"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/432 E., 2023/1156 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yalvaç Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/418 E., 2021/677 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı erkek tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekilince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar ilk 1-2 ay hiçbir sorun yaşamadığını fakat sonraki zamanlarda davalı, sebepsiz yere müvekkille konuşmamaya surat asmaya başladığını, müvekkil sorunun ne olduğunu sorduğunda ise "Bir şey yok" diyerek geçiştirdiğini, müvekkil 24 saat (nöbet usulü) esasına göre çalışmakta ve sabah 9'da eve gelmekte olduğunu, müvekkil işten yorgun argın ve karnı aç olarak eve gelmesine rağmen davalı müvekkile kahvaltı hazırlamak bir yana uyumaya devam ettiğini, taraflar evlendikten 10 ay kadar sonra davacı müvekkilin Yalvaç ilçesine tayin çıktığını, kadının Yalvaç'a gelmek istemediğini ifade ettiğini, davalı tarafın sık sık evi terk etmek,çocuğu göstermediğini, huzursuzluk çıkarmak, sevgi ve saygı göstermek şeklinde tezahür eden ağır kusurlu davranışıyla evlilik birliği temelden sarsılmış olduğunu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacı müvekkile ödenmesine, müşterek çocuğun velayetinin davacı müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde, kadının,davacıyı nöbetlerine giderken ya da geldiğinde her zaman kahvaltısını hazırladığını, iddia ettiği şekilde de hiçbir zaman uyumadığını,erkeğin habersiz tayın istediğini, ayrı yaşanılan süre zarfında davacı herhangi bir maddi yardım yapmadığından davacı kendisine defalarca şiddet uygulandığını, davacı Yalvaç Devlet Hastanesinde çalışmakta olup geliri iyi olduğunu, davacı tek maaşla geçinmenin zor olduğunu söylediği için kendisi de lisans mezunu olduğunu ve çalışıp yardımcı olmak istediğini, davacı buna şiddetle karşı çıktığını, evlilik birliğinde kendisine düşen bütün sorumlulukları yaptığını, davacının dava dilekçesinde belirttiği iddialar soyut ve gerçeklikten uzak olduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesini, 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden başlayarak yasal faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesini, 6 adet 24 ayar 25 gramlık bilezik ve 1 adet zincirli 22 ayar kolye ve ucunda gramse büyük altının aynen iadesini, mümkün değilse dava tarihinden başlayarak yasal faizi ile bedelinin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı kadının haber vermeden müşterek haneyi terk etmesi ve uzun süre geri gelmemesi, müşterek çocuğu babaya göstermemesi; davacı kocanın ise taraflar için ayrı bir hane tutmaması, tayinini eşiyle görüşmeden Yalvaç'a çıkartmış olması sebebiyle tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle favanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki kurulmasına,velayeti davalı anneye verilen küçük Mevlüt Yiğit Ağralı lehine dava tarihinden itibaren aylık 300,00 TL, tedbir nafakasının davacıdan alınarak müşterek çocuğa velayeten davalı anneye verilmesine, işbu nafakaların boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte iştirak nafakası olarak devamına, davalının lisans mezunu olması ve istediği zaman iş bulabilecek potansiyelde olması sebepleriyle yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların maddi ve manevi tazminat taleplerinin tarafların boşanma davasında eşit kusurlu görülmesi sebebiyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının davasını ispat edemediğini, evlilikte davacının tam kusurlu olduğunu beyanla; kusur belirlemesi, müşterek çocuk lehine hükmolunan iştirak nafakasının miktarı, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 27.07.2017 tarihinde evlendikleri, 14.07.2018 doğumlu bir çocuklarının olduğu, başlangıçta Dinar'da oturdukları, davacı erkeğin sağlık memuru olduğu, eşine haber vermeksizin ve onayını almadan tayin isteyerek tayinini ailesinin yakınında olan Yalvaç Devlet Hastanesi'ne çıkarttığı, eşinden habersiz