"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/327 E., 2023/612 K.
KARAR : Kararın düzeltilerek esas hakkında hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 20. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/1017 E., 2022/64 K.
Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne ve tedbir nafakasının açılan davanın kabülüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davanın reddine, davanın kabulüne karar verilmesi durumunda müvekkil için 500,00 TL olan nafakanın artırılarak 750,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesine, daha sonra yoksulluk nafakası olarak devam etmesine, müvekkil lehine 75.000 TL maddî, 75.000 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve beyan etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı erkeğin davalı kadına şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, alkol kullandığı ve güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davalı kadının ise temizlik takıntısı sebebiyle davacı erkeğe küçük düşürücü eylemlerde bulunduğu, davalı kadına 20.10.2015 tarihinde hemoroidektomi ameliyatı yapıldığı ve bunun sebebinin davacı erkek olduğu hususunun tam olarak söz konusu rapordan anlaşılamaması sebebiyle fiili livata vakıasının davacı erkeğe kusur olarak yüklenmediği, 22.04.2021 tarihli celse süresi içinde tanık listesi sunmayan davalı vekilinin hazır ettiği tanığının dinlenmesine dair ara karar kurulduğu, tüm dosya kapsamı ile görgüye dayalı tanık beyanları hükme esas alınarak davalı kadının az kusurlu, davacı erkeğin ağır kusurlu olduğuna kanaat getirildiği gerekçesi ile asıl dava bakımından davanın kabulüne, kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın için 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, bağımsız dava bakımından 500.00 TL tedbir nafakasının 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur, kadın lehine verilen maddî-manevî tazminatlar ve verilen tedbir ve yoksulluk nafakalarının yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur, davanın kabulü, davalı lehine verilen tazminat ve nafaka miktarlarının yetersizliği gerekçeleriyle istinaf edilmiş ve kendi davalarının kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, Ankara 2. Aile Mahkemesi'nin 2016/273 Esas ve 2017/310 Karar sayılı konusu tedbir nafakası olan dava dosyasında dosya davalısı erkeğin "alkol alışkanlığı nedeniyle tartışma çıkartmak, eşine karşı ilgisizlik, eve geç gelmek ve bir yılı aşkın süre önce ortak konutu terk etmek eylemlerinden dolayı kusurlu bulunduğu ve kararın 01.06.2017 tarihinde kesinleştiği dikkate alındığında usulünce dayanılan ve tedbir nafakası dosyasında kesinleşen bu kusurlu eylemlerinde davacı erkeğe kusur olarak eklenmesi, erkek aleyhine verdiği güven sarsıcı davranış eyleminin ise ispatlanmadığı, tanık olarak ifade veren ortak kızın arabada ruj lekeli pike bulmasının tek başına ispata elverişli olmadığı anlaşılmakla erkek aleyhine kusur belirlemesinden çıkarılması gerektiği, tarafların ispatlanmış kusurları dikkate alındığında erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşılmakla mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen davalı kadın lehine maddî tazminat verilmesinde yanlışlık bulunmamış ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve kusur durumu dikkate alındığında maddî tazminat miktarı yetersiz olduğu, davalı kadının talebi aylık 750,00 TL tedbir nafakası olmasına rağmen talebin aşılarak aylık 1.000,00 TL'ye karar verilmesi doğru olmadığı, nafakalara ÜFE/TÜFE oranında artış talep edilmiş olup son yıllarda ÜFE oranlarındaki olağanüstü artışın hak kaybına yol açabileceği bu nedenle TÜFE oranında artış uygulanması gerektiği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına 35.000,00 TL maddî tazminata, 25.000,00 TL manevî tazminata, aylık 750,00 TL tedbir nafakasının davacıdan tahsiline ve nafakalardaki artış oranının da TÜFE olarak belirlenmesine, tarafların diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur, kadın lehine verilen maddî-manevî tazminatlar ve verilen tedbir ve yoksulluk nafakalarının yerinde olmadığı belirtilerek temyiz edilmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur, davanın kabulü, davalı lehine verilen tazminat ve nafaka miktarlarının yetersiz olduğu belirtilerek tamamına yönelik temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada, davacı erkeğin yargılamanın devamı sırasında boşanma henüz kesinleşmeden vefat etmesi sebebiyle davanın konusuz kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı, 331 inci maddesinin birinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 6 ıncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
Somut uyuşmazlıkta nüfus kaydına göre, davacı-davalı erkeğin boşanma kararı verilmesinden sonra, hüküm henüz kesinleşmeden 09.07.2023 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda evlilik ölümle sona ermiş, boşanma davası konusuz kalmıştır. Davacı mirasçılarının 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası yönünden davaya devam etme hakkı bulunmaktadır. Bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple,
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgilililere iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...