"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/713 E., 2023/365 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/248 E., 2022/127 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere, kadının ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkiline silah çekerek tehdit ettiğini, müvekkilini sevmediğini toplum içerisinde söylediğini, hakaret ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, düğünde takılan ziynetlerinin davalı tarafça alındığını ancak iade edilmediğini ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, son olayda kadının eşyaları fırlatıp hakaret etmesi üzerine müvekkilinin davacıyı sakinleştirmeye çalıştığını, şiddet uygulamadığını, bu olaydan sonra aynı eve yaşamaya devam ettiklerini, daha sonradan kadının dava açarak evden planlı bir şekilde ayrıldığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ziynetlerin 2011 yılında evi terk ettiği zaman kadın tarafından götürüldüğünü ve geri döndüğünde bankaya koyduğunu söylediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına sürekli hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, evine bakmadığı, ortak çocuğun okul masraflarını dahi karşılamadığı, ortak çocuk Atilla'nın alınan beyanında erkeğin bahsedilen eylemleri sürekli gerçekleştirdiği ve ayrılmadan önce son olayda kadının boğazına sarıldığında araya girip ayırdığı; kadının erkeğin önceki evliliğinden olan kızlarına karşı kötü sözler sarfettiği, fakat dinlenen komşu beyanlarında kızların da kadına kötü davrandıkları, erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadının kusursuz olduğu, erkeğin kadından altınları alıp geri vermediği de tanık beyanları ile sabit olduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve 1.200,00 TL yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, varlığı ispatlanan 5 adet bilezik yönünden ziynet alacağı davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tazminat ve nafaka miktarları ve reddedilen ziynet alacağının kısmen reddine yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; tanıkların görgüye dayalı beyanlarının olmadığını, kararın gerekçesiz olduğunu, kadının tamamen kusurlu olduğunu, ziynetlere ilişkin tanık beyanları kesinlikle gerçek dışı olup davacının yönlendirmesiyle verildiğini, tarafların düğün yapmadan sadece nikahla evlendiklerini, dolayısıyla kadına müvekkil tarafından nikahta takılan takılar dışında herhangi bir ziynet bulunmadığını, altınların tamamı evlilik süresince davacının zilyetliğinde olduğunu, kusurlu kadının nafaka ve tazminat alamayacağını ve miktarların yüksek olduğunu ileri sürerek boşanma ve fer'ileri ile kabul edilen ziynet alacağı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği ve birlik görevlerini yerine getirmediği; kadının, erkeğin önceki evliliğinden olan kızlarına kötü davrandığı ve onları istemediği vakıasına erkek tarafından dilekçeler teatisinde dayanılmadığı, bu suretle kadına atfı kabil kusurlu bir davranışın ise ispat edilemediği, birliğin sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının dava açmakta haklı olduğu, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, hakkaniyet ilkesi ile dikkate alındığında takdir edilen tazminat miktarlarının az olduğu, kadının dava açmakla ayrı yaşamaya hak kazandığı, çalışmadığı, sürekli ve düzenli bir gelirinin bulunmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına 1.200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası takdirinin isabetli, miktarının da hakkaniyete uygun olduğu, ziynetler yönünden ise; tanık beyanları ile ziynetlerinin davalı tarafından alınarak iade edilmediğinin kabulü gerektiği, bilirkişi raporunda varlığı ispatlanan 5 bilezik dışında tanık beyanları ile bir adet setin de kadına takıldığı, bu durumda Mahkemece ıslah dilekçesine konu ziynetlerin tümü yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekirken sadece beş bileziğin kabulü hatalı olduğu gerekçesi ile kadının istinaf başvurusunun tazminatların miktarları ile ziynet alacağı davası yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın için 50.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, kadın tarafından talep edilen ziynet alacağının kabulü ile her biri 25 gram ağırlığında 5 adet 22 ayar bilezik (değeri 44.000,00 TL) ile 1 adet 22 ayar 100 gram setin (değeri 35.200,00 TL) aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde toplam 79.200,00 TL'nin davalı erkekten alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, kadının sair, erkeğin tüm istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; davalının tam kusurlu sayılmasına rağmen maddî, manevî tazminat ile nafaka miktarlarının düşük belirlendiğini ileri sürerek nafaka ve tazminat miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla boşanma ve fer'îleri ile kabul edilen ziynet alacağı yönünden kararın bozulmasını talep etmiş; Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin ziynet alacağı yönünden temyiz nispi peşin harcının yatırılmadığı, temyiz nispi peşin harcının ikmali için çıkartılan muhtıranın davalı vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davalının bir haftalık süre zarfında temyiz nispi peşin harcını tamamlamadığı, bu sebeple, erkeğin “ziynet alacağı yönünden temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına” karar verilmiştir. Bu karara karşı erkek vekilince temyiz yoluna başvurulmamıştır.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi nazara alınarak 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarları yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ...'ye iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,29.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.