Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4541 E. 2024/2947 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur durumu, kadın yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası, ortak çocuklar yararına iştirak nafakası taleplerinin yerindeliği ve miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tanık beyanları değerlendirilerek, davalı erkeğin evlilik birliğini temelden sarsan davranışlarından dolayı kusurlu olduğu, boşanmaya ve fer'ilerine hükmedilmesinin uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/137 E., 2023/308 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/156 E., 2021/803 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; evlendikten sonra erkeğin ailesi ile birlikte yaşam sürüldüğünü, bağımsız ev açılmadığını, ikinci çocuğun doğumundan sonra erkeğin davranışlarının değiştiğini, eve geç saatlerde gelmeye ve kadına soğuk davranmaya başladığını, erkeğin ahırında çalışan Özbek asıllı kadına ilgisinin olduğunu ve imam nikahı kıyacağını söylediğini, erkeğin telefonunu kontrol eden kadının erkek ile işçi kadın arasında uzun süreden beri mesajlaşma olduğunu ve birbirlerine "karcığım, kocacığım" dediklerini gördüğünü, kadın erkeğe durumu sorunca erkeğin sadece işçi kadını koruyup kollamak için imam nikahı kıymak istediğini söylediğini, kadına da "istemiyorsan gidebilirsin" diyerek kapıyı gösterdiğini, erkeğin düğüne ve oradan da hamama gideceğin diye evden ayrıldıktan sonra işçi kadın ile birlikte başka bir yerde arabanın içinde yakalandığını, bu olayın ortaya çıkmasından sonra evden kovulan kadının babaevine gittiğini, erkeğin pişman olduğuna dair çok sayıda mesaj attığını, af dilediğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün olmazsa bedelinin erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının evliliğin sona ermesinde kusurlu olduğunu, kadının dilekçesinde geçen Özbek asıllı işçi ile arasında işçi-işveren ilişkisinden başka ilişki bulunmadığını, imam nikahı yapmak istemesi gibi bir durumun olmadığını, kadını evden kovmadığını, kadının babaannesinin hasta olduğunu söyleyerek onun yanına gitmek istediğini, erkeğin de bu durumu olumlu karşılayarak harçlık vererek kadının ailesi ile gitmesine izin verdiğini, erkeğin zina iftiralarını dava dilekçesi ile öğrenerek hayretler içinde kaldığını, kadının aile mahremini erkeğin ortağına anlattığını, bu nedenle tartışmalar yaşandığını, kadının zina iddiasını süresinde ileri sürmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanlarına göre erkeğin ... isimli kadınla imam nikahı ile evlendiğini söylediğinin, bu kadınla araç içinde birlikte görüldüğünün, yanında çalışan yabancı uyruklu kadın ile birlikteliğini kabul ettiğinin sabit olduğu, erkeğin "pişmanım, müşterek yaşantıyı tekrar kurmak istiyorum, yardımcı olun" şeklindeki müşterek yaşamı tekrar kurmaya yönelik sözlerinin barış girişimi niteliğinde bulunduğu, af olarak değerlendirilemeyeceği, kadının zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı davalarının kabulü gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500.00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500.000 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet eşyası alacağının tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortak çocuklar ile baba arasında kurulan kişisel ilişki sürelerinin çok sık ve yatılı olarak kurulmasının çocukları olumsuz etkileyeceğini, çocukların iki yiıldır anne yanında yaşadığını ve yaşlarının küçük olduğunu, erkeğin ekonomik ve sosyal durumuna göre hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarının düşük kaldığını belirterek kişisel ilişkinin süresi, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının dayandığı vakıaların ispat edelediğini, zina iddiasının da ispat edilemediğini, zina iddiasına ilişkin dinlenen tanıkların beyanlarının hiçbirisinin görgüye dayalı olmadığını, tanık beyanlarının zinayı ispat açısından yeterli olmadığını, kadının zina iddiasını süresinde ileri sürmediğini, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile tazminatların kaldırılması gerketiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğu gerekçesi ile kadının tedbir, iştirak, yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlara ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı olmak üzere dava tarihinden işbu karar tarihine kadar aylık 500,00 TL TL, işbu karar tarihinden boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar geçerli olmak üzere 750,00 TL tedbir nafakasına, aylık 750,00 TL'nin iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair, erkeğin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; ortak çocuklara hükmedilen tedbir nafakası haricindeki istinaf dilekçesindeki itirazları tekrarlamış olup bu itirazlara ek olarak kadının çalışmaya başladığına ilişkin duyumları olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminatların erkeğin maddî gücünü aştığını belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar yararına iştirak nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.