"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/305 E., 2023/499 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/454 E., 2022/411 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün erkek lehine hükmedilen tazminatlar, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarı ve kadının reddedilen yoksulluk nafakası yönünden kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadını anne ve babası ile aynı konutta yaşamak zorunda bırakarak ayrı bir ev tahsis etmediğini, kadını aşağıladığını, küçük düşürdüğünü, yalnız bırakıldığını, kadının cep telefonunun erkeğin ailesi tarafından sürekli kontrol altına alındığını, evde kalan cep telefonuna kadının lise arkadaşı tarafından tebrik mesajı geldiğini, kadının bu kişi ile ilişkilendirildiğini, erkeğin annesinin kadına beddua ve hakaret ettiğini, erkeğin tüm bileziklerini kadının kolundan alarak darp ettiğini, odaya kilitlediğini, hamile olup kanaması olan kadını, hastaneye götürmediğini, düşük riskinden dolayı hastanede kalan kadını erkek ve ailesinin arayıp sormadığını, kadının ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadın evine döndüğünde hoş karşılanmadığını, küfür ve hakaretlere uğradığını, erkeğin kadına "Bir daha beni arama seni de, karnındakini de istemiyorum. Gözümde senin köpek kadar değerin yok." diyerek evden kovduğunu iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kadına verilmesine, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, kadının erkeğe "Ben seninle aile baskısı ile evlendim, seni sevmiyorum." dediğini, hakaretlerde bulunduğunu, kadının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, ev işlerini yapmadığını, erkekten ayrı yattığını, kadının başka bir erkeğin karakalem çalışması resmini evde sakladığını, bu kişi ile whatsapp yazışmalarının olduğunu, bu durumun kadının babasına söylendiğini, kadının babasının "Dört kızım vardı, hepsi aynısını yaptı." diyerek ağladığını, kadının resimdeki kişiyi sevdiğini söylediğini, kadının 2,5 ay kadar evde kaldığını, başka erkekle konuşmaya devam ettiğini, sonra eşini istemediğini söyleyerek baba evine gittiğini, kadının çocuğu istemediğini, çocuğu aldırmaya çalıştığını, ailesi ile gelip evi basarak erkeği tehdit ettiklerini iddia ederek asıl davanın reddine, karşı boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin erkeği verilmesine, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 19.06.2018 tarih ve 2016/104 Esas-2018/325Karar sayılı kararı ile; Mahkemece beyanları tespit edilen davacı tanıklarının, davalının, davacıya ayrı bir ev temin etmediğini, kendi ailesi ile birlikte yaşamak zorunda bıraktığını, evliliğe davalının ailesinin müdahalelerde bulunduğunu, davacının hastaneye yattığında, davalının ve ailesinin yanına dahi gelmediklerini beyan ettikleri, davalı karşı davacı tanıklarının ise, davacının evlilik birliği içerisinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, başka bir erkekle mesajlaşmalarının olduğunu, içeriklerinin gayet samimi olduğunu, davacı tarafın dilekçede iddia ettiği şiddete ilişkin durumun, davacının kardeşi tarafından bahse konu aldatma olayına ilişkin meydana geldiğini beyan ettikleri, aldatma olayına ilişkin davacının babasının ve annesinin de yakındıkları, davalının, davacıya ayrı bir ortak ev açmadığı, davacının anne ve babasının davacıya günlük yaşamda müdahale ettikleri, davalının da bu duruma göz yumduğu, davalının, davacıya karşı hakaret ve şiddet eylemleri, davacıya karşı sevgi ve saygıda bulunmadığı anlaşılmış, bu suretle tarafların kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına, devamının mümkün olmadığına, davalının kusurunun daha ağır olduğuna kanaat getirdiği, tarafların açtıkları boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kararda belirtilen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, kadın lehine bağlanan aylık 200,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra nafakanın kaldırılmasına, yasal faizi ile 10,000,00 TL maddî ve 15,000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili tarafından kusur belirlemesi, tedbir nafakası miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası, kadın yararına kabul edilen tazminat miktarları, velâyet yönünden, davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, kadın yararına kabul edilen tedbir nafakası ile tazminatlar, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 18.05.2021 tarih ve 2018/3278 Esas, 2021/923 Karar sayılı kararı ile İlk derece mahkemesince yazılan kararın gerekçe kısmında; ilk önce taraf tanık ifadelerinin özetlendiği, devamında ise davalı tarafın daha ağır kusurlu olması nedeniyle asıl ve karşı boşanma davasının kabulüne karar verildiğinin yazıldığı ,tanık ifadelerinin gerekçeye yazılmasının, tek başına, bu ifadelerde bahsedilen eylemlerin taraflara kusur olarak yüklendiği sonucunu doğurmayacağı, bu bakımdan mevcut gerekçenin, kusur belirlemesi yönünden yeterli açıklıkta ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(6100 sayılı Kanun'un) aradığı anlamda istinaf denetimine elverişli olmadığı, bu haliyle kararın yeterli gerekçeden yoksun olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf edilmeksizin kesinleşen asıl ve karşı davada boşanma hükmü ve bağlı olan karşı davadaki yargılama giderleri ve vekâlet ücretine dair kısımları hariç olmak üzere kaldırılmasına, usulüne uygun olarak bir karar verilmek üzere karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesi'ne gönderilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen taraf tanıklarının beyanlarından, davalı- karşı davacı erkeğin kadını aşağıladığı, ailesi ile aynı evde yaşama hususu konuşulmadığı halde erkeğin ailesi ile aynı evde yaşadıkları, erkeğin başka kadınla mesajlaştığı, erkeğin hastanede iken kadın ile ilgilenmediği; davacı- karşı davalı kadının erkeğe hakaret ettiği, ortak çocuğun hastalığında çocukla ilgilenmediği, erkeği sevmediğini, ailesinin baskısı ile evlendiğini söylediği, ortak çocuğu düşürmek istediğini söylediği, aldırmak istediği, başka erkekle görüştüğü, odasının kapısına görüştüğü erkeğin resmini çizip astığı, kadının ağır kusurlu, erkeğin az kusurlu olduğu gerekçesi ile istinaf edilmeksizin kesinleşen asıl dava ve karşı davada boşanma hükmü ve bağlı olan karşı davadaki yargılama giderleri ve vekâlet ücretine dair verilen karar kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere hükmedilen 200,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, erkek yararına 15.000,00 TL maddî ve 13.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- karşı davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin gayri resmi birliktelik yaşadığı kadının hali hazırda hamile olduğunu, diğer taraftan kabul anlamı taşımamakla birlikte erkeğin kadını affettiğini, bu davranışların hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, erkek olmadan anne ve babası ile görüşme yapılarak tanzim edilen sosyal inceleme raporuna göre velâyetin babaya verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, velâyet, reddedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası, erkek yararına hükmedilen tazminatlar ve miktarları, tedbir nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamından İlk Derece Mahkemesince taraflara izafe edilen kusurlarda bir isabetsizlik bulunmadığı ancak kusurun ağırlığının tespitinin doğru yapılamadığı, belirlenen kusurlar dikkate alındığında davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadına göre daha ağır kusurlu olduğu olduğu, kusur durumunun bu şekilde değiştirilmesinin gerektiği gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadının kusur tespiti, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden istinaf taleplerinin kabulü ile değişen kusur durumuna göre, davalı-karşı davacı erkek lehine takdir edilen tazminatların kaldırılmasına, tahsilde tekerrür olmamak üzere dava tarihinden itibaren boşanma kararın kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine, kararın kesinleştiği tarihten itibaren aylık 850,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 30.000,00TL maddî, 25.000,00TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, velâyet, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespitini kabul etmediklerini, kadının imam nikahlı olarak ...isimli kişi ile birliktelik yaşadığını, resmini sosyal medya üzerinden paylaştıklarını, yaşadığı adresten bu hususun araştırılması taleplerinin değerlendirilmediğini, eksik inceleme yapıldığını belirterek kusur belirlemesi, kadın yararına kabul edilen tazminatlar, nafakalar ve miktarları, reddedilen tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata, tedbir ve yoksulluk nafakasına hak kazanıp kazanmayacağı, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadına yüklenen kusurların erkek tarafından affedilmiş sayılıp sayılmayacağı, ortak çocuğun velâyetinin hangi ebeveyne verilmesinin çocuğun üstün yararına olduğu noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi,182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı- karşı davalı kadın vekilinin tüm, davalı-karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta, tarafların Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında, dosya kapsamındaki tanık beyanları ile erkeğin de kadına hakaret ettiği ispatlanmıştır. Bu durumda, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda kadını aşağılayan, hakaret eden, ailesi ile aynı evde yaşama hususu konuşulmadığı halde eşi ve ailesi ile aynı evde yaşayan, başka kadınla mesajlaşan, hastanede iken kadın ile ilgilenmeyen davalı- karşı davacı erkek ile erkeğe hakaret eden, ortak çocuğun hastalığında çocukla ilgilenmeyen, erkeği sevmediğini, ailesinin baskısı ile evlendiğini, ortak çocuğu düşürmek istediğini söyleyen, aldırmak isteyen, başka erkekle görüşen, odasının kapısına görüştüğü erkeğin resmini çizip asan davacı- karşı davalı kadın eşit kusurludur. Bu itibarla, hatalı kusur belirlemesi yapılarak erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamış, kararın bozulmasını gerektirmiştir.
3. 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesine göre, boşanma sonucu maddî ve manevî tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu, tazminat talep eden eşin ise kusursuz veya diğerine göre az kusurlu olması gerekir. Yukarıdaki paragrafta belirtildiği üzere tarafların eşit kusurlu oldukları anlaşılmaktadır. Davacı-karşı davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilme koşulları gerçekleşmemiştir. Hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine göre kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönlerinden BOZULMASINA,
2.Davacı-karşı davalı kadının tüm, davalı-karşı davacı erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'ya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek haline yatıran ...'a iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.