tayin talep emesi nedeniyle taraflar arasında tartışma yaşandığı ancak sonrasında kadının bu durumu kabullenerek eşi ile birlikte gitmeyi kabul ettiği, ancak davacı erkeğin Yalvaç'ta ayrı ev açmak yerine ailesinini köyünde ailesi ile birlikte yaşamayı tercih ettiği manevi bağımsızlığı olmayan ayrı bir konut temin etmediği, bu arada çıkan tartışmalar nedeniyle iki kez kadını evden kovduğu, bir kez kovmasına davalı kadının annesinin de tanık olduğu, kovma nedeniyle tarafların bir süre ayrı yaşadıkları ancak kadının kocayı affederek geri döndüğü bu sebeple kadına sık sık evi terk etme kusurunun yüklenmeyeceği, davalı kadının KPSS sınavlarına girmek istediği kocanın kadının sınava girmesini ve çalışması istemediği bu sebeple tartışma sırasında kocanın tekrar kadının kovması nedeniyle kadının çocuğu ile birlikte baba evine döndüğü, ayrılık döneminde kocanın çocuk için maddi destekte bulunmadığı, kadının da baba ile çocuğun görüşmesi konusunda sorun çıkardığı ve eldeki davanın açıldığı anlaşıldığı, erkeğin istinaf edilmeyerek kesinleşen " bağımsız konut etmemesi ve tayinini eşiyle görüşmeden Yalvaç'a çıkartmış olması" kusurları yanında, "kadının sınava girmesini ve çalışmasını istememesi, kadını kovması ve ayrılık döneminde çocuk için maddi destekte bulunmaması" nedenleriyle de kusurlu olup evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu, kadının ise ayrılık döneminde " davacı baba ile ortak çocuğun görüşmesi konusunda sorun çıkarması" nedeniyle daha az kusurlu olduğu anlaşılmakla davalı kadının kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakası ile tazminatlara ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, kusur gerekçesinin düzeltilmesine yeniden esas hakkında hüküm tesisi ile; kadın yararına 35.000,00 TL maddi, 35.000,00 TL manevi tazminat ile aylık 750.00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuk lehine aylık 750,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilikte davalının tam kusurlu olduğunu, Denizli Adliyesinde hizmetli kadrosunda sürekli gelir getiren bir işte çalışmaya başladığını, bu husus araştırılmadan, en azından SGK kayıtlarına dahi bakılmadan eksik inceleme ile ileriye yönelik olarak yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla; kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; açılan boşanma davasında kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve miktarlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Kanun 50 ve 51 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep edenin boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin belirlenmesi gerekir. İlk Derece Mahkemesince yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırması tutanaklarında erkeğin hastanede sağlık memuru olarak çalıştığı, kadının ise ev hanımı olduğu belirtilmiş, İlk Derece Mahkemesince kadının lisans mezunu olması ve istediği zaman iş bulabilecek potansiyelde olması sebebiyle yoksulluk nafakası talebi reddedilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince ise kadının ev hanımı olması, daimi bir işte çalışmaması ve gelirinin bulunmaması gerekçesiyle kadın yararına yoksuluk nafakasına hükmedilmiş ise de erkek tarafından verilen temyiz dilekçesinde kadının KPSS’yi kazanarak Denizli Adliyesinde hizmetli kadrosunda işe başladığı ifade edilmiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında kadının işi ve düzenli bir gelirinin olup olmadığı hususunda çelişki söz konusudur. O halde, Mahkemece yeniden usulünce tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının SGK kayıtları da dikkate alınarak etraflıca araştırılarak, kadının sürekli ve düzenli bir işte çalışıp çalışmadığının, çalıştığının tespit edilmesi halinde, çalışması karşılığında elde ettiği gelirin düzenli ve sürekli olup olmadığının, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığının belirlenerek sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına BOZULMASINA,
2.Davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.