"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1015 E., 2022/1584 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/139 E., 2021/60 K.
Taraflar arasındaki nüfus kaydının düzeltilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Malike ...'in 07.06.2016 tarihinde vefat ettiğini, müteveffanın Kadıköy 7. Noterliği'nce düzenlenen 18.06.2010 tarihli, 14044 yevmiye numaralı vasiyetnamesi ile müvekkili ... lehine vasiyette bulunduğunu, müteveffanın vefatı üzerine Cemiyet tarafından İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/666 Esas sayılı dosyasında devam etmekte olan vasiyetnamenin açılıp okunması davası açıldığını, işbu vasiyetin açılması dosyasından veraset ilamı almak üzere taraflarına yetki verildiğini, alınan yetki üzerine açılan mirasçılık belgesi verilmesi istemli İstanbul 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/807 esas sayılı dosyasında, 19.02.2019 tarihli celsede taraflarına müteveffanın yasal mirasçılarından haklarında ölüm araştırması olan 1897 doğumlu 49102249382 T.C kimlik numaralı teyzesi Şeküre (Soyadı bulunmamaktadır) ve annesinin babası 1863 doğumlu 49108249164 T.C. Kimlik numaralı Şerif(Zerif) ile ilgili ölüm araştırmasını sonuçlandırmak, idari olarak sonuç alınamaması halinde dava açmak üzere yetki verildiğini, bu hususta müvekkili Cemiyet adına önce Fatih İlçe Nüfus Müdürlüğüne başvurulduğunda Fatih İlçe Nüfus Müdürlüğünün 19.11.2019 tarihli yazısında, ellerindeki ciltlerin yırtık ve zayi olduğu, bu nedenle ilgili mirasçının ikamet ettiği ilçe Nüfus Müdürlüğüne müracaat edilmesi gerektiğinin bildirdiğini, bunun üzerine Sarıyer İlçe Nüfus Müdürlüğüne başvurulduğunu, Sarıyer İlçe Nüfus Müdürlüğünün 26.02.2020 tarihli yazısında "ölüm tespiti" için mahkemeden karar alınması gerektiğinin bildirildiğini, idari yönden ölüm araştırılmasının sonuçlandırılamaması nedeni ile 1897 doğumlu, 49102249382 T.C kimlik numaralı Şeküre ve 1863 doğumlu, 49108249164 T.C.Kimlik numaralı Şerif (Zerif) için ölüm araştırmasının yapılarak, ölüm ve ölüm tarihlerinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... Müdürlüğü davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda mahkememizce yapılan tüm araştırmalara rağmen talebe konu kişilerin ölü olduklarının ve dolayısıyla da ölü iseler ölüm tarihlerinin tespit edilemediği oysaki işbu davada karar verilebilmesi için talebe konu kişinin ölüm tarihinin belirlenmesi gerektiğinden (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 2013/16641 Esas - 2014/14157 Karar sayılı ilamı) anlatılan sebeplerden ötürü talebe konu kişilerin ölüm tarihlerinin net olarak belirlenmesi mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Serap ...ve Haldun Aykut'un ölüm tespiti talep edilen dava konusu kişilerin yasal mirasçısı olabileceği ve bu kişilerin ölüm olaylarını bilebileceğinin şifahen öğrenildiği ve dinlenilmelere talep edildiği halde mahkemece dinlenilmediği, ölüm tespiti davalarında resen araştırma ilkesinin geçerli olduğunu nüfus sicilinde kayıt yoksa gerçek durumun her türlü kanıtla ispat edileceğini, ilgili hüküm gereği davanın ispatı zımnında gösterilen tanıklar dinlenerek hatta resen tüm delilleri toplayarak karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesinin tanıkları dinlemeden vermiş olduğu bu kararın, tamamen eksik ve yetersiz incelemeye dayalı olarak verilmiş olduğu, bu kararla müteveffa bağışçının vasiyet açılması dosyasına yasal mirasçılara tebligat yapılarak vasiyetin açılıp okunması kararını alma imkanlarının kalmayacağı ve müvekkil Cemiyet'in kendisine