Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5577 E. 2024/5736 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası kapsamında katkı payı alacağı isteminin miktarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun bulunarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/503 E., 2022/719 K.

KARAR : Kabul - Ek karar: Hükmün tamamlanması

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen katkı payı alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne ve 14.12.2022 tarihli ek kararla hükmün tamamlanmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin evlilik birliği boyunca tüm kazancını davalıya verdiğini, bu kazançlarla davalı adına 562 ada 107 parsel sayılı arsanın 1973 yılında satın alındığını, bu arsa üzerine 1979 yılında 5 katlı bina yaptıklarını, taşınmazda 8 adet bağımsız bölüm bulunduğunu, aile konutu olarak kullanılan bağımsız bölüm dışındakilerin davalı tarafından kiraya verilerek kira geliri elde edildiğini, ayrıca tüm bedeli müvekkili tarafından ödenen 213 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölümün de 1992 yılında davalı adına edinildiğini, davalı adına Halkbankası hesabında bulunan paradan kaynaklı da müvekkilinin hakkı olduğunu belirterek, davalı adına kayıtlı taşınmazların değerinin, bu taşınmazlardan elde edilen kiraların ve yine ortak tasarrufların dava tarihi itibari ile hesaplanarak şimdilik 60.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili 15.06.2017 tarihli dilekçesinde; talep miktarını toplam 594.463,00 TL'ye yükselterek, alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

3. Davacı kadın vekili 21.11.2017 tarihli (13) nolu celsede; katılma alacağı yönünden taleplerini atiye bıraktıklarını beyan etmiş, aynı celsede davalı erkek vekili atiye bırakmaya itirazlarının olmadığını beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin Almanya'da restoran işlettiğini, kazancının yüksek olduğunu, 562 ada 107 parsel sayılı arsayı müvekkili ve kardeşlerinin 4 eşit hisse ile satın alarak üzerine bina yaptıklarını, müvekkilinin binadaki 3 dairenin kirasını aldığını, müvekkilinin gelirinin davacıdan hep fazla olduğunu, davacının vasıfsız eleman olarak düşük ücretlerle çalıştığını, davacının taşınmazların alınmasına katkısının olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 21.11.2017 tarih ve 2014/463 Esas, 2017/853 Karar sayılı kararı ile; davacı kadının 09.06.1971-17.04.2012 tarihleri arasında elde ettiği gelirinin 4/6'sını tasarruf edebileceği, davalı erkeğin de 18.09.1972-17.04.2012 tarihleri arasında elde ettiği gelirinin 2/6'sini tasarruf edebileceği, buna göre davacı kadının % 58,55 katkı payı oranı bulunduğu, 562 ada 107 parsel sayılı taşınmaz yönünden 454.462,70 TL, 213 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölüm yönünden 50.000,40 TL davacının katkı payı alacağı olduğu, davacının katılma alacağı talebini de atiye bıraktığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 60.000,00 TL katkı payı alacağının 09.06.2014 dava, 444.463,00 TL katkı payı alacağının da 15.06.2017 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline, katılma alacağı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 12.12.2019 tarih ve 2018/661 Esas, 2019/2021 Karar sayılı kararı ile; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 27.04.2021 tarih ve 2020/3382 Esas, 2021/3907 Karar sayılı kararı ile; tasfiye konusu 562 ada 107 parsel sayılı taşınmazın arsa hissesi olarak 1973 yılında satın alındığı, üzerine inşa edilen binanın 1985 yılında bitirildiği, diğer tasfiye konusu 213 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölümün ise 1992 yılında davalı erkek adına satın alındığı, evlilik birliği içerisinde davacının ve davalının sürekli ve düzenli gelir elde ettiklerinin sabit olduğu, Mahkemenin davacının söz konusu taşınmazlar yönünden katkı payı alacağı olduğuna dair kabulü yerinde ise de, hükme esas alınan hesap bilirkişi heyet raporu incelendiğinde gelirlerin yöntemince dikkate alınmadığı, tarafların evlilik tarihi 1968 yılından boşanma dava tarihi olan 2012 yılına kadar gelirler toplamı üzerinden hesap yapılıp katkı oranı belirlenmesi ve bu katkı oranına istinaden katkı payı alacağının tespitinin hatalı olduğu; Mahkemece, tarafların evlilik tarihinden taşınmazların edinme tarihlerine kadar olan süre nazara alınarak tarafların elde ettiği gelirleri toplamı üzerinden Daire'nin açıklanan yerleşmiş ilke ve esaslarına uygun şekilde davacının katkı payı alacağı miktarının belirlenmesi gerektiği belirtilerek davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma kapsamı dışındaki davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde bozma ilamında belirtilen ilkeler çerçevesinde yeniden hesaplama yaptırılıp bilirkişi raporu alındığı, 11.05.2022 tarihli ek bilirkişi raporuna göre 562 ada 107 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacının katkı payı oranının % 52, 213 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölüm yönünden % 57 olarak tespit edildiği, belirlenen bu orana göre davacının 562 ada 107 parsel sayılı taşınmaz yönünden 403.065,00 TL, 213 ada 1 parsel 10 nolu bağımsız bölüm yönünden 48.735,00 TL katkı payı alacağı olmak üzere toplam 451.800,00 TL katkı payı alacağı olduğu, davacının katılma alacağı talebini atiye bıraktığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile 451.800,00 TL katkı payı alacağının 60.000,00 TL'sinin dava, geriye kalan 391.800,00 TL'sinin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, katılma alacağı hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesince 14.12.2022 tarihli ek karar ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 305 inci maddesi uyarınca hükmün yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden tamamlanmasına karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepler

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davacının iddialarını ispatlayamadığını, davacının tanıklarının beyanlarının yeterli olmadığını, davacının katkısının ispatlaması gerektiğini, bilirkişi raporlarının yetersiz olduğunu, taşınmaz değerlerinin hatalı belirlendiğini, müvekkilinin kendi kazancının taşınmazları almaya yettiğini, davacının alacağından aldığı kira gelirlerinin mahsup edilmesi gerektiğini, tasarruf oranlarının soyut ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, katılma alacağı yönünden açılmış bir dava olmamasına rağmen atiye bırakıldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, katkının ispatı, katkı payı oranı, talep, eksik inceleme bulunup bulunmadığı ve usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 5 inci maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası; 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.