Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4579 E. 2024/1602 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı erkeğin ölümüyle boşanma davası konusuz kaldıktan sonra, davalı kadının kusurunun tespiti ve kadının açtığı boşanma ile fer'i taleplerine ilişkin karşı davanın akıbeti.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, davalı kadının ortak konutu oğluna devretmesini ve davacı erkeğin hastalığı sürecinde destekleyici davranışlarını dikkate alarak kusur tespitinde bulunması ve davalı kadının feragatinin geçersiz olması nedeniyle karşı davaya ilişkin karar verilmesine yer olmadığı hususları usul ve yasaya uygun bulunarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2860 E., 2023/766 K.

DAVA TARİHİ : 12.11.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/671 E., 2021/755 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve fer'îleri davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, davalı karşı davacı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

Kararın davalı karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; 2010 yılında davalı adına kredi kullanarak aldıkları taşınmazın kredi borcu bittikten sonra davalının haberi olmaksızın oğlu Ramazan Cem Özyurt'a devrettiği, devirden sonra evin kendi evi olduğunu istediği gibi tasarruf edebileceğini beyan ettiğini, cinsel ilişkiden kaçındığını, oğlu ile eski eşini ceza evinde ziyaret ettiğini, davalının oğlunun düğünü için elinden gelen desteği verdiğini fakat davalının davacının oğlunun düğünü için bir katkıda bulunmadığını bu sebeple çıkan tartışmada müşterek konutu terk ettiğini, davalının kanser sürecinde maddî ve manevî olarak yanında olduğunu, davalı için Korkuteli ilçesinden ev tuttuğunu, davalının ayrı yaşamak amacıyla diğer eve gittiğini, 4 Ekim 2020 tarihinde davacının kızının yanında tartıştıklarını, 8 Ekim 2020 tarihinde davalının çocuklarının ortak konutta bulunan davalının eşyalarını aldıklarını, davalının telefonundan girip sosyal medyada eski eşinin adını arattığını, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde davacının borca batık olduğunu, maaş ve kredi kartını davacı-karşı davalının kullandığını, kartları aldığında tavırlarının değiştiğini, ceza evine oğlunun babasını ziyareti için gittiğini, dışarıda kalmamak için ziyarete katılmak zorunda kaldığını, televizyonu oğlunun aldığını iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, 125.000,00 TL maddî tazminat, 125.000,00 TL manevî tazminat ve 2.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalıdan alınarak tarafına verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı aslin boşanma davası açıldıktan sonra vefat etmesi nedeniyle, davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan boşanma davası konusuz kaldığından, aynı şekilde davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan boşanma davası da konusuz kaldığından, her iki boşanma davası bakımından da esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı-karşı davacı taraf davacı aslin ölmesi nedeniyle karşı davalarında feragat ettiklerini beyan etmiş iseler de Yargıtay 2. Hukuk dairesinin 2021/2952 Esas, 2021/5457 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere "... Feragatin geçerli kabul edilebilmesi için hukuki varlığını sürdüren bir davanın mevcut olması gerekir. Boşanma davası, erkek eşin ölümüyle konusuz hale geldiğine göre davacı kadının bu feragat beyanı hukuki bir sonuç doğurmayacağı gibi 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ölen eşin mirasçılarının kusur belirlemesi yönünden davaya devam etme hakları bulunmaktadır...". Yapılan yargılama, dosya içerisine toplanan bilgi ve belgelerden her ne kadar davalı-karşı davacı kadın davacının evin ekonomisini idare edemediğini, sürekli borç ve kredi alarak icra takipleri yapıldığını iddia etmiş ise de, dosyaya getirtilen icra takip dosyalarına göre davacı-karşı davalının bankalardan ticaret hayatı için kredi almak suretiyle borçlandığı ancak icra takiplerine karşı ödemelerde bulunduğu, bunun da ticaret hayatının bir parçası olduğu, eşinin kanser tedavisi sırasında destekte bulunduğu, hatta saçlarını dahi kazıttığı, davalı-karşı davacı kadının emekli olabilmek adına SGK ya belli bir miktar ödeme yaptığı iş bu nedenlerle davacı-karşı davalı erkeğin maddî ve manevî eşine karşı destekleyici davranışlarının bulunduğu, davalı eş rahat etsin diye Korkuteli'nden 3 ayrı ev tuttuğu, ancak davalının bu evlerde 2-3 gün kalıp Antalya'ya geri döndüğü, davalı-karşı davacı eşin birlikte yaşama yükümlülüğünü yerine getirmediği, davalı-karşı davacı kadının evlilik birlikteliği içerisinde alınan Muratpaşa mahallesindeki evi yine evliliğin devam ettiği süreçte bir önceki evliliğinden olan oğlu Ramazan Cem Özer'e devrettiği, söz konusu taşınmaz tarafların evliliklerini devam ettirdikleri Antalya ilinde aldıkları tek taşınmaz olması, taşınmazın üzerinde bulunan banka ipoteğinden de anlaşıldığı üzere kredi çekilmek suretiyle alınması ele alındığında ortak konut niyetiyle alındığının anlaşıldığı, ortak konutun davalı kadının oğluna devredilmesi ve de devir akabinde davalı kadının üzerinde başkaca herhangi bir taşınmazın da kalmamış olması ele alındığında hayatın olağan akışına aykırılık oluşturduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davaların konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davalı-karşı davacı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun tespitine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, tanıklarının dinlenmediğini, davacı-karşı davalı tanığının görgüye dayalı bilgisinin bulunmadığını, iddialarının değerlendirilmediğini, davacı-karşı davalının Eskişehir ilinde bulunan evi kardeşine, aracını da oğluna devretmesi hususları Mahkeme tarafından araştırılmadığı, Korkuteli ilçesinde kiralanan taşınmazların kiralarının davalı-karşı davacı tarafından karşılandığını, maaş kartının ve kredi kartının davacı erkek tarafından kullandığını, kartları alması üzerine anlaşmazlıkların başladığını, ceza evindeki eşini oğlunun ziyareti sebebi ile dışarıda kalmamak için katıldığını, eski eşi ile herhangi bir diyaloğunun bulunmadığını, cinsel birleşimin davacı-karşı davalı erkeğin alkol alması sebebi ile gerçekleşmediğini ileri sürüp Mahkeme kararının kaldırılmasına, kusurlu olmadığına ve asıl davanın reddine karar verilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesi gerekçesi ile istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarla kusur tespiti ve karşı davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmemiş olması yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı-davalı erkeğin ölümü nedeniyle boşanma davaları konusuz kalmış ise de kusur tespitinin doğru belirlenip belirlenmediği, kadının davasının feragat nedeniyle reddedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.