"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/437 E., 2023/402 K.
DAVA TARİHİ : 19.02.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/138 E., 2020/616 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde; davalının, evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediğini, kendisine bağımsız bir hayat kurduğunu, müvekkiline sevgisiz ve ilgisiz davrandığını, onur kırıcı, küçük düşürücü söz ve davranışlarda bulunduğunu, zaman zaman çeşitli kadınlarla müvekkilini aldattığını, son olarak davalının eve almakta ısrarcı olduğu yardımcı kadınla zina yaptığının çocukların güvenliği amacıyla eve konulan ses-kamera sistemi kayıtları ile öğrenildiğini, davalının iddialarını kabul etmediklerini beyanla, davalının zinası sebebi ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine, çocuklardan Yasemin lehine aylık 2.500,00 TL, Levent lehine 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili davaya cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde; davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacının evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sürekli telefon görüşmeleri yaptığını, eşini ve çocuklarını ihmal ettiğini, müvekkilini boşanmakla tehdit ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, çocukların önünde müvekkiline hakaret ettiğini ve kötü muamelede bulunduğunu, banka müdürü olan davacının maaş miktarını özellikle sakladığını, davacının, müvekkilinin aile konutuna eve girmesine izin vermediğini beyanla davanın reddine, boşanma halinde ortak çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 3.000 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, ortak çocukların eğitimi ve diğer ihtiyaçlarıyla davacı annenin ilgilendiği, davalının, evlilik birliğinin devamı süresince daha önce de sadakatsiz davranışlar sergilediği, ancak davacı kadının evlilik birliğini buna rağmen devam ettirdiği, en son ise ortak ikametgaha temizliğe gelen kadın ile davalının cinsel birliktelik yaşadığı, davacının evde bulunan güvenlik kamerasıyla bu durumu tespit ettiği, bu haliyle evlilik birliğinin davalının zina yapması nedeniyle temelinden sarsıldığı, tarafların tekrar bir araya gelme ihtimalinin kalmadığı, davacının bu olayların ortaya çıkmasından sonra göstermiş olduğu tepkinin ise hayatın olağan akışına uygun olduğu gibi aldatıldığını öğrenen davacının, davalının evden gitmesini istemesinin doğal olduğu, bu yönüyle kadına atfedilebilecek her hangi bir kusur bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davacının davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 1.300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, davalının tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakası ile davacı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden katılma yolu ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili, hukuka aykırı elde edilen deliller ile davanın kabul edildiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflarca dilekçeler aşamasında dayanılan ve hükme esas alınan davalıya yüklenen kusurların somut görgüye dayalı, tutarlı tanık anlatımları ve sunulan deliller ile kanıtlandığı, tarafların ortak ikametgahında çocukların yardımcı kadın vasıtasıyla bakılması nedeniyle güvenlik kamerası bulunduğu ve bu güvenlik kamerası yoluyla elde edilen ve cd ortamına aktarılan delillerin hukuka aykırı olduğu iddiasının yerinde olmadığı, kaldı ki davalının zina eyleminin tanık beyanıyla da desteklenmiş olduğu, bu olaylar sonrası tepkisel mahiyetteki eylemlerinin davacıya kusur olarak yüklenilmemesinin yerinde olduğu, kusur belirlemesinde ve nitelendirmesinde bir isabetsizlik görülmediği, bu duruma göre, sübuta eren ve kanuni koşulları gerçekleşen zina sebebine dayalı boşanma davası ile genel sebebe dayalı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinde usul ve esas yönlerinden isabetsizlik bulunmadığı, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, davacının dava açılmakla ayrı yaşama hakkına sahip olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu bulunan davalının davranışlarının davacının mevcut veya beklenen menfaatleri ile kişilik haklarını ihlal ettiği anlaşıldığından, tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, davacının ve ortak çocukların yaşlarına uyumlu ihtiyaçları, nafakanın niteliği, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut veya beklenen menfaat ile kişilik haklarına yapılan saldırı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davacı ve çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları ile maddîve manevî tazminatların esasları ve miktarlarının yerinde olduğu, çocukların fiili durumları, tercihleri, gözetilmesi gereken yüksek yararları, bedensel, fikri ve ahlaki gelişimleri, sosyal inceleme raporunda yapılan tespitler dikkate alındığında velayetlerinin anneye verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, sosyal ve ekonomik durum araştırmalarına göre davalının öğretmen olması ve sürekli ve düzenli gelirinin bulunması dikkate alındığında tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi boşanmaya yol açan olaylarda kusurlu bulunan davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilmesinin de yerinde olduğu, boşanma davası ile birlikte talep edilen ve boşanmanın fer'î niteliğinde bulunan maddî ve manevî tazminat istemlerinin ayrıca harç ve vekâlet ücretine tabi olmadığı, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilen kısmı yönünden davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakası ile davacı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden katılma yolu ile kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili, hukuka aykırı elde edilen deliller ile davanın kabul edildiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında hukuka aykırı elde edilen deliller ile karar verilip verilmediği, davalı erkeğin zina eyleminin ispatlanıp ispatlanmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuklar lehine tedbir ve iştirak nafakası ile davacı kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, davacı kadının kısmen reddedilen talepleri yönünden davalı erkek lehine vekâlet ücreti verilmesi gerekip gerekmediği, davalı erkeğin reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı madddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 297 nci, 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.