Logo

2. Hukuk Dairesi2023/524 E. 2023/3398 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, varsa kusurun kimde olduğu ve boşanma davalarının kabul edilip edilmeyeceği hususunda ihtilaf.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların yargılama aşamasında barıştıkları ve birbirlerini affettikleri, bu nedenle de affeden tarafın dava hakkı kalmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin her iki boşanma davasının reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/992 E., 2022/1567 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Batı 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/749 E., 2021/83 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, aile fertlerinden hiçbirisi ile görüşmesine müsade etmediğini, baskı uyguladığını, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, küfürler ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, evden kovduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, 10.000,00 TL maddî 10.000,00 TL manevî tazminat, kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olup reddi gerektiğini, erkeğin annesinin rahatsızlanması sırasında eşine destek olmadığını, evi terkettiğini, şiddet ve baskı gördüğünü, sürekli evi terk ettiğini, daha sonra barışmak için maddî taleplerde bulunduğunu, çocuklara da ağır fiziksel şiddet uyguladığını, evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, temizlik takıntısı nedeni ile de hayatı çekilmez hale getirdiğini, hakaretlerde bulunduğunu, ailesini eve istemediğini, kadının ailesinden de psikolojik ve fiziksel şiddet gördüğünü, tehdit edildiğini belirterek asıl davanın reddi ile kendi davasının kabulüne 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

tarafların boşanmalarına, erkek lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına 'şerefsiz şeklinde süregelen hakaretinin olduğu, kadının ailesi ile görüşmek istemediği, kadının evlilik birliği içinde sürekli evi terk ettiği, barışmak için sürekli maddî taleplerde bulunduğu, erkeğe kel, bucuk şeklinde süregelen hakaret ve aşağılamalarının olduğu,eşinden habersiz çocuk aldırdığı, 2017 yılında evi terk edip geri döndükten sonra erkeğin ailesini istemediği, davalının ailesinin tarafların evine gidemediği, ailesinin tarafların evliliğine müdahalede bulunduğu, annesinin davalı karşı davacıyı 'şerefsiz, seni bıçaklayınca da mı olmuyor' diyerek tehdit ettiği ve annesinin davalıya 'bundan başka koca mı yok' diyerek aşağıladığı, tüm bu durumlara kadının sessiz kaldığı, her ne kadar erkek vekili 09.01.2020 tarihli celsede tarafların barıştıklarını beyan etmiş ve dosyaya fotoğraf ve mesaj çıktılarını sunmuş ise de; mesaj içerikleri ve tanıkların anlatımları dikkate alındığında tarafların yargılama devam ederken barışma girişiminde bulundukları ancak barışmadıkları, aynı evde birlikte kalmadıkları anlaşıldığı, kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince

boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuklar yararına dava tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 250,00 TL, karar tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 6.000,00 TL maddî, 4.000,00 TL manevî tazminata, davacı - karşı davalı kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi, erkek yararına hükmedilen tazminatların hatalı olduğu, müşterek çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakası ve iştirak nafakasının miktarının yetersiz olduğu ngerekçeleri ile kusur belirlemesi, müşterek çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakası ve iştirak nafakasının miktarı, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi, erkek yararına hükmedilen tazminatlar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü ve kusur belirlemesinin hatalı olduğu, velâyetin babaya verilmesi gerektiği, velâyete bağlı kişisel ilişkinin yetersiz olduğu, tedbir ve iştirak nafakasının doğru olmadığı gerekçeleri ile asıl dava, kusur belirlemesi, velâyet, velâyete bağlı kişisel ilişki, tedbir ve iştirak nafakası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılama ve toplanan delillerden, erkeğin delil olarak dayandığı, dava tarihinden sonraya ilişkin olan mesajlar incelendiğinde; 25.12.2019 tarihli yazışmada kadının "sana bağlı dediklerimi yap gel beni al artık ne annem karışır ne de başkası gelmezsem şerefsizim. Mahkeme de çekerim hemen" şeklinde beyanda bulunduğu, 05.01.2020 tarihli yazışmada kadının "Osmış ne yaptın eşyalar ne zaman gelecek daha evi falan temizleyeceğim" demesi üzerine erkeğin "Bir tane ev buldum ona akşam bakalım. Eşyalar hazır biz ne zaman istersek gönderecekler. Haftasonu da taşırız bir aksilik olmazsa" şeklinde cevap verdiği, karşılığında kadının "Kendin bilirsin ne kadar geç olursa benden o kadar ayrı kalırsın benden söylemesi canım" dediği, kadının 07.01.2020 tarihli mesajında ise avukatıyla konuştuğunu belirterek, avukatının, barışırsa bütün olanları kabul etmiş olacağı, bir de mahkeme masraflarını ödemek zorunda kalacağı yönünde uyardığını erkeğe anlattığı, bunun karşılığında erkeğin, kadına kendi kararını vermesi gerektiğini söylediği, kadının ise cevaben "inşallah ben çok istiyorum artık barışmayı" şeklinde beyanda bulunduğu sabit olduğu, bununla birlikte 09.01.2020 tarihli oturumda erkeğin "biz 20 gün önce davacı ile barıştık. 20 gündür görüşüyoruz. Resimleri gün ve saatine göre dosyaya sunacağım. Mesajları da dosyaya sunacağım. Ev tutuldu eşyaları aldık. Duruşma öncesi davacı bana davasını geri çekeceğini söylemişti. Şimdi bu dava neden devam ediyor anlamış değilim." şeklinde beyanda bulunması üzerine davacı - karşı davalı kadının "ben çocuklarım hatrına davalı ile 20 gün önce görüşmeye başladım. Kendisine bir şans daha vermek istedim. Ancak barıştığıma kendisine söylemedim. Bu saatten sonra döneceğim varsa da dönmem." şeklinde beyanda bulunduğu buna göre taraf beyanları ile birlikte erkeğin delil olarak dayandığı mesajlardan anlaşıldığı üzere; tarafların barıştıkları, birbirlerine sevgilerini ifade eden mesajlar gönderdikleri, birlikte sosyal ortamlarda vakit geçirdikleri, müşterek haneyi yeniden kurmaya karar verdikleri, bunun için satın aldıkları eşyaların teslimatını ve evin kiralamasını bekledikleri sabit olup, bu nedenle tarafların birbirlerini affettikleri, en azından eylemlerini hoşgörü ile karşıladıklarının kabulü gerektiği, bu durumda dava açıldıktan sonra tarafların barıştıkları ve affeden tarafın dava hakkı bulunmadığından her iki tarafın davasının ayrı ayrı reddi gerektiği gerekçesi ile kadının karşı davanın kabulüne, erkeğin asıl davanın kabulüne yönelik istinaf itirazlarının kabulüne, İlk derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılması ile her iki davanın ayrı ayrı reddine, kadın ve müşterek çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakalarının ret hükmünün kesinleşme tarihine kadar devamına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; kendi davasının reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; tüm yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kendi davasının reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; tüm yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, karşılıklı boşanma davalarının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.