"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2023/20 E., 2023/52 K.
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ziynet alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile ziynetlerin aynen iadesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 22.05.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalılar ve vekilleri gelmedi. Karşı taraf davacı ... vekili Avukat ... geldi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1992 yılında evlendiklerini, tarafların evliliğinin boşanma neticesinde sona erdiğini, boşanma hükmünün 11.09.2018 tarihinde kesinleştiğini, tarafların evlenmeleri zamanında davacıya takılan düğün ziynetleri için 16.07.1992 tarihli bir çeyiz senedi düzenlendiğini, bu senette davacıya 11 adet gramese, 10 adet burma bilezik (her biri tahmini 24 gram ağırlığında), 2 metre zincir(çift burmalı ve tahmini 700-800 gram ağırlığında), 2 takım küpe, 5 ufak altın, 1 adette zincirli gerdanlık takıldığını, çehiz senedini davalılar ... ve ...'nin müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, tarafların evlenmelerinin ardından 1-2 yıl sonra davacıya İstanbul'da kalınan evin güvensiz olduğu, Avanos Özkonak kasabasında bulunan davalı ...'a ait evin daha güvenli olduğu ve para kasasının bulunduğu gerekçe gösterilerek altınlarını bu kasaya koymasının istendiği, davacının da altınlarını eşi İlker ile kayın babası ...'a teslim ettiğini, davalı ...'a ait bu evde 2012 yılında bir hırsızlık olayı olduğunu, evde bulunan çelik kasanın soyulduğunu ve davacının tüm altınlarının çalındığını, olay ile ilgili olarak Avanos Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2012/970 Sayılı soruşturma dosyası üzerinden bir soruşturma yürütüldüğünü, ancak suçluların bulunmadığını, şüpheliler arasında davalı ...'in de olduğunu, hırsızlık olan evin anahtarının davalı ...'da ve yedeğinin ise ifadelerden anlaşıldığı üzere davalı ...'de bulunduğunu, kasada ve ev kapılarında herhangi bir zorlama gözlenmediğini, olayın davacı ...'nin İstanbul'da olduğu davalı ...'ın Kozaklı'da kaplıcada, davalı ...'in ise Avanos ve Özkonak'ta olduğunu, davacıya ait ziynetlerin muhafazasını kendi tasarrufunda iken davalıların layıkı ile yerine getiremediklerini ve kendilerinin sorumlu olduklarını belirterek 16.07.1992 tarihli çeyiz senedi başlıklı senette yazılı ve davacıya ait 11 gramese altın, 10 burma bilezik, 2 metre çift burmalı tahmini 700-800 gram ağırlığında altın zincir, 2 takım küpe, 5 adet ufak altın ve zincirli gerdanlıktan oluşan ziynetlerin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde infaz tarihindeki değeri tespit olunarak, davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuki ve maddî temeli olmadığını, dava çeyiz senedi isimli belgeye ve her iki müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı iddiasına dayandırılmış ise de anılan senedin her iki davalı açısından müşterek ve müteselsil sorumluluk doğuracak mahiyette olmadığını, anılan senet incelendiğinde ''Ben Orta Mahalleden ... oğlu ... ve babam ... yukarıda adedi, cinsi ve fiyatı yazılı elliikimilyon liralık ccehizin(yeni evlenmekte olduğum) ...(...'a) ait olduğunu ben ve babam kabul ediyoruz. İleride istenmeyen bir durum zuhur ederse yukarıdaki cehizden hiç bir şekilde hak talep etmeyeceğiz...'' ibare ve ifadelerinin mevcut olduğunu, sunulan belgede müşterek borçlu ve müteselsil kefil beyanı olmadığı gibi hatta adi kefalet sayılan bir ibare beyan ve kabul olmadığını, bu metin ve ibarelere göre davalılara teslim edilen eşya ve ziynet bulunmadığını, tam tersine davalıya teslim edilen eşyaların söz konusu olduğunu, bir an için adi kefalet ilişkisi olduğu kabul edilse bile bu durumda uygulanacak hukuki kuralın adi kefalet hükümleri olduğunu, buna göre davacının; kefil olan babaya başvurabilmesi için borçlunun iflas etmesi veya hakkında yapılan takibin sonucunda kesin aciz belgesi alınması, yahut borçlu aleyhine Türkiye'de takibatın imkansız hale gelmesi veya önemli ölçüde güçleşmesi gerektiğini, dava konusu malların var olduğunun tespit edilemediği için tazminata dönüştüğünü, haksız fiil, saklama, tazminat dahil her türlü zamanaşımı sürelerinin dolduğunun açık olduğunu, davalı ... hakkındaki iftira mahiyetinde olan iddia ve imaları kabul etmediklerini, davalıların koruma ve muhfaza sorumluluğu olmadığını, öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, esasa girilmesi halinde de hukuki ve maddî dayanağı bulunmayan davanın her iki müvekkil yönünden de esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 29.09.2020 tarihli ve 2019/24 Esas, 2020/154 