"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/736 E., 2023/726 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2023/12 E., 2023/168 K.
Taraflar arasındaki aile konutu olduğunun tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile muris ... 17.06.2010 tarihinde evlenerek, ... Mah. 3540. Sok. No:39/5 .../ Kayseri adresinde muris ..., 27.11.2021'e yani vefat edene kadar bu adreste yaşadıklarını, davacının halen bu adreste ikamet ettiğini, mürisin vefatından sonra, murisin çocuklarının, müvekkilden noter aracılığıyla çeşitli vekâletnameler alıp tüm tapuları da 30.06.2010 tarihli Mirastan Feragat Sözleşmesi'ne dayanarak üzerlerine geçirdiklerini, dava konusu taşınmazın davacı ve murisin aile konutu olduğunu, dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanılmaya devam edilirken davacının bilgisi ve rızası olmaksızın davalı ...'a bağışlandığını, bu nedenle ... üzerine olan tapu kaydının iptali ile muris ... adına tesciline, taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaları kabul etmediklerini, davaların tefrik edilerek tapu iptal ve tescili davasının asliye hukuk mahkemesine gönderilmesi ve bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının mirastan feragat sözleşmesi imzalamış olup mirasçı sıfatını haiz olmadığını, bu nedenle taşınmazın muris üzerine kaydında hukuki yararı bulunmadığını, davacının 17.06.2010 tarihinde ivazlı olarak mirastan feragat sözleşmesi imzaladığını, bu haliyle mirasçılık sıfatını ve miras hukukundan doğan haklarını kaybettiğini, taşınmazın aile konutu vasfı bulunmadığını, bu haliyle hukuki yararı olmayan davacının davalarının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 06.10.2022 tarihli, 2022/225 Esas, 2022/813 Karar sayılı kararı ile davacının Kayseri .... Noterliğinin 15777 Yevmiye numaralı ve 30.06.2010 tarihli mirastan feragat sözleşmesi ile feragat ettiği dolayısıyla mirasçılık sıfatını kaybettiği, davacının, müteveffa açısından mirasçı olmadığı sabit olmakla dava konusu taşınmaz açısından aile konutu olduğunun tespiti istemli açılan iş bu davada hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekili davanın reddi yönünden, davalılar vekili mahkemenin ret kararı kişisel mal olması, mirastan feragat sözleşmesi nedeniyle mirasçı olamayacağı, konutun aile konutu olmaması nedeni ile ret kararı verilmemesinin hatalı olduğu, ret gerekçesinin eksik olması nedeniyle kararı istinaf etmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin 29.12.2022 tarihli kararı ile açılan dava 1751 parselde bulunan konutun murisin ölümünden önceki dönemlerde aile konutu olarak kullanıldığının tespitine ilişkin tespit davası olduğu anlaşıldığı, resen kamu düzenin ilgilendiren haller ile tarafların istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; İlk Derece Mahkemesinin uyuşmazlığın konusunu doğru belirlemeyerek genel mahkemede tartışılması gereken mirastan feragat sözleşmesinin varlığını gerekçe göstererek taraf delillerini toplamadan hatalı karar verdiği anlaşıldığı, İlk Derece Mahkemesi tarafların özellikle davacının sadece tespit talebi hakkında tüm delilleri toplayarak olumlu-olumsuz, yani bu konut aile konutu olarak kullanıldı ya da kullanılmadı şeklinde hüküm oluşturmak yerine mirastan feragat sözleşmesi nedeni ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 652 ncı maddesine göre miras hakkı bulunmadığı düşüncesi ile davayı reddetmesi hatalı olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 652 ncı maddesine dayananan isteklerde görevli mahkeme, paylaşma isteklerindeki görev kurallarına göre belirlenmesi gerektiği her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebileceği, bu nedenle davalılar tarafından dosyaya sunulan Mirastan Feragat Sözleşmesi'nin tartışılıp değerlendirileceği mahkeme de sulh hukuk mahkemeleri olduğu, İlk Derece Mahkemesi önündeki uyuşmazlık dışına çıkıp başka davanın konusu olabilecek bir hususu tartışıp hukuki yararı yok düşüncesi ile ret kararı vermesi hatalı olduğu, sağ kalan eşe tanınan haklardan yararlanıp yararlanmayacağı ancak başka davanın konusu yapılabileceği, davacının konutun aile konutu olarak murisin sağlığında kullandığının tespitini isteme hakkı 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı ve 652 nci maddeleri düzenlemelerine göre şeklen de olsa olduğu, davacının açabileceği dava veya davalarda kişisel mal olup olmadığı, katılma alacağı bulunup bulunmadığı ve mirastan feragat sözleşmenin sonuçları tartışılabileceği, İlk Derece Mahkemesince yapılacak iş taraf delillerini toplayarak gerekirse keşif yaparak aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazda davacı ile murisin aile konutu olarak kullandıkları taşınmaz olup olmadığının ispat edilmesi halinde kullanılmış ise "aile konutu olarak kullanıldığının tespitine" şeklinde tespit hükmü kurmak, ispat edilememesi halinde ise "davanın ve tespit talebinin reddine." karar vermekten ibaret olduğu, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi ilamının kaldırılmasına, davalıların istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile örneği dosya içerisine alınan Mahkemenin 2022/937 Esas sayılı dava dosyasında dinlenen tanık beyanları ve adres kayıt sistemdeki kayıtlı adresler neticesinde Kayseri ili ... ilçesi ... Mah.1607 ada, 1751 parsel, 2. Kat, 5 nolu bağımsız bölüm taşınmazda taraflarca, müteveffa ... ölüm tarihi olan 27.10.2021 tarihi itibariyle aile konutu olarak kullanıldığı ve murisin vefatı sonrasında da davacının bahse konu adreste yaşamaya devam ettiği, böylelikle öğretide, eşlerin bütün yaşama faaliyetlerini gerçekleştirdikleri, yaşantılarını buna göre yön verdikleri, acı tatlı günlerini içinde yaşadıkları anı dolu bir alan olarak tanımlanan aile konutunun dava konusu taşınmaz açısından gerçekleştiği anlaşıldığından davacının davasının kabulü ile davacı ... ile Müteveffa ... tarafından müteveffanın ölüm tarihi olan 27.10.2021 tarihi itibariyle aile konutu olarak kullanıldığının tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; tefrik kararından sonra hiçbir delil toplanmadığını, tefrik edilen tapu iptali ve tescil davası ile bu davanın birleştirilmesi gerektiğini, ölüm ile evllilik sona erdiğinden taşınmazın aile konutu özelliğini yitirdiğini belirterek, davanın kabulü yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince dilekçeler teatisinden sonra yapılan ön inceleme duruşmasında davacının tapu iptali ve tescil talebine yönelik davasının bu dosyadan tefrik edilerek ayrı esasa kaydedildiği ve öninceleme duruşmasında, uyuşmazlık konusunun Kayseri ili ... ilçesi ... Mah. 1607 ada, 1751 parsel, 2.kat, 5 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmaz'ın aile konutu olup olmadığının tespitine ilişkin olduğu belirlendiği, İlk Derece Mahkemesince belirlenen bu uyuşmazlık konusuna göre taraf delillerin toplanarak talep hakkında karar verilmesi, bu uyuşmazlık konusu dışına çıkılmaması tabi olduğu, mahkeme tarafından tefrik kararı verilebileceği gibi tapu iptali ve muris adına tapuya tesciline ilişkin davanın da bu dava ile birlikte yürütülmesi mümkün ise de mahkeme tarafından tefrik kararı verilerek her iki talep yönünden usul işlemleri ayrı ayrı yürütülerek ayrı ayrı esastan karar verilmesinde de bir sakınca bulunmadığı, her iki talep ayrı ayrı harç gerektirdiği, davalı tarafın taşınmazın murisin ölümüne kadar taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığına ilişkin kabulü de düşünüldüğünde derhal karar verilebilecek uyuşmazlıklardan birini tefrik ederek esas hakkında karar verilmesi usul ekonomisine ters düşmediği, gelinen bu noktada davaların birleştirilmesinin usul ekonomisine bir katkısı da bulunmayacağı, davacının konutun aile konutu olarak murisin sağlığında kullandığının tespitini isteme hakkı 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı ve 652 nci madde düzenlemelerine göre şeklen de olsa olduğu, taşınmazın kişisel mal olup olmadığı, katılma alacağı bulunup bulunmadığı ve mirastan feragat sözleşmelerinin tartışılacağı yer açılabilecek diğer davalarda tartışılabilecek olup bu davada bu hususun incelenmesi mümkün bulunmadığı, dava dosyası bir bütün olarak incelendiğinde Kayseri ili ... ilçesi ... Mah. 1607 ada, 1751 parsel, 2.kat, 5 nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmaz'ın aile konutu olarak davacı ve müteveffa eşi ... tarafından evlilik ölüm ile sona erinceye kadar aile konutu olarak kullanıldığı konusunda bir tereddüt bulunmadığı gibi tam tersine davalıların kabulünün de olduğu, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararda usul ve esas yönünden bir hata bulunmadığından davalılar vekilinin tüm istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili; davacının kötü niyetli olduğu, davalılarca murisin ölümüne kadar aile konutu olarak kullanıldığı kabul edildiği halde, davacının hukuki yararı olmadan dava açmasının doğru olmadığı, bu hususun mahkemece araştırılmadığını, davaların tefrikinin doğru olmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespitinde davacının hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 194 üncü, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.