Logo

2. Hukuk Dairesi2023/53 E. 2023/2752 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının Türkiye'de tanınması sonrası, Türk mahkemesinde kusur belirlenmesi ve boşanmanın fer'isi niteliğinde maddi ve manevi tazminat taleplerinin karara bağlanıp bağlanamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkeme kararında kusur belirlemesi yapılmadığı ve bu kararın Türkiye'de tanınmasıyla kesin hüküm oluşturduğu, ayrıca Türk mahkemesinin kesinleşmiş yabancı karar hakkında yeni bir kusur belirlemesi yapamayacağı ve davacı erkeğin de istinafta bulunmadığı hususlar gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/550 E., 2022/2171 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/862 E., 2020/652 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi ile yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesi yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, yararına boşanma fer'îsi niteliğinde maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesi ve maddî tazminat talebinin tefriki kararı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmadığı gibi ilk derece mahkemesi kararını sınırlı olarak istinafa getiren tarafın açıkça istinaf etmediği konularda da temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanmanın fer'î niteliğinde olmayan maddî tazminat talebi yönünden verilen tefrik kararına ilişkin hüküm davacı erkek vekilince istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davacı erkek vekilinin bu yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davacı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının ve ailesinin erkeği hor gördükleri, fiziksel şiddete uğradığı, defalarca evden kovulduğu ve kadının resmi olarak evli iken başka birisi ile nişanlandığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; tarafların boşanmasına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi için açılan davanın sonucunun beklenmesinin gerektiğini belirtmiş, esasa ilişkin ise aleyhe tüm iddiaların asılsız olduğunu belirterek davanın reddi ile kadın lehine yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşanmasına ilişkin Fransa Wienne Yüksek Mahkemesinin 14.12.2016 tarihinde kesinleşen kararının, Eskişehir 3. Aile Mahkemesinin 2017/789 Esas 2018/22 Karar sayılı ilamı ile tanınmasına karar verildiği ve bu kararın da 02.04.2018 tarihinde kesinleştiği, tanımanın, yabancı mahkeme kararına kesin delil veya kesin hüküm vasfını kazandırdığı, tanıma halinde, yabancı ilamın kesin hüküm ve kesin delil etkisi, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade edeceği, diğer bir ifade ile taraflar yabancı mahkeme kararının kesinleştiği anda boşanmış sayılacağı, boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilamında taraflara ilişkin bir kusur belirlemesi yapılmadığına ve artık yabancı mahkeme ilamı Türk mahkemesi bakımından kesin delil ve kesin hüküm gücünü kazandığına göre, eldeki davada kadına kusur yüklenemeyeceği, boşanmaya sebep olan olaylarda kusursuz eş aleyhine maddî ve manevî tazminata karar verilemeyeceği, bu halde erkeğin maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden de değerlendirme yapılma imkanı kalmadığından gerek boşanma talebi gerekse tazminat talepleri açısından davanın konusu kalmadığı gerekçesi ile konusu kalmadığından bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının müvekkil ile henüz evli iken 29.11.2016 tarihinde başka bir kişi ile nişanlandığını, yine Fransa Ülkesine gittikten sonra kadın ve ailesi tarafından aşağılandığı ve fiziksel şiddete uğradığı, davalının ailesi tarafından darp edildiğine dair raporların mevcut olduğunu, müvekkilin evlenebilmek amacıyla 2013 yılında 100.000,00 TL masraf yaptığını, ailesinin bütün birikimini kullandığını, maddî olarak büyük zararlara uğradığını, bu hususların tamamı şahit beyanları ile sabit olduğu halde, müvekkilin darp edildiğine dair raporlar sunulduğu halde Yerel Mahkeme tarafından müvekkilimizin yaşadığı maddî-manevî kayıplar neticesinde lehine tazminata hükmedilmemesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, erkeğin tazminat alma hakları mevcut olduğu halde tazminat taleplerinin reddine karar verildiğini belirterek kusur ve karar verilmeyen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile konusu kalmadığından boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Mahkeme kararı istinaf edilmeyerek kesinleştiğini, tarafların boşanmasına ilişkin Fransa Wienne Yüksek Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli kararının incelenmesinde, taraflar açısından kusur belirlemesi yapılmaksızın Fransa Medeni Kanunun 237 nci ve 238 ... maddeleri gereğince boşanmalarına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, ilgili ilamın Eskişehir 3. Aile Mahkemesinin 2017/789 Esas ve 2018/22 Karar sayılı kararı ile tanımasına ilişkin verilen hükmün 02.04.2018 tarihinde kesinleştiği, yabancı mahkeme kararınında kusura ilişkin bir belirleme olmadığından, artık Mahkemece kesinleşmiş kusur tespiti hakkında yeni bir karar verilmesinin mümkün bulunmadığı, bu hali ile Mahkemece boşanmanın fer'îsi niteliğindeki tazminat talepleri hakkında ret kararı verilmesi gerekir ise de; istinaf edenin sıfatı dikkate alındığında aleyhe karar verilemeyeceğinden sonuç olarak Mahkemenin 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasına dayalı manevî tazminat talebi hakkında verdiği kararın ... olduğuna ilişkin karar vermek gerektiği, ancak Mahkemece 23.05.2019 tarihli celsede, davacı yanın maddî tazminat talebi 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilmeyerek nispi harç için süre verilmiş ve maddî tazminat açısından dava dosyası tefrik edilmiştir. Bu hali ile davacının 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı maddî tazminat talebi bulunmamasına karşın, bu şekilde talebi var gibi değerlendirilerek kesin hüküm oluşturacak şekilde konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesi ... olmamış ve Mahkeme gerekçesinden 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı maddî tazminat talebi hakkında konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin ibarenin çıkarılmasına karar verilerek, davacı yanın bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla Bölge Adliye Mahkemesince de maddî tazminat konusunda karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kısmın çıkartılmasına şeklinde bir karar kurulduğunu, kurulan kararın daha sonrası ve devamında yapılacak işlemlerle ilgili herhangi bir karar verilmediğini, kararın boşanma kararı yönünden karar verilmesine yer olmadığı kararının hukuka uygun olması nedeniyle onanmasına, ancak evlilik birliği içerisinde kadının davranışlarının, sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davranışlar sergilemesi nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması mevcut olduğundan, dava ve cevap dilekçelerinde talep edilen maddî ve manevî tazminat taleplerinin boşanmanın fer'îsi niteliğinde olan maddî ve manevî tazminat talepleri olarak kabul edilmesi ve temyiz incelemesi sonucunda talep edilen maddî ve manevî tazminat taleplerinin iş bu dosyada tefrik edilmeden devam edilmesi yönünden karar verilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, manevî ve maddî tazminat taleplerinin kabulü yönünden temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi ve erkek lehine boşanmanın fer'îsi niteliğindeki tazminata hükmedilme koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 ... maddesi, 182 nci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı erkek vekilinin, maddî tazminat talebinin tefrikine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davacı erkek vekilinin, diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.