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile, 16.07.1992 tarihli çeyiz senedinde geçen 11 adet gremse altın aynen, olmadığı takdirde infaz tarihindeki toplam değeri karşılığının, 10 adet 20'şer gram 22 ayar burma bilezik aynen, olmadığı takdirde infaz tarihindeki toplam değeri karşılığının, 1 adet 150 gram 22 ayar zincir aynen, olmadığı takdirde infaz tarihindeki toplam değeri karşılığının, 2 takım 10 gram 22 ayar küpe aynen, olmadığı takdirde infaz tarihindeki toplam değeri karşılığının, 5 adet çeyrek altın aynen, olmadığı takdirde infaz tarihindeki toplam değeri karşılığının, 1 adet 50 gram 22 ayar zincirli gendarlık aynen, olmadığı takdirde infaz tarihindeki toplam değeri karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 19.11.2020 tarihli ve 2020/967 Esas, 2020/969 Karar sayılı kararıyla; davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile davalılara, taraflarına teslim edilen ziynetlerin nelerden ibaret olduğu konusunda davacıya yemin önerme hakkının bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi için kararın kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin 02.06.2021 tarihli ve 2020/488 Esas, 2021/279 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile, 16.07.1992 tarihli çeyiz senedinde geçen 11 adet gremse altın aynen, olmadığı takdirde 40.810,00 TL toplam değeri karşılığının, 10 adet 20'şer gram 22 ayar burma bilezik aynen, olmadığı takdirde 43.800,00 TL toplam değeri karşılığının, 1 adet 150 gram 22 ayar zincir aynen, olmadığı takdirde 35.100,00 TL toplam değeri karşılığının, 2 takım 10 gram 22 ayar küpe aynen, olmadığı takdirde 2.340,00 TL toplam değeri karşılığının, 5 adet çeyrek altın aynen, olmadığı takdirde 1.855,00 TL toplam değeri karşılığının, 1 adet 50 gram 22 ayar zincirli gerdanlık aynen, olmadığı takdirde 11.700,00 TL toplam değeri karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili; ziynetlerin infaz tarihindeki bedeline hükmedilmemesi yönünden; davalılar vekili ise hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.12.2021 tarihli ve 2021/1770 Esas, 2021/1778 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin tüm istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili ziynetlerin infaz tarihindeki bedeline hükmedilmemesi yönünden; davalılar vekili ise hükmün tamamı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 27.09.2022 tarihli kararı ile; davacının talebinin davaya konu ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde infaz tarihindeki bedelinin tahsiline ilişkin olup, aynen iadeye karar verildiğinde aynen iadenin mümkün olmaması halinde 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 24 üncü maddesi gereğince işlem yapılacağının tabii bulunmasına ve bu nedenle terditli olan ikinci talepte davacının hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davacının aynen iade talebi gözetilerek ziynet eşyalarının aynen iadesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken mahkemece, talebin dışına çıkılarak dava tarihindeki bedele hükmedilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı yanın usulüne uygun olarak yemin deliline dayanmış olması, yeminin usulüne uygun olarak davacı tarafından eda edilmiş olması, kesin delil niteliğinde olan yemin delili karşısında davacının davasını kesin delil ile ispat etmiş olduğu, bilirkişi tarafından dosyaya sunulan raporlar denetime elverişli bulunarak hükme esas alınabileceği, mahkemenin tarafların talebi ile bağlı olduğu, davacının talebi davaya konu ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde infaz tarihindeki bedelinin tahsiline ilişkin olduğu, bu halde aynen iadeye karar verildiğinde aynen iadenin mümkün olmaması halinde 2004 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesi gereğince işlem yapılabileceği, bu nedenle terditli olan ikinci talepte davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle 11 adet gremse altın, 10 adet 20'şer gram 22 ayar burma bilezik, 1 adet 150 gram 22 ayar zincir, 2 takım 10 gram 22 ayar küpe, 5 adet çeyrek altın, 1 adet 50 gram 22 ayar zincirli gerdanlık yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulü yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasında bozmaya uygun karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 370 inci maddesi ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı, 220 nci, 222 nci, 226 ncı maddeleri; 2004 sayılı Kanun'un 24 üncü maddesi
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL'lik vekâlet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,22.05.2024tarihinde oy birliğiyle karar verildi.