"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/333 E., 2021/753 K.
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde, evlilik birliği içinde davalı adına edinilen 7591 ada 12 parsel 12 nolu bağımsız bölümün satın alması için müvekkilinin bankada bulunan 25.700,00 Dolar ve 700,00 Euro'yu davalıya verdiğini, geri kalan bedel için davalının bankadan kredi çektiğini, kredi ödemelerinin de müvekkilinin katkısı ile yapıldığını, taraflar ayrıldığından beri taşınmazdan davalının yararlandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ecrimisil-kira bedeli olarak 3.000,00 TL'nin, taşınmazın yönünden 45.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; davacı vekili 15.09.2021 tarihli dilekçeyle talep miktarı toplam 75.062,00 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde, taşınmazın alınması için müvekkilinin babası ait aracın satışından elde edilen 22.000,00 TL'nin 16.000,00 TL'sinin kullanıldığını, kalan kısmı için kredi çekildiğini, kredi ödemelerinin de müvekkilinin babası tarafından yapıldığını, davacının hesabındaki paranın müvekkilinin maaşı ile biriken para olduğunu, bu paranın taşınmazın alımında kullanılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.04.2016 tarih ve 2014/541 Esas ve 2016/674 Karar sayılı kararı ile, taşınmazın Halkbank'tan çekilen 47.500,00 TL konut kredisi ve Şekerbank'tan çekilen 36.993,60 TL nakit olmak üzere toplam 84.493,60 TL'ye satın alındığı, Şekerbank'ta bulunan paranın kişisel mal olduğunun ispatlanamadığı, taşınmazın edinilmesinde davalının babasına ait aracın satışından elde edilen 16.000,00 TL'nin kullanıldığı, hesap raporunun denetime elverişli olduğu, hesap raporunda yapılan hesaplama sonucu davalı tarafından Halkbank'tan çekilen kredi için 56.505,87 TL ödeme yapıldığı, kredinin boşanma dava tarihindeki bakiye borç miktarının 23.778,12 TL olduğu, hesaplanan miktara göre 47.500,00 TL tutarındaki kredi için yapılan faiz, masraf ve sair ödemesinin miktarı 56.505,87 - 47.500,00 = 9.005,87 TL, taşınmazın maliyet değerinin 84.493,60 TL + 9.005,87 TL = 93.499,47 TL, davalının kişisel mal varlığı kesiminden edinilmiş mal varlığı kesimine yaptığı katkısının oranı 16.000,00 x100 /93.499,47 TL = % 17,11, taşınmazın tespit edilen 110.000,00 TL değerine göre denkleştirilmesi gerekecek miktarın 110.000,00 x 0,1711 = 18.821.00 TL olduğu, sonuç olarak 110.00,00 TL olarak tespit edilen taşınmaz değerinden davalının kişisel mal varlığı kesiminden yaptığı katkısının karşılığı 18.821,00 TL ile boşanma dava tarihi itibarıyla mevcut borç bakiyesinin mahsubu sonucu artık değerin 110.000,00 – 18.821,00 – 23.778.12 = 67.400,88 TL artık değerin ½'si oranındaki artık değere katılma alacağı miktarının ise 67.400,88 TL/2 = 33.700,44 TL olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüyle, 33.700,44 TL artık değere katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine; davacının ecrimisil ve kira alacağına yönelik talebinin tefrikine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 07.02.2019 tarih ve 2018/16095 Esas, 2019/1118 Karar sayılı ilamı ile, davalının kişisel malı niteliğindeki aracın satışından elde edilen paranın taşınmazın alımında kullanıldığı kabul edilerek denkleştirme yapılmasının doğru olduğu; krediye ilişkin evraklar getirilmeden eksik inceleme ile karar verildiği, kredi sözleşmesi ve kredi borcu ödeme tablosu bankadan getirtilerek, taşınmazın satın alma bedeli, tasfiye (karara en yakın) tarihindeki sürüm (rayiç) değeri ile 33 taksitin evlilik birliği içinde, kalan taksitlerin boşanma dava tarihinden sonra ödendiği dikkate alınarak, evlilik birliği içinde ödenen kredi borcu ile boşanma dava tarihinden sonraya kalan kredi borcu oranları belirlenerek talep miktarı ve tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ele, taşınmazın Halkbank'tan çekilen 47.500,00 TL konut kredisi ve Şekerbank'tan çekilen 36.993,60 TL nakit olmak üzere toplam 84.493,60 TL'ye satın alındığı, Şekerbank'ta bulunan paranın kişisel mal olduğunun ispatlanamadığı, taşınmazın edinilmesinde davalının babasına ait aracın satışından elde edilen 16.000,00 TL'nin kullanıldığı, hesap raporunun denetime elverişli olduğu, hesap raporunda yapılan hesaplama sonucu davalı tarafından Halkbank'tan çekilen kredi için 62.287,00 TL ödeme yapıldığı, taşınmazın maliyet değerinin 99.280,94 TL olduğu, boşanma dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin oranının %26,14, davalının kişisel mal varlığı kesiminden edinilmiş mal varlığı kesimine yaptığı katkısının oranı 16.000,00 x100 / 99.280,94 TL = % 16,11, davalı lehine yapılacak toplam denkleştirme oranının % 42,25, davacının katılma alacağı oranının (100-42,50)/2= %28,87, taşınmazın tespit edilen güncel değerinin 260.000,00 TL olduğu, sonuç olarak 260.000,00x%28,87= 75.062,00 TL katılma alacağının bulunduğu, davalının ilk kararda verilen 33.700,44 TL'yi ödediği, bu miktarın mahsup edilmesi gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulüyle 41.361,56 TL alacağın karar tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde, bozma öncesi kararda hükmedilen 33.700,44 TL ve dava masrafları olmak üzere toplam 39.700,00 TL'nin davacıya 24.06.2016 tarihinde ödendiğini, yapılan ödemenin taşınmazın güncel değerindeki oranlaması yapılarak düşülmesi gerektiğini, müvekkilinin 2016 yılındaki taşınmazın değerine göre ödeme yaptığını, taşınmazın 2021 yılı değerine göre hesaplama yapılan alacaktan düşülmesinin hukuka, vicdana ve kamu düzenine aykırı olduğunu, davacının taşınmazın alınmasına katkısının olmadığını, müvekkilinin birikimlerinin dikkate alınmadığını, kredi taksitlerini müvekkilinin babasının ödediğini, müvekkilinin hesabından paranın davacı tarafından çekildiğini, çekilen bu paranın hesaplama düşülmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kişisel mal denkleştirmesi, mahsup, alacak miktarı noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 176 ncı maddesi ve devamı, 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 40 ıncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz eden davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
İş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.