Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5882 E. 2024/5700 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ziynet eşyalarının iadesine ilişkin alacak davasında, davacı kadının ziynet eşyalarının davalı tarafta olduğu iddiasını ispat edip edemediği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının ziynet eşyalarının davalı tarafta olduğunu somut ve görgüye dayalı delillerle ispatlayamadığı, tanık beyanlarının ise duyuma dayalı olduğu gerekçesiyle davacı kadının ziynet alacağı davasının reddine dair istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1402 E., 2023/637 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Büyükçekmece 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/735 E., 2020/255 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davada davalı erkeğin ölümü nedeniyle evlilik ölümle sona ermekle boşanma davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmiştir.

Kararın dahili davalılar tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı ile 07.05.2017 tarihinde evlendiklerini, çocuklarının olmadığını, ilk evlendiklerinde aralarında sorun olmadığını, sonraki dönemlerde davalının belinde tümör çıktığını ve hastaneye yattığını, kendisi öğretmen olduğu için işi bırakarak davacının yanında refakatçi olarak kalmaya başladığını, ancak davalı erkeğin ailesinin de hastaneye gelip kendisine baskı uyguladıklarını, davalının da ailesinin etkisinde kalıp kendisine hakaret ve tehditler ettiğini ve ailesinin yanına gitmesini söylediğini, davalının ailesinin doktorla görüşmesini yasakladığını, hatta ailesinin gidip görüşmesini, hastaneye ziyaretini istemediklerini, davalının yanından ayrılmak istemediği halde ailesinin zorladığını, davalının kendisine "it, köpek sen hala gitmedin mi, ayağa kalkayım, seni gömeceğim" demesi nedeniyle zorunlu olarak ailesinin yanına gittiğini, davalının annesinin kendisinde bulunan ziynet eşyalarını isteyip tarttırıp zekat vermem gerekiyor demesi nedeniyle ziynet eşyalarını teslim etmek zorunda kaldığını, davalının ailesinin evin kapı kilidini de değiştirerek özel eşya ve çeyiz eşyalarını da iade etmekten kaçındıklarını, nafaka ve tazminat talebi olmadığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kendisine ait olan 5 adet kalın bilezik, 5 adet ince bilezik, 1 adet kelepçe bilezik, 1 adet gerdanlık, bileklik, yüzük ve küpeleri, 1 adet ince kolye, yüzük ve küpeleri, 1 adet ince gerdanlık, 1 adet altın şahmeran olan ziynet eşyalarının değerinin yaklaşık 35.000,00 TL olduğunu belirterek ziynet eşyalarının, özel ve çeyiz eşyalarının tarafına iadesine, bu mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarının bedeli olan 35.000,00 TL'nin kendisine ödenmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı kadın 19.09.2019 tarihli celsede, "ben son ana kadar eşimin yanında olmak istiyordum ancak eşim beni istemedi. Kayınvalidem ve kayınpederim de bunun üzerine beni kovdular. Ben eşim vefat ettiği için boşanmaktan feragat ediyorum. Ziynet alacağı yönünden karar verilmesini talep ediyorum. Çeyiz eşyalarımı teslim aldım. Ev eşyalarına ilişkin talebim yoktur." şeklinde beyanda bulunmuştur.

II. CEVAP

1.Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup, davalının süresinde cevap dilekçesi vermediği anlaşılmıştır.

