Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5685 E. 2024/4399 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, varsa kusurun kimde olduğu ve boşanmaya karar verilip verilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek, davalı kadın vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/507 E., 2023/1322 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Antalya 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/202 E., 2022/5 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin başvurusunun kabulü ile, boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, çeşitli bahanelerle müvekkilini karakola şikayet ettiğini, pervasız ve vurdumduymaz hareketlerinin, hakaret ve söylemlerinin müvekkilinin tahammül sınırlarını zorladığını, ayrıca iftiralar ile müvekkili için evliliği çekilmez hale getirdiğini, müvekkilinin ailesi ile görüşmek istemediğini, müvekkilini sadakatsizlik ile suçladığını, aşırı kıskanç olduğunu, müvekkilinin aldığı erzakları çöpe attığını, çamaşırlarını yıkamadığını, zamanın çoğunu yatarak ve uyuyarak geçirdiğini, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukların hiç birini yerine getirmediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili yararına 200.000,00 TL maddî 200.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini, ortak çocukların her biri için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, davacı erkeğin kötü hayat sürdüğünü, evin kazancını gereksiz yerlere harcadığını evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde davacı erkeğin kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı kadına karşı şiddet uyguladığı, başka kadınlarla mensup olduğu sosyo-kültürel topluma aykırı bir şekilde telefon görüşmeleri yaptığı, eve ekmek alırken dahi sorun çıkardığı, davalı kadının ailesinden gelen miras parası ile mevcut seraları alıp kiraya verdiği ve buradan gelir elde ettiği, geçimsizliğin meydana gelmesinde az da olsa davalı kadının kusurunun ispat edilemediği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen davanın tümü yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş ise de; dinelenen tanık beyanları ve tüm dosya kasamına göre tarafların 4 çocuklarının olduğu, çocuklardan ...'in geçirdiği kaza nedeniyle engelli olduğu, tarafların maddî konularda sürekli tartıştıkları, erkeğin 2013-2014 yıllarında başka bir kadınla mesajlaşması sonucunda tarafların tartıştıkları bu olaydan sonra 3 ay ayrı yaşadıkları sonrasında erkeğin tekrar eve döndüğü ancak aynı evde yaşasalar da birbirleriyle konuşmadıkları, 2013-2014 yıllarından beri küs yaşadıkları, son olayda ise tarafların tekrar tarıştıkları erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı bunun üzerine kadının uzaklaştırma kararı aldığı, erkeğin de eldeki davayı açtığı, tarafların evlilik birliği boyunca sürekli olarak maddî meseleler yüzünden tartıştıkları bu tartışmalar sırasında kadının, erkeğe yönelik hakeret içerikli kışkırtıcı sözler sarfettiği, engelli çocuğu kastederek "kösnüğüne bak" "boynuzlu" şeklinde küçültücü ve hakaret içeren sözleri olduğu, davacı erkeğin, 2013-2014 yıllarında başka kadınla mesajlaşarak güven sarsıcı davranış içine girmesinden sonra kadının erkeği eve aldığı sabit ise de o tarihten itibaren evde birbirleriyle konuşmayıp küs yaşadıkları, sürekli tartıştıkları bu sebeple kadının erkeği gerçekten affetmediği, gerçek bir affın söz konusu olmadığı anlaşılmıştır. Gerçekleşen kusur durumuna göre davacı erkeğin başka kadınla mesajlaşarak güven sarsıcı davranış içine girdiği, tarafların 2013-2014 yıllarından beri küs yaşadıkları, sürekli maddî konularda tartıştıkları, erkeğin evin giderlerine katılmaktan kaçındığı, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise erkeğe yönelik hakaret içerikli kışkırtıcı sözler sarf ettiği, engelli çocuğu kastederek "kösnüğüne bak" "boynuzlu" şeklinde küçültücü ve hakaret içeren sözleri olduğu, tespit edilen kusurlu davranışlara göre evlilik birliğinin onarılamayacak şekilde ve evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, güven sarsıcı davranış içinde olan, birlik görevlerini ihmal eden ve fiziksel şiddet uygulayan erkeğin kadına göre daha ağır kusurlu olduğu, kadının da az kusurlu olduğu, ağır kusurlu erkek eşin tazminat talebinin reddedilmesi gerektiği, çocukların karar tarihi itibariyle reşit olduğu gerekçesiyle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkek eşin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olması nedeniyle tazminat taleplerinin reddine, ortak çocukların karar tarihi itibariyle ergin olduğundan velâyet hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kabul edilen davanın tümü yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.