"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/510 E., 2023/128 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/691 E., 2022/14 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kooperatif vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kooperatif vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; Elazığ İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 7259 parsel 9 numaralı bağımsız bölümün davalı eş adına tapuda kayıtlı olup aile konutları olduğunu, tapu kaydına taşınmazın aile konutu olduğuna dair şerh düşüldüğünü, müvekkilinin bilgisi dışında ve muvaffakatı alınmaksızın davalı kooperatif lehine taşınmaz üzerinde 250.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini belirterek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesinde özetle; ipotek tesis edilirken taşınmazın tapu kaydında herhangi bir şerh bulunmadığını, her ne kadar davacı ipoteği icra takibi ile öğrendiğini belirtmişse de taraflarınca başlatılan icra takibi bulunmadığını, davacının iyiniyetli olmadığını, ipotek tesisinden sonra taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığı ve ipotek tesis edilirken eş rızasının alınmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, ipoteğin kaldırılmasına karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kooperatif vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kooperatif vekili istinaf dilekçesinde özetle; “esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler" yönünden eşin rızası şartı kaldırılmış olduğunu belirterek davanın kabulüne yönelik istinaf isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu meskenin davacı kadın ve davalı eş ... tarafından aile konutu olarak kullanıldığı, taşınmaz maliki davalı eşin, taşınmaz üzerinde diğer davalı koopetatif lehine ipotek tesis ettiği işlem sırasında malik olmayan davacı eşin açık rızasının alınmadığı anlaşıldığı, bu itibarla, aile konutu niteliğini taşıdığı hususunda duraksama bulunmayan taşınmaz üzerinde davacının açık rızası alınmadan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 ncı maddesinin birinci fıkrasına aykırı olarak tesis edilen ipotek işleminin bağlayıcılığı bulunmadığından davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı şirketin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kooperatif vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kooperatif vekili; davalının eşi İsmet davalı olarak eklemediği, davacının ipoteği bilmemesi imkansız olduğu, tapu siciline güven ilkesi gereğince kurum, tapudan yapılan araştırmada hiçbir şerh olmadığının tespit edilmesi üzerine ipotek tesis ettiği, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ipoteğin kaldırılması davasında taşınmazın aile konutu olup olmadığı, rızanın ispat edilip edilmediği, davanın kabulünün yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı ve 194 üncü maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kooperatif vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.