"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/158 E., 2023/270 K.
DAVA TARİHİ : 19.02.2020
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/192 E., 2021/910 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının sorumsuz olduğunu, internet üzerinden yahut aracılarla yatırım sitelerine para yatırdığını ve devamlı olarak para kaybettiğini, yaptığı borçları kapatabilmek için sürekli olarak bankalardan kredi çektiğini, tarafların hayatının davalının çektiği kredileri ödemekle geçtiğini, davalının borçları nedeniyle haciz geldiğini, müvekkilinin hacizleri tesadüfen öğrendiğini, davalının Hüseyin Pervane adı ile açtığı hesaptan süper farex sistemine girdiğini, telefonunun sürekli elinde olduğunu, lavaboya ve banyoya dahi telefonla girdiğini; kadının, erkeğin telefonuna uygunsuz sitelerden bildirim geldiğini gördüğünü, davalının, erkek erkeğe ilişki görüntüleri yayınlayan müstehcen sitelere üye olduğunu, bir isimsiz numaradan erkek erkeğe görüntüler içeren bir video geldiğini ve davalının da banyoda uygunsuz fotoğraflarını karşı tarafa yolladığını gördüğünü, ortak çocuk Mehmet Eren'in de babasının telefonunda babasının başka birine çıplak videolarını attığını, karşı tarafında aynı şekilde video attığını gördüğünü, düğünde davacı kadına 204 gram 22 ayar burma bilezik, 25 adet çeyrek altın, 2 adet künye, 1 adet set takıldığını, setin davacı kadında olduğunu, set dışındakilerin iade edilmediğini belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına aylık 250,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL ziynet alacağının ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, 24.06.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile kadının 100,00 TL olan ziynet talebini 50.333,00 TL artırarak 50.433,00 TL'ye ıslah ettiklerini belirterek 50.433,00 TL'nin faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, davacının müvekkili ve ailesine karşı sorumsuz davrandığını, özel günlerde yalnız bıraktığını, müvekkilinin ailesi evlerine geldiğinde davacının evde olmadığını, hep kendi ailesinin yanında olduğunu, müvekkilinin annesinin, gelmesini istemediğini, bir araya geldiklerinde müvekkilini evi terk etmekle tehdit ettiğini, kadınlık görevlerini yapmadığını, müvekkilini hor gördüğünü, aşağıladığını, müvekkiline hakaret ve küfür ettiğini, gelirlerini gizlediğini, evi terk ettiğini, müvekkilinin pres operatörü olduğunu, 16.08.2016 tarihine kadar çalıştığını, şu an çalışmadığını belirterek yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemelerin Bursa Aile Mahkemeleri olduğunu beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, maddî tazminat olarak davacının müvekkilinin hesabından kendi hesabına aktardığı 90.000,00 TL'nin faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...tarafların 2006 yılında evlendikleri, davalı erkeğin sürekli borçlandığı, bahis sitelerinde para kaybettiği, bankalardan kredi çektiği, eve haciz geldiği zamanların da olduğu, tarafların evliliğinin maddî sıkıntı içerisinde geçtiği, davacı kadının erkeğin sorumsuz tavrı nedeni ile ailesinden maddî destek almak zorunda kaldığı, tarafların ayrılma noktasına geldiği zamanların da olduğu, erkeğin 2019 yılı 8. ay gibi işten tazminatını alabilmek için ayrıldığı, aldığı tazminatı borçlarından kaynaklı kadının hesabına yatırdığı, erkeğin çalışmadığı, aldığı işsizlik maaşının neredeyse tamamının ise kredi borçlarına gittiği, kadının engelli annesine baktığı için verilen bakım parası ile evin ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştığı, bu süreç