"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/383 E., 2023/2 K.
DAVA TARİHİ : 11.11.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/612 E., 2021/729 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın feragat nedeni ile reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ve boşanmanın fer'îlerine, kadının ziynet eşyasına yönelik talebinin kısmen kabulüne, kadının çeyiz eşyası alacağına yönelik davası yönünden ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli olarak kadına karşı hakaret ve onur kırıcı bir şekilde davrandığını, defalarca fiziksel şiddet uyguladığını, küçük düşürücü hakaretler ve sinkaflı sözlerde bulunduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, çocuklara psikolojik şiddet uyguladığını, aşağıladığını, erkeğin annesi ve kardeşlerinin kadına şiddet uygulamasına, aşağılamalarına,
eziyetlerine sessiz kaldığını, kadının arkadaşları ile görüşmesine izin verilmediğini, erkeğin, kadının babasına pompalı tüfekle sıktığını, kadını evden gönderip zorla geri çağırdıklarını, kadının eğitim hakkını kısıtladığını, kadının abisinin yanına sığındığını iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetinin anneye verilmesine, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, çocuklar için ayrı ayrı 500,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ziynet eşyalarının aynen iadesine veya dava tarihindeki bedeli saklı olarak ödenmesine, ev eşyalarının kadına iadesine veya bedelinin faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı vekili 19.10.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; ıslah talebinin kabulüne ve dava değerinin ıslahı yolu ile arttırdıkları kısım ile dava dilekçesinde talep ettikleri miktarların birleştirilmesi sonucu ziynet eşyalarının değeri olarak toplam 122.938,00 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek karşı dava dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, kadın ve ailesinin erkeğin ailesinden ev tapuları istediğini, isteklerini yerine getirmeyince erkeğe ve ailesine küfür ve hakaret ettiklerini, kadının ailesinin erkeği tehdit ettiğini, kadının vefat eden kayın pederinin öldüğüne sevindiğini söylediğini, erkeği küçük düşürdüğünü, sürekli annesinin evine giderek eve geç geldiğini, evi ve çocukları ile ilgilenmediğini, çocuğuna fiziksel şiddet uyguladığını, bıçak dayadığını ve hakaretler ettiğini, evlilik birliğini ilgilendiren konularda tek başına karar aldığını, annesine engelli raporu aldırmak için 5 adet bileziği bozdurduğunu, hamile olduğuna dair yalan söylediğini, muska yaparak yatak odasına gizlediğini iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarını, ortak çocuklarının velâyetinin tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğin ailesinden ayrı, bağımsız ve yemek hazırlamak, çocukları ile ilgilenmek gibi diğer sosyal ihtiyaçlarını aile saadeti ile özgürce karşılayabileceği ortak konutlarında yaşama talebi hakkı olup evlilik süresince taraflar arasında bu durumun gerek erkek gerekse ailesinden dolayı sağlanamadığı , erkeğin ailesinin tarafların evliliğine sürekli müdehale ettikleri, erkeğin de ailesinin müdahalesine göz yumarak onların dediği şekilde hareket ettiği, erkeğin eşine hakaret ettiği, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, kötü davrandığı, baskıcı bir tutum sergilediği, buna karşılık kadının ortak çocuklara kötü sözler söyleyerek fiziksel şiddet uyguladığı, kadının eşine hamile olduğu konusunda yalan söylemek suretiyle onun güvenini sarstığı, kadının kocasına "seni öldürtürüm" diyerek tehdit ettiği, kadının sabah erkenden evden çıkıp gece geç saatlerde eve döndüğü", belirlenen bu vakıalar karşısında boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın feragat nedeni ile reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davalı-karşı davacı babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakasına, kadının ziynet eşyasına yönelik talebinin kısmen kabulü ile "1" adet 22 ayar ortalama 60 gram set takımı, gramı 247.50 TL'den, toplam 14.850,00 TL'nin aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde toplam 14.850,00 TL'nin 100,00 TL sinin dava tarihi olan 11.11.2019 tarihinden, 14.750,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 19.10.