Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4418 E. 2024/1326 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, kadına hükmedilen maddi tazminat miktarının düşük olduğu iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler birlikte değerlendirildiğinde, kadına hükmedilen maddi tazminat miktarının Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ve Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri gözetilerek daha yüksek belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddi tazminat miktarı yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/201 E., 2023/396 K.

DAVA TARİHİ : 28.08.2020 - 16.09.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 22. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/687 E., 2022/926 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçelerinde; kıskançlık yaptığını, müvekkiline ve ailesine saygısız söz ve davranışta bulunduğunu, müvekkilinin sosyal yaşantısı ile iş çevresini olumsuz yönde etkilediğini, yatak odasına almadığını, psikolojik şiddet uyguladığını, kadının iddialarını ve davasını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Yağmur ile müvekkili arasında yatılı kişisel ilişki tesisine, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçelerinde; erkeğin dava dilekçesindeki iddialarını kabul etmediklerini, erkeğin evlilik birliği içinde zinası sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Yağmur'un velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar lehine aylık toplam 4.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 300.000,00 TL maddî 300.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 15.02.2022 tarih ve 2021/188 Esas, 2022/166 Karar sayılı kararı ile; kadının, tanık Yasin E.nin işlettiği halı sahaya geldiği, tarafların birbirlerine bağırdığı, "Allah belanı versin" şeklindeki söylemleri nedeniyle erkeği küçük düşürücü nitelikte davrandığı, kadının başkaca kusurlu davranışının ispatlanamadığı, asıl davada kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının açtığı zina davasının süresi içinde açıldığı, dosyada toplanan delillerin zina eyleminin gerçekleştiğini gösterdiği, kadının davasını ispat ettiği, ancak otel ve konaklama kayıtlarına ilişkin cevabi yazının Uyap'tan dosya içerisine alınmaması nedeniyle hatalı olarak kadının davasının reddine karar verildiği gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, erkeğin manevi tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, ortak çocuk Yağmur'un velâyetinin annesine verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, taleple bağlı kalınarak iştirak nafakası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karşı davanın ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verilmiş, karar, davalı-davacı kadın vekili tarafından hükmün tamamı yönünden istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulduğu, asıl dava kapsamında kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilerek kusur belirlemesi yapılmasına karşın erkeğe yüklenen kusurlu davranışın ne olduğunun gerekçede gösterilmediği, asıl dava ve karşı davada ayrı şekilde kusur değerlendirmesi yapıldığı ve hükmün denetimine elverişli olmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin 2018-2019 yıllarında çeşitli tarihlerde, farklı otellerde ve farklı kadınlarla birlikte konakladığının anlaşıldığı ve erkeğin zina eyleminin ispatlandığı, kadının ise "Allah belanı versin" şeklindeki söylemiyle erkeği arkadaşlarının yanında küçük düşürücü davranışta bulunduğu, gerçekleşen bu duruma göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, erkek ağır kusurlu olduğundan lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat verilmesi şartlarının oluşmadığı, kadının kamu görevlisi niteliğinde işi ve düzenli geliri bulunduğundan lehine tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının oluşmadığı, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine maddi ve manevi tazminat verilmesi şartlarının oluştuğunun anlaşıldığı, alınan sosyal inceleme raporu ve dosya kapsamı dikkate alınarak ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğundan çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 161 inci maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, erkeğin tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat talebinin reddine, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile miktarı, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile miktarları, kadının karşı davasında hükmedilen yargılama giderleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili, müvekkiline atfedilen kusurlu davranışın af kapsamında kaldığı, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararınında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili, müvekkiline atfedilen kusurlu davranışın af kapsamında kaldığı, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kadına atfedilen kusurlu davranışın af kapsamında kalıp kalmadığı, erkeğin davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın lehine takdir edilen maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekir. Bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının, kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarı yönünden KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının, davalı-davacı kadın yararına hükmedilen maddî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,

3.Davalı-davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davalı-davacı kadına iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.