de sosyal hesap üzerinden erkeğin Hüseyin Pervane adıyla sahte hesap açarak yine bahis oynadığını gören yakınları hemen kadına haber verdiği, erkeğin ne kadar söz verse de bahis sitelerine para yatırmaya devam ettiği ve eve icra kağıtları gelmeye devam ettiği, ayrıca ortak çocuk Mehmet'in babasının telefonunda uygunsuz kadın videolarını seyrederken ve cinsel içerikli sinkaflı mesajları gördüğünü annesine söylediği, kadınlarla olan güven sarsıcı mesajlaşmaları dışında, davalı erkeğin telefonunda aynı cins ile uygunsuz müstehcen görüntülerin olduğunu daha önce de gören ve çocuğun da bu durumdan haberdar olduğunu öğrenen kadının bu konuları konuşmak için erkeğin ailesine haber verdiği, erkeğin babasının erkeğin telefonundaki bu uygunsuz görüntüleri silmesi için tanık olarak dinlenen Yusuf'u çağırdığı, tanığın telefonda davalı erkeğin banyo da çıplak fotoğraflarını çekip bir erkeğe attığını, karşı taraftaki erkeğin de kendi çıplak görüntüsünü çekip davalı erkeğe attığını ve karşılıklı mesajlaştıklarını gördüğünü duruşmada beyan ettiği, kadının davalı erkeğin süreklilik arz eden sorumsuz tavrı, bahis oynayıp para kaybetmesi, sürekli borçlanması, güven sarsıcı davranışları, aynı cins'e gönderdiği çıplak uygunsuz müstehcen görüntüleri ve bu olaylardan oğlunun da haberdar olmasından duyduğu rahatsızlıkla artık yaşananlara katlanmak istemediğinden boşanmak istediği, davacının annesini ve çocuklarını da alıp Eskişehir' de yaşayan ablasının evine sığındığı ve bu olay sonrası tarafların ayrı yaşamaya başladıkları ve bir daha bir araya gelmedikleri, boşanma davalarında kusur incelemesinin boşanma davaları açılmadan önceki, dava açılmasına sebebiyet veren ve süreklilik arz eden ve vakıa olarak taraflarca dayanılan olaylara yönelik yapılabileceği, boşanma davası açıldıktan sonra yaşanan olayların kusurda değerlendirilemeyeceği, dosya kapsamında birden fazla tanığın dinlendiği fakat tanık beyanlarında olayları bilen, duyuma değil görgüye dayalı bilgisi olan ve çelişki içermeyen dosyadaki diğer tüm delillerle birlikte değerlendirildiğinde, birbirlerini doğrular nitelikteki tanık beyanlarının hükme esas alınabileceği, toplanan tüm deliller birlikte incelendiğinde, davalı erkeğin boşanmada tam kusurlu olduğu anlaşılmakla; davacı için evlilik birliği ortak yaşamı sürdürmesi kendisinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı..." gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, ortak çocuklar ile davalı baba arasında (her ayın 1. ve 3. haftasında pazar günü 10.00-17.00 saatleri arasında, dini bayramların 2. günü saat 10.00-17.00 saatleri arasında) kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına takdir edilen tedbir nafakalarının karar tarihi itibariyle aylık 250,00'şer TL'ye arttırılmasına, aylık 250,00'şer TL tedbir nafakasının boşanma kararı kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, davacı için takdir edilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 300,00 TL'ye arttırılmasına, boşanma kararı kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, ziynet eşyasının iadesi davası yönünden kadının düğünde kendisine takılan ziynetlerden sadece setinin kendisinde kaldığını diğer ziynetlerin evlilik birliği içerisinde erkeğin borçlarına satıldığını beyan ettiği taleple bağlılık ilkesi gereği dava dilekçesinde kadının nitelik olarak 22 ayar ikili burma bileziklerini, çeyrek altın ve künyelerini talep ettiği, düğün cd sinde görülen 1 adet hediyelik takılan düz bileziği talep etmediği halde kısmı ıslah ile ancak miktar artırımı