Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6010 E. 2024/4788 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında daha önce açılmış ve reddedilmiş boşanma davalarının bulunması sebebiyle, son açılan boşanma davasında 4721 sayılı TMK'nın 166/son maddesindeki şartların oluşup oluşmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında daha önce açılan boşanma davalarının reddine karar verildiği, son açılan davanın da bu ret kararlarının kesinleşmesinden sonraki bir yıllık süre içerisinde açılmadığı gözetilerek, TMK 166/son hükmünün uygulanma şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, yerel mahkemenin boşanma talebini reddeden direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1079 E., 2023/1079 K.

KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sarıkaya Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/128 E., 2023/33 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline ve ailesine karşı ağır hakaretler ettiğini, evden kovduğunu ve tarafların fiilen ayrı yaşamaya başladıklarını, bu nedenlerle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, müvekkilinin davalıdan boşanmak için daha önce de boşanma davası açtığını ancak tanıkların yurt dışında olması ve masrafların yatırılamaması nedeniyle davanın reddedildiğini, tarafların davanın reddedilip kesinleşmesinden sonra da bir araya gelmediklerini, taraflar arasındaki evlilik birliğinin fiilen bitmiş olduğunu, taraflar red kararından sonra 3 yıldan fazla bir süredir bir araya gelemediğini, müvekkilinin davalı tarafından bir çok kez ve farklı erkeklerle aldatılmış ve halen de aldatılmakta olduğunu, halen müvekkille evli olduğu halde başka erkeklerle bu şekilde gayrimeşru ilişkiler kurması ve karı koca hayatı yaşamasının müvekkilinin onur, şeref ve haysiyetine büyük zararlar verdiğini ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası ve birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki reddedilen ilk boşanma davasının kesinleşmesinin ardından tarafların 2016 yılında bir araya gelerek tekrar birlikte yaşadıklarını, davacı tarafın müvekkiline karşı olumsuz tavırlarında ısrarcı olması nedeniyle müvekkili tarafından açılmış olan davanında reddedildiğini, müvekkili aleyhinde ikame olunan eldeki davaya hem derdestlik itirazında bulunduklarını hem de ilgili davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının sadakatsiz olduğunu belirterek evlilik birliğini sona erdiren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, her iki davanın da reddi gerektiğinden bahisle hükmün tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında ilk boşanma davasının davacı erkek tarafından 2007 yılında açıldığını ve 2010 yılında dava ispatlanamadığından reddine karar verildiğini, verilen ilk boşanma kararının 25.07.2013 tarihinde kesinleştiğini, ikinci davayı 2015 yılında kadının açtığını ve erkeğin de karşı dava açtığını ancak tarafların ikinci kez boşanma davası açıldıktan sonra bir araya geldiğini belirterek her iki davanın da reddine karar verildiğini, verilen ikinci kararın 16.06.2021 tarihinde kesinleştiğini, eldeki davanın 29.06.2021 tarihinde açıldığını, bu nedenle 4721 sayılı yasanın 166 ncı maddesinin son fıkrası şartlarının oluşmadığını ve davanın reddine karar vermek gerektiğini, diğer taraftan davacı tanığı olarak dinlenen ve davalının da kardeşi olan ...'un beyanın yetersiz olduğunu, olayın ne zaman olduğunun belli olmadığını, tarafların ikinci boşanma davası sırasında bir araya geldiklerini, davacının önceki boşanma davasında kadını sadakatsizlikle itham ettiğinin anlaşıldığını belirterek istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin her iki sebebe dayalı boşanma davasının da reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, her iki dava yönünden de kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında erkeğin davalarının kabulü için gerekli şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci, ikinci ve son fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.