Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6118 E. 2024/3566 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu olan taşınmazın, malik olmayan eşin rızası alınmadan konulan ipotek nedeniyle satılması sebebiyle, malik olmayan eşin maddi tazminat talep edip edemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Malik olmayan eşin 4721 sayılı TMK m.194'ten kaynaklanan hakkının kullanım hakkı niteliğinde olduğu, taşınmazın satışı ile bu hakkın ortadan kalkmasının malik olmayan eşe bedel tazminatı talep etme hakkı vermeyeceği, davacının malik olmaması nedeniyle zarara uğradığının kabul edilemeyeceği ve bu zarara ilişkin ispat da bulunmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/738 E., 2022/3188 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Şanlıurfa 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/445 E., 2021/590 K.

Taraflar arasındaki aile konutunun satılması nedeniyle maddî tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Şanlıurfa ili, ... ilçesi, 3205 ada, 1 nolu parselde kayıtlı, 2/36 arsa paylı, 3 nolu bağımsız bölüm, dubleks niteliğindeki meskeni, 21.08.2014 tarihinde müvekkilinde ortak yaşam için benimsemesi üzerine eşi ... tarafından aile ortak konutu olarak satın alındığını, eşinin müvekkilinden habersiz olarak aile konutunu davalı bankaya 510.000,00 TL bedelle ipotek tesis ettiğini, taşınmaz davalı banka tarafından Şanlıurfa 4.İcra Müdürlüğünün 2016/3396 esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılarak paraya çevrildiğini ve ipoteğe konu taşınmazı 320.000,00 TL bedel ile alacağına mahsuben bankada kaldığını, işbu ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin 30.09.2016 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin zararının taşınmazın tüm değeri kadar olduğunu, müvekkilinin aynı imkana kavuşmasının taşınmazın şimdiki bedelinin aynen ödenmesi ile mümkün olduğunu, taşınmazın bugünkü gerçek değerinin yapılacak keşif ve alınacak bilirkişi raporu ile tespit edileceğini belirterek ipotek tesis tarihi olan 26.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; kredi sözleşmesinde davacının eş muvafakatinin bulunduğunu, tazminat isteminin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zaman aşımına uğradığını, aile konutu olmayan bir taşınmaza ilişkin müvekkil banka tarafından eş muvafakati alınması zorunluluğunun bulunmadığını, banka lehine ipotek tesis edildiği tarihte aile konutu olduğuna ilişkin herhangi bir şerh bulunmamasına rağmen davacı eşe ait muvafakatname alındığını, davacı tarafça söz konusu ipoteğe ilişkin muvafakati alınmasına rağmen ipotekten bihaber olduğu beyanının gerçeğe aykırı olduğunu ve davacı tarafın kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın cebri icra yolu ile davalı banka tarafından ipoteğe konu alacağa mahsuben satın alındığı, satış kararının kesinleştiği, taşınmazın satış tarihi itibarıyla 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince aile konutu vasfını kaybettiği, 194 üncü madde ile korunan hakkın taşınmazın aile konutu olması nedeniyle kullanım hakkı olduğu, taşınmaz üzerinde davacıya ayni hak sağlamadığı, konutun elden çıkmasının malik sıfatı bulunmayan davacıya konut bedelini tazminat olarak isteme hakkı vermeyeceği, davalı bankanın alacaklı olduğu, ipotek olmasa dahi ilamsız takip yapıp, satış isteyebileceği, alacaklı bankanın hem alacağını alması hem de alacağını aldığı için borçluya tazminat ödemesinin çelişki oluşturacağı, davacının dava konusu taşınmazın maliki olmadığı, taşınmazın maliki olmayan davacının zararının varlığından bahsedilemeyeceği gibi, aile konutu nedeni ile malik olmayan eşin ne gibi bir zararının olduğunun ve zararın neye göre hesaplanacağının da belirlenebilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.İlk Derece Mahkemesinin 09.11.2021 tarih, 2019/445 esas, 2021/590 karar sayılı ek kararı ile davacı tarafın muhtıraya rağmen kesin süre içerisinde istinaf harç ve masraflarını yatırmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, 09.11.2021 tarihli ek karar ile asıl hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece 09.11.2021 tarihli ek karar ile istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de 27.10.2021 tarihli istinaf harç-masraf tamamlatılması hakkındaki muhtıra incelendiğinde, ihtar içeriğine göre yatırılması gereken harç ve masrafların nereye yatırılacağının açıkça belirtilmediği, bu haliyle ihtarın usulsüz olduğu, istinaf harç ve masraflarının davacı tarafça yatırıldığı, bu nedenle İlk Derece Mahkemesinin davacının istinaf başvurusundan vazgeçmiş sayılmasına dair ek kararın kaldırılmasına ve davacının istinaf başvurusunun incelenmesine karar verildiği, asıl hüküm yönünden de toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; Mahkemenin delil değerlendirmesi ve davanın red gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, Mahkeme kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesinin 09.11.2021 tarihli istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair ek kararın kaldırılmasına, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazın, malik olmayan eşin rızası alınmadan konulan ipotek sonrasında cebri icra ile satılması durumunda, malik olmayan eş yönünden maddi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.