Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3901 E. 2024/471 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından fiili ayrılık nedeniyle açılan boşanma davasının kabul edilip edilemeyeceği, velayet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların daha önce açılan boşanma davasının reddinden sonra üç yıl süreyle ayrı yaşadıkları ve bir araya gelmedikleri, velayet düzenlemesinin de çocuğun üstün yararına uygun olduğu gözetilerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1974 E., 2023/310 K.

DAVA TARİHİ : 03.02.2022

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 14. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/79 E., 2022/635 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde; davalı eşine karşı açtığı Bakırköy 11. Aile Mahkemesinin 2018/502 Esas, 2018/618 Karar sayılı dosyası ile açtığı boşanma davasının reddedildiğini ve 18.12.2018 tarihinde kesinleştiğini, daha sonra eşi ile bir araya gelmediklerini ve üç yıllık sürenin geçtiğini beyanla fiili ayrılık nedeniyle davalı eşi ile boşanmalarına, tedbir ve iştirak nafakası talebi olmaksızın ortak çocuğun velayetinin kendisine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkeğe dava dilekçesi 11.02.2022 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı erkek 29.04.2022 tarihinde verdiği dilekçesinde; davacı eşinin ailesinin etkisi altında hareket ettiğini ve ortak çocuğu alarak ortak kontu terk edip kendi ailesinin yanına gittiğini, tüm barışma girişimlerine olumsuz cevap verdiğini, boşanmak istemediğini, davanın reddine karar berilmesini, aksi halde ortak çocuğun velayetinin kendisine verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında görülen Bakırköy 11.Aile Mahkemesinin 03.10.2018 tarih ve 2018/502 Esas, 2018/693 Karar sayılı boşanma davasının ispatlanmadığından reddine karar verildiği ve kararın 18/12/2018 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşmesininin üzerinden üç yıllık sürenin geçtiği, tarafların bir araya gelmediği, evlilik birliğinin ve ortak hayatın yeniden kurulmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine ve davalı baba ile kişisel ilişki tesisine, davacı tarafça nafaka, maddî ve manevî tazminat talep edilmediğinden bu konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının açtığı boşanma davasının ispatlanamadığından reddedildiği, kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren tarafların üç yıl süreyle biraraya gelmediklerinin tanık beyanları ve davalının kabulü ile sabit olduğu, kadının fiili ayrılık nedeniyle açtığı iş bu davasının kabulünde bir usulsüzlük bulunmadığı, yoksulluk nafakası ile maddîve manevî tazminat talebi bulunmadığından kusur araştırmasının gerekmediği, ortak çocuğun üstün yararı, bedensel, fikri ve ahlaki gelişimi, yerleşik düzeni, uzman görüşü dikkate alındığında velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, boşanmaya karar verilip verilemeyeceği, velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.