"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1192 E., 2022/2099 K.
DAVA TARİHİ : 03.01.2019
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/4 E., 2020/150 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların 1993 yılının Mayıs ayında evlendiklerini, bu evliliklerinden ortak iki çocuklarının bulunduğunu, davalı erkeğin evlendikleri tarihten itibaren müvekkiline sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkiline, evine ve çocuklarına karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, faturaları ve ev kirasını ödemediğini, bir çok kez icra takibine muhatap olduklarını, kiracı olarak oturdukları evlerden tahliye edildiklerini, davalı erkeğin sorumsuz davranışlarına ve şiddetine dayanamayan müvekkilinin ortak çocukları Senanur ile davalıdan ayrı ev kiralayarak burada yaşamaya başladıklarını, davalının evin yerini öğrenip geldiğini, müvekkilini ve Senanur'u tehdit ettiğini, Senanur'a cep telefonunu fırlattığını, müvekkili boşanmak istediğini söyledikten sonra davalı erkeğin öfkesinin daha da arttığını, 19.12.2018 tarihinde eve gelerek müvekkilinin boynunu sıktığını, müvekkilinin polis çağırmasıyla davalının oradan ayrıldığını, evlilik birliğinin müvekkili açısından çekilmez hale geldiğini ileri sürerek, tarafların tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, halen eğitimine devam eden ortak çocuk Senanur için aylık 1.000,00 TL tedbir devamında iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; aleyhine isnat edilen suçlamaların doğru olmadığını, 1 hafta önce büyük kızının evine gittiğinde davacının kapıyı açıp üzerine saldırdığını, kafasına, çenesine ve kulağına vurduğunu, karısını ve yuvasını sevdiği için darp raporu almadığını, faturaların ve kiraların ödenmesinde gecikmeler olduğunu, ancak geç de olsa sorumluluklarını yerine getirdiğini, 18.12.2018 tarihinde eve gittiğinin doğru olduğunu, annesinin doldurmasıyla kendisine hakaretler eden kızına sinirlenip cep telefonunu kızına değil yere fırlattığını, davacı ve kızının ortak evden 2 ay önce kızının tuttuğu eve taşındıklarını, taşınma, tamir ve kurulum için maddî ve fiziksel olarak yardım ettiğini, evden uzaklaştırma kararı olmasına rağmen eşinin ve kızının rızasıyla evde yatılı olarak da kaldığını, büyük kızının perde taksidini geciktirmesi nedeniyle davacının kendisine sinirlendiğini ve bir daha eve gelmemesini istediğini, son dönemlerde kızlarının evlenmesi ve ekonomik şartların bozulması nedeniyle eşinin ve kendisinin psikolojilerinin bozulduğunu, eşini sevdiğini ve aralarında büyük bir geçimsizlik olmadığını, depresyona girdiği için davacının kendisinden psikiyatriste gitmesini istediğini, ailesine faydası olur diye gitmesine rağmen davacının kendisine kötü davrandığını, aile terapisi almaları gerektiğini ileri sürerek, davanın reddini istediğini, boşanma olması halinde eşine ve kızına ayda 2.500,00 TL nafaka vermeyi kabul ettiğini bildirmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların beyanları, dinlenen tanıkların anlatımları, toplanan deliller ile tüm dosya içeriğinden, her iki davacı tanığının beyanlarının da soyut nitelikte olduğu, yine tanık ...' ın beyanlarının duyama dayalı olduğu, tanık ifadelerinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evliliğin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olduğu, bu haliyle davacının davasını ispat ettiğinden bahsedilemeyeceği gerekçesi ile davacının davasının reddine karar vermiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanlarıyla davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun belli olduğu ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçeleri ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespiti ile davasının kabulüne karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ınca ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.