2.Yargılama sırasında davalı ...'un 04.05.2019 tarihinde vefat etmesi üzerine davalının mirasçıları davaya dahil edilmiş, davayı takip ettiklerini bildirmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla,tarafların 2017 yılında evlendikleri, kısa bir süre evli kaldıktan sonra ayrıldıkları, dava devam ederken davalının 04.05.2019 tarihinde vefat ettiği, davaya davalının anne ve babasının devam ettiği ancak boşanma kararı kesinleşmeden davalının ölmüş olduğu ve davacının da davasından feragat ettiği anlaşılmakla boşanma davası konusuz kaldığından boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, evlilikten sonra davalının kanser hastalığı nedeniyle tedavi görmeye başladığı, davalının yanında bulunan davacının davalının anne ve babası tarafından hastane odasından darp edilerek kovulduğu, bu sırada ziynetlerin davalının annesi ...'un çantasında bulunduğu, davalının anne ve babasının tarafların müşterek konutunun kilidini değiştirdikleri ve davacının eve girmesini engelledikleri, dolayısıyla ziynetlerin davalı taraf uhdesinde kaldığı, bu hususun davacı tanığı davacının annesi Müesser Bakkalcı'nın beyanlarıyla doğrulandığı gerekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda ziynet alacağına ilişkin davanın kısmen kabulüne, 10.10.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtilen 5 adet 22 ayar kalın bilezik (80gr x 171,99 TL = 13.759,20 TL), 4 adet ince bilezik (34 gr x 171,99 TL = 5.847,66 TL), 1 adet 14 ayar kelepçe bilezik (15 gr x 109,84 TL = 1.647,60 TL), 1 adet gerdanlık, bileklik, yüzük ve küpeden oluşan 14 ayar set (40 gr x 109,84 TL = 4.393,60 TL), bir adet 14 ayar gerdanlık (8 gr x 109,84 TL = 878,72 TL), bir adet altın Şahmeran (6,5 gr x 109,84 TL = 713,96 TL) ziynetin aynen olmadığı takdirde değeri olan 27.240,74 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı dahili davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Dahili davalılar istinaf dilekçesi ile, davacı tarafın altınların kendilerinde olduğunu ispatlayamadığını, davacının yakın akrabasının beyanlarını destekleyici delil bulunmadığı halde beyanına itibar edilmesinin hatalı olduğunu, ziynetlerin davacı kadında olduğunu, davacının oğullarının hastalığı boyunca gerekli ilgi ve alakanın gösterilmediğini, sürekli ters davrandığını, hastanede tartışma çıkardığını, hasta olan oğullarının moralini bozucu cümleler kurduğunu, arkasından da davacının annesinin dahili davalı ...'a saldırdığını, hastane görevlilerinin davacı ve annesini odadan uzaklaştırdığını, oğlunun ricası üzerine ...'un şikayetçi olmadığını, davacının hastalığı boyunca gerek maddî ve gerekse manevî olarak destekte bulunmadığını, boşanma davası yönünden de feragat ettiği halde yargılama giderlerinin yanlış belirlendiğini, boşanma davası yönünden feragatten ret kararı verilmesi gerektiğini belirterek ziynet eşyası iadesi yönünden kararın kaldırılmasına ve davanın reddine, boşanma davası yönünden verilen kararın kaldırılmasına ve feragat nedeniyle reddine, yargılama gideri ve masrafların davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,yargılama sırasında davalı erkeğin vefat etmesi ve kadının boşanma davasından feragat etmesi nedeniyle boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verildiği, dahili davalılarca istinaf kanun yoluna başvurulduğu, dahili davalıların tanıkların yakın akrabalığına yönelik istinaf talebinin yerinde olmadığı, boşanma davası devam ederken davalı erkek eşin 04.05.2019 tarihinde vefatı nedeniyle evlilik birliğinin ölümle sona erdiği, davacı tarafın davalının vefatı sonrasında boşanma davasından feragate ilişkin beyanının hüküm ifade etmediği, vefat eden eş mirasçıları davaya devam ettiklerini bildirmiş olmakla İlk Derece Mahkemesince yapılacak iş evlilik birliği ölümle sona erdiğinden boşanma davası konusuz kalmakla boşanma yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince sağ kalan eşin kusurunun olup olmadığının tespiti yönünden karar vermekten ibaret olduğu, İlk Derece Mahkemesince karar verilirken feragatin de dikkate alınmasının doğru görülmediği, İlk Derece Mahkemesince, vefat eden eş mirasçılarının davaya devam ettiği gözetilerek sağ kalan eşin kusuru yönünden bir tespit yapılması gerekirken olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğinin görüldüğü, İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının konusuz kaldığının tespiti sonrasında harç hesaplaması yapılırken davacının hüküm ifade etmeyen feragati dikkate alınarak harç hesaplaması yapıldığı, boşanma davası yönünden yapılan yargılama giderlerinin davalılardan alınmasına karar verildiğinin görüldüğü, boşanma davası konusuz kalarak sona ermiş olmakla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 331 inci maddesinin birinci fıkrası gereğince harç ve yargılama giderleri konusunda tarafların haklılık durumuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği, yine davalı tarafın yasal süre içerisinde davaya cevap vermeyerek münkir olduğu dikkate alındığında davacı kadına kusur atfedilemeyeceği gibi 6100 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında yapılan değerlendirmede de sağ kalan eş davacı kadının kusurunun bulunmadığı kanaatinin oluştuğu,davacı kadının dava dilekçesinde ziynetleri kendisinde iken eşinin annesi dahili davalı ... tarafından eşi hastanede yatarken zekat hesabı yapmak üzere kendisinden alındığını, sonrasında hastaneden kovulduğu için bir daha da kendisine iade edilmediğini iddia ettiği, İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacı tanıklarının beyanları dikkate alındığında ziynetlere ilişkin beyanları davacı kadından duyuma dayalı olduğu,davacı kadının ziynetleri karşı tarafın aldığını ve iade etmediklerini, somut, görgüye dayalı delillerle ispatlayamadığı, bu haliyle ziynet eşyası alacağı davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul, yasa ve dosya kapsamına aykırı olduğu gerekçesi ile davalıların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının tümden kaldırılmasına, boşanma davası yönünden davalı erkeğin ölümü nedeniyle evlilik ölümle sona erdiğinden boşanma yönünden karar verilmesine yer olmadığına, sağ kalan eş konumundaki davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince kusuru olmadığının tespitine, davacı kadının ziynet eşyası alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen ziynet alacağı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; ziynet alacağı davasının ispat edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.