"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1027 E., 2022/69 K.
KARAR : Kısmen kabul kısmen ret
Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; tarafların aile konutu olarak kullandıkları 182 ada 3 parsel 15-16 nolu bağımsız bölüm, davalıya ait Yapı Kredi Bankası A.Ş.'de bulunan mevduat hesabı, davalının ortağı olduğu ... Cam Plastik İnşaat ve Doğrama San. Tic. Ltd. Şti.'deki hisse ve davalıya ait diğer taşınmazlar, araç ve banka mevduat hesaplarının tespiti ile bunlar üzerindeki müvekkilinin katılma alacağının tespitiyle, tasfiye sonucunda ortaya çıkacak bilirkişi incelemeleri neticesinde tespit edilecek gerçek alacakla ilgili fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacağın tasfiyenin sona ermesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 12.06.2014 tarihli dilekçesi ile talep miktarını toplam 262.500,00 TL'ye; 21.10.2022 tarihli dilekçesi ile 1.830.666,30 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; taşınmazların bedelinin şirketin tüm ödemelerinin müvekkilinin babası tarafından yapıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 27.05.2016 tarih ve 2013/146 Esas, 2016/460 Karar sayılı kararı ile; davalının şirket hisselerinin boşanma davasından kısa süre önce devrettiğinden alacağın azaltma kastıyla devri yapıldığının kabul edildiği, 182 ada 3 parsel 15-16 nolu bağımsız bölümlerin şirkete ait olduğu, taşınmazların edinme bedelinin davalının babası tarafından ödendiğinin ispatlanamadığı, davalının şirketteki hissesinin % 50 olması nedeniyle şirket adına kayıtlı taşınmazların güncel değerinin şirket hissesi oranındaki değerinin yarısı olan 448.500,00 TL davacının katılma alacağı bulunduğu, taleple bağlı kalınarak karar verildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 262.500,00 TL alacağın tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili vekâlet ücreti yönünden ve davalı erkek vekili esas yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 02.10.2018 tarih ve 2016/16836 Esas, 2018/16626 Karar sayılı kararı ile; 182 ada 3 parsel 15-16 nolu bağımsız bölümlerin davalı adına değil şirket adına tapuda kayıtlı bulunduğundan şirketten bağımsız olarak tasfiyesi mümkün olmadığı, Mahkemece öncelikle tasfiyeye konu edilen şirketin mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihi itibariyle sürüm (rayiç) değeri belirlenmesi gerektiği, bulunacak bu değerin TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) göz önünde bulundurularak tasfiye (karar) tarihindeki sürüm (rayiç) değeri bulunması gerektiği, tasfiye tarihi itibariyle şirketin sürüm (rayiç) değeri içinde davalının hissesi olan %50'ye karşılık gelen miktarın yarısının davacının katılma alacağı olacağı, davacının talep miktarı ve tarafların usuli kazanılmış hakları dikkate alınarak ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve değerlendirmeyle şirkete ait taşınmazlardan alacağa hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek davalı erkek vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre davacı kadın vekilinin vekâlet ücretine yönelik temyiz itrazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının şirket hisse değerinin Ağustos/2011 tarihinde değerinin 659.415,00 TL olduğu, yarısı oranında davacının 329.707,50 TL katılma alacağı olacağı, bu miktarın TÜFE oranlarına göre Eylül/2022 tarihinde karşılığının 1.829,477,31 TL olacağı, banka hesabı yönünden ilk kararda karar verilmediği, bu yönde bir bozma da olmadığı, davacı tarafça bu yönde kararın temyiz edilmediği, davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hakkın gözetilerek karar verildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 262.500,00 TL katılma alacağının tahsiline, fazla talebin (1.568.166,30 TL) reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; usuli kazanılmış hak oluşmadığını, bozmadan önce ıslah bulunmadığını, davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğunu, müvekkili aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti miktarı ile de müvekkilinin hakkının gasp edildiğini, aksi halde dahi ilk karar kabul edilen miktarın güncel değerinin hükmedilmesi gerektiğini, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin hatalı belirlendiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişi raporları arasında çelişki olduğunu, taşınmazlarının bedelinin müvekkilinin babası tarafından ödendiğini, taşınmazların borçlanılarak alındığını, şirketin kazancı olmadığının tespit edildiğini, bu durumda taşınmazların bedelinin şirket tarafından ödenmesinin mümkün olmadığını, edinilmiş mal bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın türü, ıslah, usuli kazanılmış hak, vekâlet ücretinin miktarı, şirket değerinin belirlenmesi, denkleştirme noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 31 nci maddesi, 33 üncü maddesi, 107 nci maddesi, 177 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi, 326 ncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun (1136 sayılı Kanun) 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin (AAÜT) 13 üncü maddesi; 4721 sayılıTürk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekilleri yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
12.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.