Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5351 E. 2024/3864 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasındaki geçimsizliğin varlığı, kusurun belirlenmesi ve her iki davanın kabulü veya reddine ilişkin kararın isabetliliği.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının annesine bakma yükümlülüğü ve ortak konutun yeri gibi hususlar gözetilerek kadının kusurlu olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu, erkeğin ise çalışmak ve okumak için tayinini başka bir ile aldırdığı ve eve gelmediği hususları da dikkate alındığında ortak hayatı sürdürmenin mümkün olmadığının anlaşıldığı ve bu nedenle kadının boşanma davasının da kabul edilmesi gerekirken hatalı gerekçeyle reddedilmesi nedeniyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/878 E., 2022/3239 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/757 E., 2022/17 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin sarsıldığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, erkek yararına 20.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl kusurun erkekte olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince asıl davanın reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının evlilik yükümlülüklerini yerine getirmediği, eşine ve çocuklarına sevgi ve ilgi göstermediği, hakaret ettiği, beddua ettiği, vaktinin çoğunluğunu kök ailesi ile geçirdiği, evinin temizliğini yapmadığı, çocuklarına yemek yapmadığı ve sürekli evde yalnız bıraktığı, çocuğu ameliyat olduktan sonra arayıp sormadığı, çocuklarına fiziksel şiddet uyguladığı, çocuklarını polise şikayet ettiği ve hapse atın dediği, kadın tanıklarının çelişkili beyanları ile yoruma dayanan beyanlarına itibar edilmediği, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne, velâyetin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine, her kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, erkek yararına 15.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; aşamalardaki beyanlarını tekrarlamakla birlikte, kusur belirlemesinin ve davaların kabulü ve reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, erkek yararına tazminat şartlarının oluşmadığını, kendi yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin gerektiğini ileri sürerek kararın her iki dava yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadının evlilik yükümlülüklerini yerine getirmediği, yemek, temizlik yapmadığı, eş ve çocuklarına sevgi ve ilgi göstermediği, çocukları sürekli evde yalnız bıraktığı, hakaret ettiği, beddua ettiği, vaktinin çoğunu kök ailesi ile geçirdiği, çocuğu ameliyat olduktan sonra arayıp sormadığı, çocuklarına fiziki şiddet uyguladığı, polise şikayet ettiği, hapse atın dediği, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğuna karar verildiği, ortak çocuk ...'in beyanlarından kadının çocuklara şiddet uygulamasının önceki yıllarda gerçekleştiği, son yıllarda çocuklara yönelik fiziksel şiddetin yaşanmadığı, yine tanık İlknur'un beyanlarından çocuk ...'in 2009 yılında ameliyat geçirdiği, ameliyat sonrası çocuğu aramadığı, bu olaylar sonrası tarafların birlikteliklerinin devam ettiği, dolayısıyla bu eylemlerin erkek tarafından affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığı, çocuklara fiziki şiddet uygulama ve çocuğu ameliyat olduktan sonra arayıp sormadığı kusurunun kadına yüklenmesi doğru olmadığı, belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlara göre kadının yine de tam kusurlu olduğu; gerçekleşen kusur durumuna göre asıl davanın kabulü ile karşı dava ve davalının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin kararın doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına ve günün ekonomik koşullarına göre İlk Derece Mahkemesince erkek yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının makul olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarlamakla birlikte, davaların kabulüne ve reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının her iki dava yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadının davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 185 inci maddesi, 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda İlk derece Mahkemesince kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne karar verilmiş, davalı-davacı kadın tarafından her iki davaya yönelik istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; ortak çocuk ...'in beyanlarından kadının çocuklara şiddet uygulamasının önceki yıllarda gerçekleştiği, son yıllarda çocuklara yönelik fiziksel şiddetin yaşanmadığı, yine tanık İlknur'un beyanlarından çocuk ...'in 2009 yılında ameliyat geçirdiği, ameliyat sonrası çocuğu aramadığı, bu olaylar sonrası tarafların birlikteliklerinin devam ettiği, dolayısıyla bu eylemlerin erkek tarafından affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığı, çocuklara fiziki şiddet uygulama ve çocuğu ameliyat olduktan sonra arayıp sormadığı kusurunun kadına yüklenmesi doğru olmadığı, İlk Derece Mahkemesince belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlara göre kadının yine de tam kusurlu olduğuna karar verilmiş ise de; tüm dosya kapsamından kadının annesinin yatağa bağlı ve bakıma muhtaç olduğu, kadının annesi ile ilgilenmesinin vicdani ve ahlaki ödev olduğu, ortak konutun erkeğin de rızası ile kadının kök ailesine ait binanın alt katı olarak belirlendiği, bu haliyle tanık olarak dinlenen çocukların kadının kök ailesi ile vakit geçirdiğine yönelik anlatımlarının kadına kusur olarak yüklenmesinin doğru olmadığı; erkeğin ise hem çalışmak ve hem de okumak niyetiyle tayinini başka bir şehre aldırdığı, başlangıçta ara sıra eve geldiği, erkek tanıkları ortak çocuk beyanlarından da anlaşıldığı üzere sonrasında eve gelmediği, ihtiyaçları için maddî desteğini kestiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-davacı kadın da dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-davacı kadının davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile kadının davasının reddi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının davasının reddi, kusur belirlemesi, yönlerinden BOZULMASINA, erkeğin davasına ve fer'îlerine yönelik yeniden hüküm kurulması gerekli hale geldiğinden kadının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.