Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5526 E. 2023/4771 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusurun kimde olduğu, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminat miktarlarının uygunluğu ve faiz başlangıcı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler gözetilerek, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle bozma kapsamı dışında kalan kısımlar onanmak suretiyle, karar, tazminat miktarı yönünden bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1681 E., 2023/247 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 17. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/926 E., 2020/819 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek ve katılma yoluyla davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin çok uzun süredir evlilik birliğinin kendisine yüklediği maddî ve manevî sorumlulukları yerine getirmeyi ihmal ettiğini, sevgi ve anlayıştan uzak davranışlar sergilediğini, müvekkiline bir çok kez fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ve küfürler ettiğini, hem müvekkiline hem de ortak çocuklara tehdit, küfür ve hakaretler içeren mesajlar gönderdiğini, lenfoma olan kızının hastalığında ilgilenmediğini, gelirini gizlediğini, evi terk edip uzun süredir başka şehirde yaşamını sürdürdüğünü, ayda bir eve gelen davalının eve gelişlerinin daha da seyrekleştiğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, ekonomik, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, son olayda müvekkilinin davalının tehdit ve hakaret içeren mesajları sebebiyle tedirgin olduğundan davalının yazlığa gelmemesini istediği halde davalının gelerek olumsuz tavırlarını sürdürdüğünü, müvekkilinin anne ve babasına küfür ederken müvekkilini de tehdit ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebi ile boşanmalarına, 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile faizi ile 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı kadının boşanmaya yanaşmadığını, davacının gece yarası yattığı odanın kapısını tekmelemesi ve yüksek sesle bağırması sonucu çıkan tartışmada davacıyı geriye doğru ittirdiğini belirterek boşanmalarına, davacının feri taleplerinin reddine ve 1,00 TL manevî tazminata karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dayanılan vakıaların ispat durumuna göre hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine dayanarak açılan davanın ispatlanamaması nedeni ile reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayanılarak açılan davada ise davalı erkeğin yasal süreden sonra davaya cevap vermesi nedeniyle tanık dinletme talebinin reddedildiği, davacı tarafın sunduğu deliller ve tanık beyanları ile davalı erkeğin ortak haneyi terkedip gitmesi, davacı kadın ile ilgilenmemesi, "benim hayatımda başka bir kadın var, ben artık gelmek istemiyorum" diyerek sadakat yükümlülüğünü ihlal etmesi, ortak kızlarının tedavisi sonrası Kuşadası'nda çıkan tartışma sırasında eşine fiziki şiddet uygulaması, koro çalışmalarına başlayan eşine "sesin karga gibi sen onu da beceremezsin" diyerek aşağılayarak psikolojik şiddet uygulaması, birlik yükümlülüklerini yerine getirmemesi, hakaret, küfür ve tehdit etmesi şeklindeki tam kusurlu davranışları sonucunda evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmelerini olanaksız kılacak biçimde temelinden sarsıldığı gerekçesi ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı kadının emekli olması nedeniyle sabit geliri bulunduğundan tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların gelir ve ihtiyaçları, ödeme güçleri, paranın satın alma gücü, genel ekonomik esaslar ile hak ve nesafet ilkeleri nazara alınarak davacının boşanmakla zedelenen ekonomik menfaatleri ile davalının boşanmaya sebep olan eylemlerinin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte bulunması sebebiyle 80.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınıp davacı kadına verilmesine, davalı erkeğin süresinden sonra verdiği cevap dilekçesindeki manevî tazminat talebinin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili; davalı erkeğin kusurlu davranışlarının ispatlandığını, hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğunu ve tazminatlara kesinleşmeden itibaren faiz işletilmesinin yerinde olmadığını belirterek; tazminat miktarları ve faiz başlangıcı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı erkek, boşanmayı gerektirecek ciddi somut şartların oluşmadığını, ölçüsüz tazminat hükmedildiğini, ceza kararının henüz kesinleşmediğini belirterek; davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesinde, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren, olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı nazara alınarak maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatların miktarında, boşanmanın eki niteliğindeki maddî ve manevî tazminatlar “Boşanma hükmünün kesinleşmesi” ile muaccel (ödenir) hale geleceğinden davacı kadın yararına hükmolunan tazminatlar için faiz başlangıç tarihinin boşanma hükmünün kesinleşme tarihi olarak belirlenmesinde her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek ve katılma yoluyla davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı erkek; kendisine savunma hakkı verilmediğini, tanık göstermesine izin verilmediğini, evliliğin sonuçlandırılmasını gerektirir şartlar oluşmadığı halde boşanmaya ve aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verildiğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı kadın vekili katılma yoluyla; davalının istinaf talebinin süresinde olmadığını, davalı erkeğin kusurlu davranışlarının ispatlandığını, hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğunu ve tazminatlara kesinleşmeden itibaren faiz işletilmesinin yerinde olmadığını belirterek; tazminat miktarları ve faiz başlangıcı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü, maddî ve manevî tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı ve tazminatlara uygulanan faiz başlangıcının doğru hükmedilip hükmedilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Borçlar Kanunu`nun (6098 sayılı Kanun) 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarı azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,

3. Davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.