Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4622 E. 2024/5366 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vefat eden eşin sağ kalan eşe miras yoluyla değil, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katkı payı veya katılma alacağı istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, uyuşmazlığa konu taşınmazlar yönünden davayı katılma alacağı davası olarak nitelendirmesinin hatalı olup, taşınmazların ilk edinme tarihleri ve tarafların iddia/savunmaları gözetildiğinde davanın katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğu, bu nedenle katkı payı alacağının belirlenmesi gerekirken, hatalı hukuki nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/244 E., 2023/355 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/624 E., 2021/666 K.

Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde; boşanma davası devam ederken müvekkilinin eşi ...'nin vefat ettiğini, tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edildiğini, müvekkilinin artık mirasçı olamayacaksa da mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı hakkı olduğunu, müvekkilinin devlet memuru iken emekli olduğunu, muris eşin müvekkilinin maaşı ve emekli ikramiyesini alarak yatırımlar yaptığını, muris eş adına evlilik birliği içinde edinilen iki adet taşınmaz ve bir adet araç ile banka hesaplarında parası olduğunu belirterek; müvekkilinin alacağı uzman bilirkişilerce hesaplanarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik kısmi 500,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı vekili 04.10.2021 tarihli dilekçesinde; dava dilekçesindeki 500,00 TL talep miktarının her bir mal için eşit miktarda olduğunu açıklayarak talep miktarını 15 nolu mesken için 164.305,60 TL, araç için 54.000,00 TL, 4 nolu asma katlı dükkanın % 40 hissesinin üzerinden 155.152,00 TL olmak üzere talep miktarın toplam 372.957,02 TL'ye yükselterek alacağın faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının iddiaların gerçek dışı ve mesnetsiz, soyut beyanlardan ibaret olduğunu, kabulünün mümkün olmadığını, malların bedellerinin muris tarafından ödendiğini, dükkan ve aracın murise miras yolu ile intikal ettiğini belirterek; davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı feragat sözleşmesi ile miras payında feragat ettiği ileri sürülmüş ise de davanın miras hakkına ilişkin olmayıp katılma alacağı istemine ilişkin olduğu; 15 nolu meskenin edinilmiş mal niteliğinde olduğu, taşınmazın keşif tarihi itibariyle belirlenen değeri üzerinden davacının 164.305,00 TL katılma alacağı bulunduğu; 4 nolu asma katlı dükkanın 25.10.2007 tarihinde satış suretiyle muris ... adına tescil edildiği, 14.05.2009 tarihinde Ö. O. D. adına satış gösterilerek devredildiği, 15 gün sonra da 1/3'er hisseli olarak muris ...'nin önceki evliliğinden olan çocukları ..., ... ve ... adlarına satış suretiyle tescil edildiği, muris ... tarafından yapılan devrin katılma alacağının azaltılması kastı ve ilk evliliğinden olan çocuklarına hak sağlamak için yapıldığı, davacının işbu taşınmaz yönünden keşif tarihi itibariyle belirlenen değeri üzerinden davacının 387.880,00 TL katılma alacağı olduğu; 06 BK 7893 plakalı aracın edinilmiş mal niteliğinde olduğu, aracın 13.01.2021 tarihindeki değeri üzerinden davacının 54.000,00 TL katılma alacağı olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile, 06 BK 7893 plakalı araç yönünden 54.000,00 TL, 4 nolu asma katlı dükkan yönünden 155.152,00 TL, 15 nolu daire yönünden 164.305,00 TL katılma alacağının tasfiye tarihinden (karar tarihinden) itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; dükkan ve aracın murise mirasen intikal ettiğini, malların 01.01.2002 tarihinden önce edinildiğinden murisin kişisel malı olduğunu, taşınmazların murisin evlilik öncesi malların satışından elde edilen para ile alındığını, davacının katılma alacağı bulunmadığını, davacının mirastan feragat ettiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, aracın ve 15 nolu dairenin satış suretiyle muris adına tescil edildiği, murisin kişisel malları olduğunun ispat edilemediği; 4 nolu dükkanın 14.05.2009 yılında muris ... tarafından dava dışı Ö.O.D’ye devri ve bilahare 19 gün gibi kısa bir süre sonra 02.06.2009 tarihinde bu kişi tarafından muris ...'nin önceki evliliğinden olan çocuklarına devredilmesine yönelik işlemin, diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yapıldığının kabulünün yerinde olduğu; mirastan feragat sözleşmesinin mirastan doğan haklara ilişkin olup mal rejiminden kaynaklanan haklar yönünden hukuki sonuç doğurmayacağı, İlk Derece Mahkemesinin katılma alacağına karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde; dükkan ve aracın murise mirasen intikal ettiğini, malların 01.01.2002 tarihinden önce edinildiğinden murisin kişisel malı olduğunu, taşınmazların murisin evlilik öncesi malların satışından elde edilen para ile alındığını, davacının katılma alacağı bulunmadığını, davacının mirastan feragat ettiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hukuki nitelendirme, ispat yükü, kişisel mal savunması ve ispatı noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 241 inci maddesi; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un (4722 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Kanun'un yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (743 sayılı Kanun md. 170). 743 sayılı Kanun'da mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5 inci maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (818 sayılı Kanun md. 544, 6098 sayılı Kanın md. 646).

3. Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (743 sayılı Kanun md. 186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (743 sayılı Kanun md. 189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Bu katkı, ziynet, miras veya bağış yoluyla elde edilen başka mal varlıklarının kullanılması ile toplu olarak yapılabileceği gibi, çalışan eşin gelirleriyle de yapılması mümkündür. Çalışarak, düzenli ve sürekli gelire (maaş, gündelik, kar payı vb.) sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça diğer eşin sahip olduğu mal varlığına yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir.

4. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen tasfiyeye konu mala, eşlerin, hem başka mal varlıkları (ziynet, miras, bağış vb.) kullanılarak, hem de çalışma karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle katkıda bulunduklarının ileri sürüldüğü durumlarda; öncelikle, tasfiyeye konu malın edinildiği tarih itibarıyla başka mal varlıklarından elde edilen toplu para ile yapılan katkının, dava konusu malın bedelinin tamamı karşısındaki oranı saptanmalıdır. Bundan sonra da, kalan miktara her bir eşin çalışmaları ile elde ettikleri düzenli gelirleriyle katkıda bulunduklarının kabulü ile oranları ayrı ayrı belirlenmelidir.

5. Buna göre, öncelikle toplu katkının satın alma tarihindeki parasal değeri ile tasfiyesi istenen malın hem edinme bedeli hem de dava tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri ayrı ayrı tespit edilmelidir.

6. Dava konusu mal varlığına, başka mal varlıklarından elde edilen toplu para ile yapılan katkının dışında kalan bölümüne eşlerin çalışmaları karşılığı elde edilen düzenli gelirlerle yapılan katkı oranının belirlenmesi bakımından ise; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olunmasına rağmen, çalışılan bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup belirlenerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı saptanmalıdır. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı Kanun'un 152 nci maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama kendi gelirlerinden düşülerek ayrı ayrı yapabilecekleri tasarruf miktarları tespit edilmeli, daha sonra her bir eşin tespit edilen tasarruf miktarının birlikte gerçekleştirdikleri toplam tasarruf miktarı içindeki oranı belirlenmelidir. Bulunan bu oranlar, eşlerin çalışmaları karşılığı elde ettikleri düzenli gelirleriyle tasfiye konusu mal varlığına yaptıkları katkı oranını göstermektedir.

7. Somut olaya gelince; eşler, 06.04.1988 tarihinde evlenmiş, boşanma davası devam ederken erkek eş ...'nin 13.07.2018 tarihinde ölmüştür. Mal rejimi ölüm tarih itibarıyla sona ermiştir (4721 sayılı Kanun md. 225/1). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı Kanun md.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Kanun md.10, 4721 sayılı Kanun md. 202/1). Tasfiyeye konu 114 ada 15 parsel 4 bağımsız bölümün ... adına ilk olarak 21.12.1998 tarihinde satış nedeniyle tescil edildiği, 09.05.2005 tarihinde satış yoluyla F.A.A. adına devredildiği, yeniden ... adına 25.10.2007 satış yoluyla satın alındığı, 14.05.2009 tarihinde Ö.O.D'ye satış yoluyla devredildiği, 02.06.2009 tarihinde 1/3'er hisseli olarak ...'nin çocukları olan ..., ... ve ... adına satış yoluyla devredildiği, ...'un ölümü ile de 1/3 hissesi iştirak halinde ... (1/6), ... (1/12) ve ...'e (1/12) intikal ettiği; tasfiyeye konu 209 ada 1 parsel 15 bağımsız bölümün de ... adına ilk 25.12.2001 tarihinde ferdileşme nedeniyle tescil edildiği, 09.05.2005 tarihinde satış yoluyla F.A.A. adına devredildiği, yeniden ... adına 25.10.2007 satış yoluyla satın alındığı anlaşılmaktadır.  Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 sayılı Kanun md.179).

8. Davalılar vekilinin taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece taşınmazlar yönünden davanın katılma alacağı olarak nitelendirilmesi hatalı olmuştur. Şöyle ki, maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime ait olup (6100 sayılı Kanun md. 33) iddianın ileri sürülüş şekline ve malların muris eş ... adına ilk edinme tarihleri gözetildiğinde, sonraki devirlerin dosyadaki bilgi ve belgelere göre görünürde satış olduğunun anlaşılmasına göre taşınmazlar yönünden dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

9. O halde, Mahkemece tasfiyeye konu 114 ada 15 parsel 4 bağımsız bölümün ilk edinme tarihi olan 21.12.1998 ile tasfiyeye konu 209 ada 1 parsel 15 bağımsız bölümün ilk edinme tarihi 25.12.2001 tarihinin taşınmazların edinme tarihi olduğu kabul edilerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, Dairemizin yukarıda açıklanan ilke ve uygulamalarında göre davacının katkı payı oranının ve katkı payı alacağının belirlenmesi gerekirken hatalı hukuki nitelendirme ile taşınmazlar yönünden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının taşınmazlar yönünden BOZULMASINA,

3. Davalılar vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.