Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5017 E. 2024/2501 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Eşin, diğer eşin rızası olmadan kefil olması ve aile konutu olmayan taşınmaz üzerine ipotek vermesi nedeniyle açılan kefilliğin iptali ve ipoteğin kaldırılması davasında, Aile Mahkemesi'nin görevli olup olmadığı ve kefalet ile ipotek işlemlerinin geçerliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinin, eşlerden birinin diğerinin yazılı rızası olmadan akdedilmesi ve bu hususta yasal bir istisnanın da bulunmaması nedeniyle geçersiz olduğu, ancak ipotek verilen taşınmazın aile konutu olmadığından eş rızası aranmayacağı, dolayısıyla ipoteğin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması yerinde görülerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı da onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1925 E., 2023/188 K.

KARAR : Başvurunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/272 E., 2021/704 K.

Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kefilliğin iptali ile davalı eş adına kayıtlı taşınmazlar üzerine davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davalı eşin kefaletine ilişkin hükümlerin iptaline, dava konusu taşınmaz üzerindeki banka lehine konulan ipoteğin kaldırılması yönünden talebin reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı ve davalı banka vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı banka vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde; müvekkilinin davalılardan ... ile evli olduğunu, diğer davalı ... Balıkçılık Ltd. Şti.'nin hissedarı ve yetkilisi ... ile müvekkilinin eşinin yakın arkadaş olduklarını, davalı ...'ün İstanbul, ..., ... Mah., 948 ada, 1 parsel, 600/8000 arsa paylı, bodrum kat, 1 B.B nolu depolu dükkan vasıflı, 948 Ada, 1 parsel, 200/8000 arsa paylı bordum kat 8B.B nolu depolu dükkan vasıflı taşınmazın maliki olduğunu, bu taşınmaz bodrum katlı bir dükkan olup, davalı ...' ün sahip olduğu tek gayrimenkul olduğunu, müvekkili adına kayıtlı her hangi bir gayrimenkul bulunmadığını, davalı ...'ın müvekkilin haberi ve muvafakati olmaksızın diğer davalı ... Balıkçılık Ltd. Şt.' nin davalı ... AŞ. nezdinde kullanmış olduğu kredilere kefil olduğunu ve dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis ettiğini, davalı .... diğer davalı ... Balıkçılık Ltd. Şti.'nin kredilerden kaynaklanan borçlarını ödemediğinden bahisle ... ve ... Balıkçılık Ltd. Şti. aleyhine İstanbul 10. İcra Müdürlüğü'nün 2016/562 E. sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin bu icra takibinden 14.10.2017 tarihinde haberdar olduğunu, müvekkilinin haberi ve rızası olmadan imzalanan kredi sözleşmelerinde kefalete ilişkin hükümlerin iptali ile davaya konu taşınmazların üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmek mecburiyetinin hasıl olduğunu, davalı bankanın İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2015/4502 E. sayılı dosyasından taşınmazın satışını talep etmiş olup, İstanbul ... ilçesi, ... mah. 948 ada, 1 parsel 6000/8000 arsa paylı bordum kat depolu dükkan vasıflı taşınmazın 16.10.2017 tarihinde 948 ada, 1 parsel 200/8000 arsa paylı bodrum kat depolu dükkan vasıflı taşınmazın satışının ise 21.11.2017 tarihinde yapılacak olduğunu, bu satışın gerçekleşmesi halinde müvekkil bakımından ileride telafisi güç ve imkansız zararlar ortaya çıkabileceğini, müvekkilinin haberi ve rızası olmadan imzalanan TT 8771, TT 8840, TZ 4657 nolu kredi sözleşmelerindeki kefalete ilişkin hükümlerin iptaline, taşınmazlar üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; huzurdaki davada görevli mahkemenin Aile Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafından harcın eksik yatırıldığını, eksik harcın tamamlatılması için kesin süre verilmesini, davacı sözde diğer davalı eşi adına kayıtlı dükkan nitelikli taşınmazlar üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep ettiğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi hükümlerine istinaden açılmış bir davanın mevcut olmadığını, bu nedenle davacının aslen taraf ehliyeti bulunmadığını, somut olayda müvekkili banka ile ... Balıkçılık Ltd.Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, kullandığı kredilerin teminatını teşkil etmek üzere ... adına kayıtlı dava konusu taşınmazlar üzerine 4.500.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, keşide edilen hesap kat ihtarnamesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine kredi alacığının tahsili amacıyla kredi borçlusu şirket ve rehin maliki aleyhine İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2016/216 E. sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçildiğini, diğer davalı ... ve ... Balıkçılık Ltd.Şti. söz konusu takibe itiraz ettiğini, İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/216 E-2017/304 K sayılı ilamı reddedildiğini, İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2016/562 E. sayılı dosyası ile satışa izin çıkarıldığını, diğer davalı ...'