yapabileceğinden, taleple bağlılık ilkesi gereği, nitelik yönünden talep değişikliği yapılarak hediyelik düz bileziğin talep edilemeyeceği, ayrıca 25 küçük altın yerine fotoğraflarda kadının üzerinde 12 küçük altın görüldüğünden 12 küçük altın yönünden talep daraltılarak ıslah yapıldığı, dosya kapsamında toplanan deliller ile kadının dava dilekçesinde talep ettiği ziynetlerin erkek tarafından bozdurulduğunun anlaşıldığı, her ne şekilde bozdurulmuş olursa olsun, erkek tarafından kadına ait olan ve harcanan bu ziynetlerin karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunlu olduğundan, dosya kapsamında toplanan deliller ile erkek kendine bağışlandığını yada hibe edildiğini de ispat edemediğinden, talep edilen ve varlığı ispat edilen kadına düğünde takılan ziynetlerin (9 adet 22 ayar 2 li burma bilezik 15 er gramdan, 2 adet 8 gramdan 14 ayar künye, 12 adet çeyrek altın) dava açılış tarihindeki değerleri ile iade edilmesi gerektiği gerekçesi ile davacının ziynete yönelik talebinin kısmen kabulü ile; 9 adet 22 ayar 2'li burma bilezik 15'er gramdan (38.205,00 TL), 2 adet 8 gramdan 14 ayar künye bedeli (2.832,00 TL), 12 adet çeyrek altın bedeli (6.000,00 TL) aynen iadesi, aynen iade mümkün olmadığı takdirde toplam 47.037,00 TL'nin ıslah tarihinden itibaren (24.06.2021) işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; davalı erkeğin karşı davasının ve maddî tazminat talebinin ise 22.06.2021 tarihli duruşmada tefrikine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediklerini, kusura ilişkin beyanları kabul etmemekle birlikte gerek davacı tanıkları gerek müvekkilinin tanıkları tarafından belirtildiği gibi davacının iddia ettiği olaylar ve isnat ettiği kusurlara ilişkin eylemler 2016 yılı öncesine ait olduğunu, 2016 yılında taraflar arasında bir boşanma davası açıldığını, ancak iki tarafında birbirini affettiğini, aile birliğinin kurulduğunu, davacının iddialarını ispat edemediğini, kadının davasının reddi gerektiğini, müvekkilinin asgari ücret ile çalıştığını, nafaka ve tazminatları ödemesinin mümkün olmadığını, tarafların ekonomik ve sosyal durumunun gözetilmediğini, kusurlu bulunan kadın yararına tazminat verilmesinin hatalı olduğunu, kişisel ilişkiye itiraz ettiklerini, davacının düzenli gelirinin olmadığını, velâyetin babaya verilmesi gerektiğini, davacı ve çocukların Eskişehir'de müvekkilinin ise Bursa'da yaşadığını, vardiyalı çalıştığını, çocuklar ile kişisel ilişki kurmasının imkansız olduğunu, yaz tatili, yarıyıl tatili ve bayram tatillerinde kişisel ilişki kurulmasını, davacının ziynet talebinin 50.433,00 TL'ye yükselttiğini, aynen iade talep ettiği ziynet bedelinin 74.358,00 iken davacının talebi 50.433,00 TL'ye yükselttiğini, bedel azaltarak ıslah talebinde bulunduğunu, dava dilekçesinde aynen istenen ziynet ile ıslah dilekçesi ile istenen bedel arasında 23.925,00 TL fark olduğunu, bu durumda 4.080,00 TL vekâlet ücreti verilmesi gerekirken 3.396,00 TL nispi vekâlet ücreti verildiğini, eksik verilen vekâlet ücretine itiraz ettiklerini, yargılama giderleri hesabında da hata yapıldığını, müvekkilinin, ziynet davasına yönelik 147,00 TL'lik giderden sorumlu olması gerekirken 196,79 TL'den sorumlu olmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle, boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, velâyet, maddî ve manevî tazminatlar ile nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının davasının, tazminat ve nafaka talebinin kabulünün, doğru olup olmadığı kadın lehine hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.