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kocadan alınarak kadına verilmesine, kadının çeyiz eşyası alacağına yönelik davasında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların ortak çocuğu 04.05.2003 doğumlu Rabia yargılama devam ederken ergin olduğu anlaşıldığından velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ziynet eşyalarının düğünden hemen sonra kadının eline dahi geçmeden alındığını ve bozdurulduğunu, ıslah dilekçesi ile birlikte talep etmiş oldukları 122.838,00 TL’nin sadece 14.850,00 TL’sinin kabulüne karar verildiğini, ziynet eşyası alacağının reddedilen kısmı açısından davanın kabulünün gerektiğini, tedbir nafakası miktarının çok az olduğunu, kadın lehine talep ettikleri maddî ve manevî tazminat talebi yönünden herhangi bir karar verilmediğini ve karşı tarafın ispatlanmamış olan boşanma davasının da reddinin gerektiğini beyan ederek, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, tedbir nafakası miktarı, karar verilmeyen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme'ce ilk aşamada anne ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine dair karar verilmiş ise de, daha sonra aldırılan 17.03.2021 tarihli sosyal inceleme raporundaki tespitler üzerine 25.05.2021 tarihli duruşmada kadın ile ortak çocuk arasındaki kişisel ilişki kurulması yönündeki ara kararın kaldırılmasına karar verildiğini, sonrasında kadının kişisel ilişki kurulmasına engel hal ve tavırlarında herhangi bir değişiklik olmadığı gibi ortak çocuğun anne ile kişisel ilişki kurmak istememe halinin aynen devam ettiği, ortak çocuğun üstün yararına aykırı şekilde ortak çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki tesisi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, tedbir nafakası miktarı, karar verilmeyen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki tesisi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan karşı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanıp ispatlanmadığı, asıl davada maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası yönlerinden ayrıca hüküm kurulmamasının usul ve kanuna uygun olup olmadığı, tedbir nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin kapsam ve süre itibariyle ortak çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 182 nci, 323 üncü ve 324 üncü maddeleri; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı karşı davalı kadın vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Somut olayda, Mahkemece 03.02.2021 tarihli ara karar ile ortak çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki tesisine karar verildiği, Mahkemece aldırılan 15.03.2021 tarihli psikolog raporunda çocuklar ile davacı- karşı davalı anne arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılmasının çocukların yüksek yararına olacağı kanaatinin bildirildiği, Mahkemece 25.05.2021 tarihli ara karar ile ortak çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulması yönündeki ara kararın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Yapılan yargılama neticesinde Mahkemece velâyeti babaya verilen ortak çocuk 25.08.2008 doğumlu Mustafa Çetinkaya ile anne arasında kişisel ilişki düzenlenmiştir. Davalı- karşı davacı tarafça bu hususta istinaf incelemesi talep edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi'nce davalı- karşı davacı tarafın kişisel ilişkiye yönelik istinaf itirazı esastan reddedilmiştir.
Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Çocuk anne ve babası ile düzenli kişisel ilişki kurma ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Anne ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, anne ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12 nci maddesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Bununla birlikte, kişisel ilişkinin düzenlenmesinde ise, çocuğun özellikle, sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur (TMK md.182/2).
O halde, Mahkemece yapılacak iş, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 5. maddesi gereğince aile mahkemesi bünyesinde bulunan psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, her iki ebeveyn ve çocukla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenmesi, sonrasında kişisel ilişki konusunda diğer delillerle birlikte yeniden değerlendirme yapılarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla kişisel ilişki yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR;
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki düzenlemesi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kişisel ilişki düzenlemesi yönünden davalı-karşı davacı erkek yararına BOZULMASINA,
3.Davacı-karşı davalı kadn vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Meral'a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Zülküf'e geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.