"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2077 E., 2023/179 K.
KARAR : Asıl davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk için davalı erkek tarafından her yıl enflasyon oranında arttırılmak üzere aylık 2.000,00 TL’den az olmamak üzere iştirak nafakası ödenmesine, müvekkili lehine 50.00,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000.000,00 TL maddî tazminat ile 1.000.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 28.12.2018 tarihli ve 2017/666 Esas, 2018/1370 Karar sayılı kararıyla; erkeğin; aşırı içki tüketimine başladığı ve kadına işten ayrılması için baskı uyguladığı, kadının da evlilik birliği içerisinde güven sarsıcı davranışlarının bulunduğu, tarafların eşit kusurlu oldukları, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, ortak hayatın devamının mümkün olmadığı, taraflar ve toplum açısından birliğin korunmasında bir fayda kalmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, tarafların tazminat talepleri ile kadının nafaka taleplerinin reddine karar verilmiş.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... kadın vekili; kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, iştirak nafakasının miktarı yönünden; davalı-davacı erkek vekili ise asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.01.2022 tarihli ve 2020/1187 Esas, 2022/10 Karar sayılı kararıyla; erkeğe aşını alkol tükettiği kusuru yüklenmiş ise de kadının dilekçeler teatisi aşamasında bu iddiada bulunmadığı; buna karşın dosya kapsamından erkeğin düzenli çalışmadığı; bu durumda düzenli çalışmayan ve eşinin işten ayrılması konusunda baskı yapan erkek ile güven sarsıcı davranışlarda bulunan kadının boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları belirtilerek tarafların kusur belirlemesine ilişkin istinaf taleplerinin kısmın kabulüne, tarafların kusur oranı değişmediğinden İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin kusurlu davranışlar bakımından düzeltilmesine; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocuğun ihtiyaçları dikkate alındığında çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakasının miktarının düşük olduğu, ayrıca çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedilmemesinin de hatalı olduğu, iştirak nafakasının artış oranını belirlenmesi talebinin de değerlendirilmediği belirtilerek kadının bu yönlere ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının buna ilişkin kısmının kaldırılmasına, ortak çocuk yararına aylık 300 TL tedbir nafakası ile aylık 500 TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının her yıl TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiş; tarafların diğer istinaf talepleri esastan reddedilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... kadın vekili; katılma yoluyla kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi ile iştirak nafakasının miktarı yönünden; davalı-davacı erkek vekili ise kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı ile üfe artış oranı uygulanması yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece 23.11.2022 tarih ve 2022/6457 Esas, 2022/9487 Karar sayılı karar ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocuğun ihtiyaçları nazara alındığında ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının az olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ortak çocuk aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının her yıl TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, iştirak nafakasının fazla olduğunu, üfe oranında artırılmasının doğru olmadığını belirterek iştirak nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; iştirak nafakası, miktarı ve iştirak nafakasının artırım hükmü noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 182 nci maddesi, 327 nci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.