ün ihaleye karşı hiçbir hukuki dayanağı olmayan haksız ve kötü niyetli iddialarla 23.10.2017 tarihinde İstanbul 9 . İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/996 ve 997 Esas sayılı dosyası ile ihalenin feshi davası açtığını, diğer davalı ... taşınmazla hakkında başlatılan ipotek takibine karşı süreci uzatmak ve alacağın tahsili geciktirmek için her türlü yolu denediğini, açıklanan nedenlerle davacının dava açma ehliyeti olmaması nedeniyle taraf ehliyeti yokluğundan davanın reddine, eksik harcın tamamlatılması için davacıya kesin süre verilmesine, tamamlanmaması halinde davanın reddine karar verilmesini, davacının satış işlemlerinin durdurulması ve başka tüm tedbir taleplerinin reddine ve dosyanın görevsizliğine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı ...'e ve ... Balıkçılık Tic. ve Ltd.Şti'ye dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmiş davaya cevap vermemişler, duruşmaya katılmamışlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesince, "...Davanın niteliği itibarıyla 4721 SY 'nın 193-194-1023 md. uyarınca açılmış; Aile konutu olarak kullanıldığı iddia edilen taşınmaz üzerine konan ipoteğin fekki istemine ilişkin olup uyuşmazlığın çözüm yeri Aile Mahkemesi olduğundan dava dosyasının görevsizlik nedeniyle usulden reddi.." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, İstanbul 9. Aile Mahkemesince ise, dava; "...TBK 584. maddesine göre davacının izni olmadan davalı eşi ...'ün davalı ... Balıkçılık için genel kredi sözleşmesine kefil olması davalı ... Balıkçılık'ın davalı ...'tan çektiği krediye karşılık davalıya ait dükkanların ipotek edilmesi nedeni ile kefalete ilişkin hükümlerin iptali ile ipoteğin kaldırılmasına ilişkin olup talebin Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararında bahsedildiği şekilde aile konutuna ipotek konulması ile ilgili olmadığı, Mahkemenin görevinin TMK 3. kısım hariç 2. kitapla sınırlı olduğu, bu tür davalara bakmak Asliye Hukuk Mahkemelerinin görev sınırları içerisinde kaldığı" gerekçesiyle görevsizliğine karar verilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince ise; dosya içeriğinden, davacının eşinin taraf bulduğu eldeki davada, iddia ve talep sonucuna göre uygulanacak maddenin TMK nun 2. kitabından kaynaklandığı, HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 9. Aile Mahkemesinin görevli mahkeme olarak belirlenmesine..." kesin olarak karar verilmiştir.

2.İlk Derece Aile Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ... ile davalılardan ...'ün 05.04.2008 tarihinden beri evli oldukları, İstanbul 4. Aile Mahkemesi'nde 27.11.2017 tarihinde açılan boşanma davasında 22.11.2018 tarihli karar ile boşanmalarına karar verildiği," kararın kesinleşmediği, davalı ...'ın ve davacının, davalı ... Balıkçılık ve Tic.Ltd.Şti.'nin ortağı olmadıkları, davalı ...'ın davacının yazılı rızası olmaksızın (sözleşmenin kurulmasından önce ya da kurulması sırasında) diğer davalı ... Balıkçılık ve Tic.Ltd.Şti lehine 28.11.2014 tarihinde düzenlenen 4.300.000,00 bedelli genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzaladığı, davalı ... adına kayıtlı dükkan niteliğindeki gayrimenkuller üzerine 05.12.2014 tarihinde 20772 yevmiye nolu resmi senet ile ipotek konulduğu, davalı ... Balıkçılık ve Tic.Ltd.Şti'ne kullandırılan kredilerin ödenmemesi nedeni ile davalı ...'ın davalılardan ... Balıkçılık ve Tic.Ltd.Şti aleyhine İstanbul 10.İcra Dairesi'nin 2016/562 Esas sayılı takip dosyasında genel kredi sözleşmesi ile TT 8771, TT 8840 ve TZ 4657 referans nolu krediler nedeni ile 2.686.489,17 TL asıl alacak, 69.356 TL işlemiş faiz ve 3465 TL %5 BSMV olmak üzere toplam 2.759.310,17 TL üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçtiği, ipotekli taşınmaz malların malikinin davalı ... olduğunun belirtildiği, TBK 584 üncü maddesi gereği şahsi teminat niteliğinde olan kefalete ilişkin hükümlerin iptaline, davalı ...'ün verdiği ayni nitelikteki ipotekte eş rızasının aranması gerekmediğinden ipoteğin kaldırılmasına yönelik talebin reddine, dava konusu yerin aile konutu olduğundan bahisle Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş ise de tapu kayıtlarında dava konusu yerlerin dükkan niteliğinde olduğu gibi aile konutu olduğuna dair bir iddianın da bulunmadığı, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2014/8005 esas 2014/14463 karar sayılı 25.06.2014 tarihli kararına göre 6098 sayılı Yasanın 584 üncü maddesinden kaynaklanan kefaletin iptaline ilişkin taleplerin Aile Mahkemesi görev sınırları içinde kalmadığının belirtildiği ancak merci tayini kararları kesin olduğundan davanın görülüp karara bağlandığı gerekçesiyle kefalet sözleşmelerinin iptali yönünden talebin kabulü ile TT 8771, TT 8840, TZ 4657 nolu kredi sözleşmelerindeki davalı ...'