vasiyet edilen mal varlığından mahrum kalması ve her halukarda zararının doğmasının söz konusu olacağını, hukuk boşluğunun hakim tarafından doldurularak karar verilmesi gerektiği, 1897 doğumlu ve 2021 tarihi itibari ile 124 yaşında olan ŞEKURE'nin ve 1863 doğumlu ve 2021 tarihi itibari ile 158 yaşında olan ŞERİF(ZERİF)'in hayatta olmalarının fiilen, tıbben, hukuken mümkün olmadığı göz önüne alındığında, bu kişilerin ölü olduklarının açık olduğunu, bu durumda; bu kişilerin ölüm tarihlerinin tespit edilemeyeceğinden bahisle verilecek kararın çözümsüzlük yaratacağı, İlk Derece Mahkemesinin eksik ve yetersiz inceleme ile usul ve yasaya aykırı karar verdiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda, yapılan tüm araştırmalara rağmen talebe konu kişilerin ölü olduklarının ve dolayısıyla da ölü iseler ölüm tarihlerinin tespit edilemediği oysaki işbu davada karar verilebilmesi için talebe konu kişinin ölüm tarihinin belirlenmesi gerektiği ancak bu kişilerin ölüm tarihlerinin net olarak belirlenmesi mümkün olmadığı gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; vasiyet bırakan müteveffanın mirasçısı olabilecek Serap ...ve Haldun Aykut'un dinlenilmeleri talep edildiği halde mahkemece dinlenilmeyerek eksik inceleme ile hatalı karar verildiği, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarında resen araştırma ilkesinin geçerli olduğunu nüfus sicilinde kayıt yoksa gerçek durumun her türlü kanıtla ispat edileceğini, bu kararla vasiyetin açılıp okunmasının mümkün olmayacağı, Cemiyet'in kendisine vasiyet edilen mal varlığından mahrum kalacağı, bu gibi davalarda hukuk boşluğunun oluştuğu, boşluğun hakim tarafından doldurularak karar verilmesi gerektiği, 1897 doğumlu ve 2021 tarihi itibari ile 124 yaşında olan ŞEKURE'nin ve 1863 doğumlu ve 2021 tarihi itibari ile 158 yaşında olan ŞERİF(ZERİF)'in hayatta olmalarının fiilen, tıbben, hukuken mümkün olmadığı göz önüne alındığında, bu kişilerin ölü olduklarının açık olduğunu, bu durumda bu kişilerin ölüm tarihlerinin tespit edilemeyeceğinden bahisle kararın tümden reddine karar verilmesinin da hatalı olduğu, tarih tespit edilmemiş olsa da tespitin yapılabileceği, İlk Derece Mahkemesinin eksik ve yetersiz inceleme ile usul ve yasaya aykırı karar verdiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ölümün tespiti ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davasında, tespit ve kayıtların düzeltilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35 ... maddesinin birinci fıkrası, aynı kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 69 uncu maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 36 ncı maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 369 uncu 370 ... ve 371 ... maddesi,
3. Değerlendirme
Nüfus kayıt düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın ... sicil oluşturmak zorundadır. Hatalı nüfus kayıtlarının her türlü delille ispatı mümkündür. Dosyanın tetkikinden; Mahkemece davacı vekilinin ölü olduklarının tespiti ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi istenilen Şekure ve Şerif hakkında mirasçı olabilecek ve bilgisi olduğu belirtilen iki ismin dinlenilmesi talebi " ...davanın mahiyeti gereği davanın kesin deliller ile veya kesin delil mahiyetindeki belgelerle ispat edilebileceği..." gerekçesi ile reddedilerek, gösterilen tanıklar dinlenilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur. Belirtilen tanıklar dinlenerek tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi ... bulunmamış ve hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.