Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6050 E. 2024/6103 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasında, yurtdışında açılmış boşanma davasının devam etmesi nedeniyle dava şartlarının oluşup oluşmadığı ve davanın usulden reddedilip reddedilmeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Mal rejiminin tasfiyesi davası açıldıktan sonra yurtdışında boşanma davası açıldığı ve boşanma hükmünün kesinleştiği, bu nedenle dava şartı noksanlığının daha sonra giderilmiş olduğu ve yerel mahkemenin boşanma davasının sonucunu bekletici mesele yapmayıp davanın usulden reddine karar vermesinin hatalı olduğu gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1160 E., 2023/1105 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: Kayseri 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/431 E., 2023/148 K.

Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; mal rejiminin tasfiye edilerek dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlar ile davalı adına kayıtlı banka hesabında bulunan birikimlerin edinilmesine ve bilahare iyileştirilmesine müvekkili tarafından yapılan şimdilik 1.000,00 TL alacağın tasfiyenin sona ermesinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında açılmış bir boşanma davası olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yurtdışında boşanma davası açılmadan önce Türkiye'de mal rejimi davası açıldığı, mal rejimi davası ekinde sunulan ve boşanma davasına ilişkin delil olduğu iddia edilen evrakın ceza dosyasına ilişkin evrak olduğu ve evrak içerisinde boşanma davası açılmadığına dair beyan olduğu, yurtdışında açılan boşanma davasının tanıma tenfizi yaptırılmadan Türkiye'de mal rejimi davası açılmasının mümkün olmadığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 225 nci maddesi uyarınca mal rejimi davalarında boşanma dava tarihinin esas alındığı, işbu davanın açılış tarihinin 27.05.2022, Viyana'da yapılan boşanma işlemleri tarihinin ise 09.06.2022 olduğu, Viyana Mahkemesinin tarihi itibariyle dahi mal rejimi davasının boşanmadan önce açıldığı. yabancı mahkeme ilamlarının Türkiye'deki tanıma ve tenfiz tarihinin mal rejiminin başlangıç tarihi olduğu, hukuken davacının böyle bir davayı açma hakkı olmadığı, hukuki yararının da bulunmadığı, taraflar evli iken işbu davanın açılamayacağı gerekçesiyle, davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendindeki dava şartı noksanlığı nedeniyle 6100 sayılı Kanun'un 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; yurtdışındaki boşanma davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mal rejimin yurtdışında boşanma davasının açıldığı tarihte sona ereceği, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacağa karar verilebilmesi için mal rejiminin sona ermesi gerektiğini, mal rejiminin sona ermesinin mal rejiminin tasfiyesi davalarının görülebilirlik ön koşulu olduğu, mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince bekletici mesele yapılması gerektiği, aynı koşulun yurtdışında verilmiş boşanmaya ilişkin mahkeme kararları hakkında Türkiye'de verilecek tanıma tenfiz kararları için de arandığı, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise görülebilirlik koşulu gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, boşanmaya yabancı mahkemece karar verilmesi ve kesinleşmesi neticesinde taraflar arasındaki mal rejimi boşanma dava tarihi itibarıyla sona erecektir, ancak yabancı mahkemenin vereceği boşanma kararının kesinleşmesi halinde verildiği ülkede kesin delil ve kesin hüküm olarak kabulü sonucunu doğurabilecekse de, kararın Türkiye’de uygulanabilmesinin ancak bir tanıma tenfiz kararının verilmesi halinde mümkün olabileceği; somut olayda, davacı kadın tarafından yurtdışında boşanma davası açılmadan önce Türkiye'de mal rejiminin tasfiyesi davası açıldığı, mal rejiminin tasfiyesi davası açıldıktan bir müddet sonra yurtdışında boşanma davası açıldığı ancak davanın halen derdest olup karar verilmediği, boşanma kararı verilmediği için de Türkiye'de davanın görülebilmesi için gerekli olan boşanma kararının tanıma yada tenfizine ilişkin davanın da açılmadığı, evlilik devam edip mal rejiminin tasfiyesi davasının görülebilirlik ön koşulu gerçekleşmediğinden mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; yurtdışındaki boşanma davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava şartlarının oluşup oluşmadığı, bekletici mesele noktasında toplanmaktadır. Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 26 ncı maddesi, 30 uncu maddesi, 33 üncü maddesi, 114 ve 115 inci maddesi, 165 nci maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 225 nci maddesi; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 50 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1. 4721 sayılı Kanun'un 225 inci maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtayın ve Dairemizin devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, kişisel hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir.

2. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 sayılı Kanun'un md. 30) bekletici mesele yapılmalıdır (6100 sayılı Kanun md. 165/1).

3. Ayrıca, Mahkemece, dava şartı noksanlığı davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez (6100 sayılı Kanun md. 115/3).

4. Somut olayda, taraflar arasında İlk Derece Mahkemesi karar tarihinden önce yurtdışında açılan boşanma davasının olduğu, nüfus kaydına göre yurtdışı boşanma kararının 17.01.2024, tanıma kararının da 23.07.2024 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. O halde, İlk Derece Mahkemesince karar tarihinden önce açılmış taraflar arasında görülen bir boşanma davasının derdest olduğunun anlaşıldığından usul ekonomisi gereğince boşanma davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekir ise de nüfus kaydına göre tarafların boşanma kararının kesinleştiği anlaşılmasına göre, Mahkemece tarafların iddia ve savunmalarına göre delilleri toplanarak işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.