fiyatları tespit edilerek 4.330,00 TL alacak değer tespit edildiği, mahkemece de kabul gören ve hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile 4.330,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine yönelik 07.01.2021 tarihli karara karşı, süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 31.05.2021 tarihli kararı ile; davaya konu eşyaların değeri bilirkişiden alınan 07.12.2015 tarihli raporda dava tarihi itibariyle 8.960,00 TL olarak belirlendiği, Mahkemece alınan 14.10.2020 tarihli raporda ise eşyaların dava tarihi itibariyle değeri 4.330,00 TL olduğu tespit edildiği, her iki raporda belirlenen değerler arasındaki farkın neden kaynaklandığı hususu açıklanmaksızın ve bu bağlamda söz konusu raporlar arasındaki çelişki de giderilmeksizin 14.10.2020 tarihli rapora göre hüküm kurulması doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla,Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda 07.10.2015 tarihli rapor ile 14.10.2020 tarihli rapor arasındaki farkın neden kaynaklandığı hususunda dosya heyet bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi tarafından dava tarihi 15.04.2015 itibariyle piyasa değeri ve kullanılırlık değeri payı düşülerek fiyatları tespit edilerek 48.960,00 TL alacak değer tespit edilmiş, mahkemece de kabul gören ve hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile 1-adet galaksi yatak odası takımı,1adet galaksi yemek odası takımı, 1 adet sude maxi salon takımı.1 adet perfect 150x200 yatak,1 adet orta sehpa,2 adet fiesta kanepeden oluşan mobilyalar (bedeli 6,320 TL )1 adet çift kapılı buzdolabı (1.100,00 TL) 1 adet 7 kg çamaşır makinası (768,00 TL ),1 adet 3 proğramlı bulaşık makinası (520,00 TL), 1 adet arçelik marka ocak (290,38 TL), 1 adet mini fırın (200,00 TL),1 adet 150 ekran LC TV( 690,00 TL),1 adet aspratör ( 121,35 TL ), 1 adet elektrikli süpürge( 216,00 TL) 'den oluşan eşyaların toplam talep edilen değeri 8.960,00'nin bu bedelin ve bu işleyecek 5.000'sini dava tarihinden itibaren kalan 3.960,00 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 12.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili; davanın kabulünün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının eşya iadesine dair davasının kabulünün doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 1 inci, 2 nci, 6 ncı, 220 nci, 222 nci, 226 ncı maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.