ın kefaletine ilişkin hükümlerin iptaline, ipoteğin kaldırılması yönünden talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılardan banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kefalet ilişkisi kurulmamış olsa, ipotek ilişkisinin mevcudiyeti söz konusu olmayacağı, bu haliyle her iki sözleşmenin birbirini tamamlar nitelikte olduğu ve kefalet ilişkisi olmadan ipotek ilişkisinin kurulmayacağının kabulü ile genel kredi sözleşmesinden kaynaklı vermiş olduğu ipoteklerinde fekkine karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesinin ipoteğin kaldırılması talebinin reddi kararının yerinde olmadığını belirterek, bu yöndeki hükmün kaldırılması ile bu taleplerine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde; davacının aslen bağımsız olarak kefalet hükümlerinin iptali yönünde bir talebi olmadığı, davacının asli talebinin ipotek işleminin iptali olduğu, talep ile bağlılık ilkesine aykırı olarak karar verildiği, Yerel Mahkemenin bu hususta görevsiz olduğu, hukuki yarar yokluğu, deliller incelenmeden sonuca varılmış olması nedeniyle yasa ve usule aykırı kefalet hükümlerinin iptali kararı ile bu kısım nedeniyle davalı banka aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin kısmının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kefilliğin iptali ile davalı eş adına kayıtlı taşınmazlar üzerine davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması talebine ilişkin olduğu, Aile Konutu Başlıklı TMK'nın 194. maddesinde "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konut ile ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. " belirtilen düzenleme uyarınca ipotek edilen taşınmazın aile konutu olması halinde eşin rızasının alınması gerektiği, TBK'nın 603 üncü maddesinde ise kefalet benzeri kişisel güvence verilmesine ilişkin başka ad altında yapılan diğer sözleşmelere kefalet hükümleri uygulanacağı belirtilmiş olup ipotek tesisi ayni bir güvence olduğundan TBK'nın 603 üncü maddesinin ipotek tesisinde uygulanma imkanı olmadığı gibi bu madde aile konutunun korunmasına ilişkin TMK'nın 194 üncü maddesini aile konutu olmayan taşınmazlara yönelik genişletilmesine de imkan vermediği, dava konusu dükkan, dükkan ve depolu bağımsız bölümlerin niteliği itibariyle aile konutu vasfını taşımadığı, bu sebeple TMK'nın 194 üncü maddesinde yer alan hükümler doğrultusunda bu taşınmazlara ilişkin ipotek tesis işlemi diğer eşin açık rızasına bağlı olmadığı, bu nedenlerle, mahkemece davacının dava konusu taşınmazlar üzerine davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılması davasının reddi kararında usul ve esas yönlerinden bir isabetsizlik görülmediği, davacının genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kefaletin iptaline ilişkin talebi Borçlar Kanunundan kaynaklanmakta olup Aile Mahkemelerinin görev alanına girmediği, Mahkemenin bu yöndeki tespiti yerinde ve isabetli olup kesin nitelikte merci tayini kararı uyarınca yargılamaya devam olunarak karar verildiği, genel kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın eşin rızası başlıklı 584 üncü maddesinin 1 fıkrası "Eşlerden biri, mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir. Bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.", somut uyuşmazlıkta, davalı banka ile asıl borçlu davalı şirket arasında imzalanan kredi sözleşmesini davalı eş ...'ün 28.11.2014 tarihinde kefil olarak imzaladığı, bu davalının kefalet sözleşmesini imzaladığı tarihte evli olduğu, her ne kadar delil olarak dosyada yer alan davacı ve davalı eş arasında görülerek sonuçlanan ancak tebliğ işleminin tamamlanmamış olması nedeniyle henüz kesinleşmeyen boşanma kararının mevcut olduğu görülmüş ise de, boşanma davasının 27.11.2017 tarihinde açıldığı, bu itibarla kefalet sözleşmesinin imzalandığı tarihte yasal olarak verilmiş bir ayrılık kararı veya yasal olarak ayrı yaşama hakkının da davanın açılış tarihi itibarıyla doğmadığı, kefalet sözleşmesinde davacı eşin rızasının bulunmadığı, başka bir anlatım ile; inceleme konusu davada TBK'nın 584/3 üncü maddesinde eş rızasının aranmayacağı hususlarında istisna teşkil edecek kapsamda bir koşul da mevcut olmadığı, bu itibarla, eş rızası şartına uyulmaması nedeniyle düzenlenen kefalet sözleşmelerinin geçerli olacağından bahsedilemeyeceği, bu nedenlerle, davacının İlk Derece Mahkemesinin kefalet sözleşmesinin iptali talebinin kabulüne karar verilmesinde usul ve esas yönlerinden bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı ve davalılardan bankanın İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalılardan banka vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla reddedilen talebi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kabul edilen dava ve vekâlet ücreti ile yargılama giderleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, verilen kararın ve davanın kısmen kabulünün ilgili Kanun maddelerine uygun olup olmadığı, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 193 üncü, 194 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 584 üncü maddesi, 603 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı

vekili ve davalılardan banka vekilininin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.