"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3 E., 2023/731 K.
KARAR : Kısmen ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Patnos 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2017/78 E., 2019/67 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı-karşı davalı kadının toptan yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; öncelikle müvekkilinin dava giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığından adli yardım kararını alınmasını, davalının hint keneviri adındaki uyuşturucu madde bağımlısı olduğunu, davalının uyuşturucu maddeyi davalının yanında defalarca kez kullandığını, müvekkilinin ısrarı üzerine tedavi görmeyi ret ettiğini, aynı zamanda davalının işsiz olduğunu ve bunlara rağmen müvekklinin evlilik birliğini korumayan çalıştığını, ancak davalının böyle bir çabanın içinde olmadığını, bu da yetmiyormuş gibi davalı kardeşi ... ile evde beraber uyuşturucu kullandığını, davalının evlilik hayatını Mersin İlinde davalının ailesi ile birlikte yaşadığını, daha sonra Diyarbakır'a kararı aldıkları ve orada yine davalı ailesi ile beraber yaşayacaklarını söylemesi üzerine müvekkilini bu teklifini kabul etmediğini ve bundan sonra davalının sorunları çıkarmaya başladığını, müvekkilinin bu süreçte dokuz haftalık gebe olduğunu, davalının bu çocuğu istememesi üzerine davalı eş ile yollarını ayırmaya karar verdiklerini, bu yoğun üzüntü neticesinde müvekkilinin çocuğa düşük yaptığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine 50.000,00 TL manevî tazminata ve aylık 1.000,00 TL nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, maddî odaklı hareket ettiğini, habersiz ortak çocuğu aldırdığını, davacı kendi isteği ile ailesini çağırarak kamyonet ile tüm eşyaları ve altınları alarak Patnos' döndüğünü ve hiç bir eşyasının kalmadığını, kendisinin hiç bir kusurunun olmadığını, kadının davasının reddi ile kendi davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, lehine 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.03.2019 tarihli ve 2017/78 Esas, 2019/67 Karar sayılı kararıyla; davacının davalı hakkındaki uyuşturucu madde ve esrar kullandığı iddiası davalının yazışmalardaki ifadeleriyle ile sabit olduğu, davalı eşin esrar kullanmasının davacı eş tarafından kabul edilmesi beklenmeyecek bir hal olup, davacı eşi toplum içerisinde, yakın çevresinde ve kendi iç dünyasında psikolojik olarak zor durumda bırakacağına kuşku bulunmadığı, kadının gebeliği habersiz şekilde sonladırmak vakıasına ilişkin olarak delillerinin sadece tanık beyanlarından ibaret olması, ilgili tanıkların erkek ile yakın akraba olması ve sadece dolaylı şekilde bu vakıaya ilişkin bilgilere sahip olmaları sebebiyle dinlenen tanıklara itibar edilmediği, erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin karşı davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için 15.000,00 TL manevî tazminata ve kadının ev hanımı olması ve çalışmaması, düzenli ve sürekli gelirinin olmadığı ve boşanma ile yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın için aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı erkek vekili her iki dava yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 06.04.2022 tarihli ve 2020/270 Esas, 2022/563 Karar sayılı kararıyla; kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinden yoksulluk nafakası koşulları gerçekleştiği, ancak tarafların kusur oranları, ekonomik ve sosyal durumları, erkek eşin ödeme gücü, evlilik birliğinin süresi, ortak çocuk bulunmaması, tarafların yeniden evlenme ihtimalleri nazara alınarak yoksulluk nafakasının toplu olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken aylık irat şeklinde ödenmesine karar verilmesi doğru görülmediği gerekçesiyle erkek vekilinin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile bu hükmün kaldırılarak yerine yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle kadın için toptan 6.000,00 TL yoksulluk nafakasına, davalı-karşı davacı erkek vekilinin sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı kadın vekili kadın yararına yoksulluk nafakasının toptan ödenmesi ve miktarı yönünden, erkek vekili ise; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin14.11.2022 tarihli ve 2022/6540 Esas,2022/9228 Karar sayılı kararı ile kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında, 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası nazara alınarak, hâkimin takdir yetkisi çerçevesinde toptan ödeme kararı verilmesinde kanuna aykırı bir durum yok ise de; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumu gözönüne alındığında, kadın yararına hükmedilen toptan yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, daha uygun ve yeterli miktarda toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, erkeğin tüm; kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu hükümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kararına uyulmak suretiyle yeniden yapılan yargılamada erkek vekili tarafından kadın eşin devamlı gelirinin bulunduğu beyan ve buna ilişkin belgeler ibraz edildiği, Dairece yapılan kolluk araştırması ve sosyal güvenlik kayıtları ile maaş bordrolarından kadın eşin özel güvenlik görevlisi olarak çalıştığı ve Mart 2023 tarihi itibariyle aylık 13.011,79 TL gelirinin bulunduğunun tespit olunduğu, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, tüm dosya kapsamına göre kadının güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, düzenli ve devamlı gelirinin bulunduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, kadının talep ettiği yoksulluk nafakasına ilişkin bozma kararından sonra yeni delil ibraz olunabileceği ve tespit olunan yeni delil durumuna göre kadının yoksulluk nafakası talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili; kadının boşandığından beri çok uzun bir süre boyunca işsiz kaldığından dolayı borç altına girdiği ve halihazırda çalışmış olduğu işten de her an için çıkartılabileceği, kadrolu bir işi olmayıp ne zamana kadar çalışmış olduğu iş yerinde çalışacağı belirsiz olduğu, ayrıca, kadın hakkında İlk Derece Mahkemesince verilen karar ile kadının halihazırda çalıştığı iş yerine girmiş olduğu tarihe bakılacak olursa, üç dört yıl boyunca işsiz bir şekilde yaşamını idame ettirmeye çalıştığı, daha önceden İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen nafakanın da kesildiği dikkate alındığında müvekkilimizin ciddi bir ekonomik sıkıntı içerisine gireceğini ileri sürerek reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, uyulan bozma kararı uyarınca karar verilip verilmediği, kadının reddedilen yoksulluk nafakası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 175 inci ve 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay’ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan hukuk mahkemesi, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Mahkeme, bozma kararından dönerek direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da yeni bir hüküm kuramaz. Bu müesseseye usuli müktesep hak veya usule ilişkin kazanılmış hak denir. Usuli müktesep hak, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Açıkça bozmaya uyulmasına karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra Mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Kural olarak, hakim ara kararından dönebilirse de, bozmaya uyulmasına ilişkin karar bunun istisnalarındandır. Farklı anlatımla; bozma kararına uyan Mahkeme, bununla bağlıdır.
2.Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; somut olayda, Dairemizin 14.11.2022 tarih ve 2022/6540 Esas,2022/9228 Karar sayılı kararı ile kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında, 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası nazara alınarak, hâkimin takdir yetkisi çerçevesinde toptan ödeme kararı verilmesinde kanuna aykırı bir durum yok ise de; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumu gözönüne alındığında, kadın yararına hükmedilen toptan yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, daha uygun ve yeterli miktarda toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiş, Mahkemece bozma ilamına uyulmakla yoksulluk nafakası yönünden davacı-karşı davalı kadın lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. O hâlde Mahkemece, kadın lehine toptan yoksuluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken, usuli kazanılmış hak göz ardı edilerek kadının çalıştığı, düzenli ve devamlı gelirinin bulunduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceğinden ve kadının yoksulluk nafakası talebinin şartları oluşmadığından bahisle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda belirtildiği üzere BOZULMASINA,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.